Multimedia; Andrea & Lexi⚡️⚡️⚡️
Kısa bir yolculuğun ardından arabadan inip bara girdiğimizde, Adler'e hâlâ ne kadar kızgın olsam da, korumacı tavrıyla beni kendisine çektiğinde bir şey demedim.
Ellerini belime koyup beni insan kalabalığının arasından maharetli bir şekilde geçirdi ve Andrea'nın yanındaki bar taburesine oturup bedenimi aniden havalandırarak üstüne çekti. Kendi kendime söylendim ama rahat olduğum için kucağından kalkmadım. Andrea elindeki içki bardağını tezgaha bırakıp bize baktıktan sonra gülümseyerek "Hoş geldiniz!" diye bağırınca ben de gülümsemek zorunda hissetmiştim. "Merhaba."
Josh ve Adler mekanla ilgili konuşmaya başladıklarında kulağıma eğilip "Moralin bozuk gibi görünüyor, bir şey mi oldu?" dediğinde başımı salladım. "Şimdi olmaz, ilerleyen saatlerde anlatırım." Andrea kaş göz işaretleriyle Adler'i işaret edip "Onunla mı ilgili?" diye sordu sadece dudaklarını oynatarak. Başımla onayladım ve olanları şöyle bir hatırlayınca yeniden sinirlenip bilerek Adler'in kucağında sertçe hareket ettim. Kısık sesli iniltisini duyduğumda zaferle sırıttım ve kollarımı bağladım. Adler öfkeli bir ifadeyle "Düzgün dur!" diye tıslayıp vücudumu kucağında kıpırdayamayacağım bir şekilde sabitledikten sonra Josh'la konuşmaya devam ettiğinde, Andrea'nın bardağını alıp birkaç yudum viski içtim, boğazımı yakan içkinin unutmaya yüz tuttuğum etkisiyle gülümsedim. Andrea ise sırıttı ve göz kırptı.
"Ee Adler, başlayalım mı?" Andrea'nın saatine baktıktan sonra yönelttiği soruyla Adler'in gözleri benim üzerimden ayrılıp ona döndü. Bir dakika, ne zamandır bana bakıyordu ki? İçki içtiğimi görmemiş olmalıydı, yoksa kesinlikle kızardı. Ben bunu düşünürken Adler sakince yanıtladı. "Başlayalım."
"Josh, sen de yaklaş." Josh ikiletmeden Andrea'nın solundaki tabureye oturdu ve masum bir kedi yavrusunu andıran bakışlarını ona dikti. Andrea buna bir süre güldükten sonra öne doğru eğildi. "Aradığınız adamın, yani Simon Wright'ın karısının en sevdiği mekan burası. Adam çok yaşlı olduğu için çok mutlu bir evlilikleri olduğu söylenemez, bu yüzden neredeyse her gece farklı bir erkekle terk ediyor barı. Çoğunlukla gece yarısından sonra burada olur, kendisi oldukça güzel ve alımlı bir kadın ve oldukça yüksek standartları var."
Dinlerken nedensizce midemin bulandığını hissettiğimde yüzümü buruşturup yutkundum, ne oluyordu? Ben kendime gelmeye çalışırken Andrea cebinden bir fotoğraf çıkartıp hepimizin görebilmesi için biraz uzaklaştırdı. Ben de karnımı tutup diğerleriyle beraber çakma sarışın, süper mini bir elbiseyle fileli çorap giymiş olan ve dişlerini göstererek gülümseyen çekici kadının fotoğrafını inceledim. Andrea devam etti. "Adı Isabella Wright. Her zaman..." işaret parmağıyla ilerideki kırmızı koltuğu işaret etti. "orada oturur ve üç bardak votka içer."
Midem bir kez daha kasıldığında öğürmemek için elimi ağzımın üzerine kapatıp kendimi tutmaya çalışım. Adler rahatsızlığımın farkına varmış gibiydi, bana doğru eğildi ve yüzümü kendisine çevirdi. "Lexi, ne oldu?" diye sordu endişeli bakışlarla. "Midem..." diye mırıldandıktan sonra daha fazla dayanamayacağımı hissedip kucağından atladım ve dışarı koşturdum.
Çimenlik alana geldiğimde sonunda midemin boşalmasına izin verdim, öğürüp öksürmekle meşgulken kendimi berbat hissediyordum.
Tanıdık, sıcak ellerin saçlarımı topladığını hissedince utançla inledim. "Adler, git... lütfen. Bu... iğrenç." Bir kasılma daha beni nefessiz bırakınca yeniden iki büklüm oldum, Adler ise sabırlı bir şekilde bekledi ve sonunda doğrulabildiğimde "Tamam, bebeğim. Sıkıntı yok." dedi beni rahatlatmak istercesine. Başımı iki yana salladım, gözlerine bakamıyordum çünkü bu gerçekten utanç vericiydi. Adler bana bir şişe su uzattığında dilimdeki iğrenç tattan kurtulmak için birkaç defa ağzımı çalkaladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the AGENT
Romance"Sen benim tek bağımlılığımsın Adler. Birden oluşmuş, kurtulması imkansız hale gelmiş bir bağımlılık bu. Evet, çekici olduğun kadar tehlikelisin de, bunu çok iyi biliyorum ama sensiz yapamıyorum, yaşamak, nefes almak için dahi varlığına ihtiyaç duyu...