Lexi'den;Adler eve döndüğünde uyumuyordum, elimdeki kitabı kapatıp sehpanın üzerine koyarken her zaman yaptığı gibi yüzünde kocaman bir gülümsemeyle girmesini beklemiştim ama tam tersi oldu, öfkeliydi.
Çok öfkeli.
Paltosunu çıkartıp portmantoya doğru fırlattı, sonra burnundan soluyarak gömleğinin kollarını iyice yukarı sıvayıp benim olduğum odaya uğramadan banyoya girdi. Gelen seslerden dişlerini delicesine fırçaladığını anlayabilmiştim, ama neden?
Küçük adımlarla banyonun kapalı kapısının önüne geldiğimde, içeriye girmek için bir teşebbüste bulunmak üzereydim ki, kapı açıldı. Sendelesem de dengemi sağladım ve göz göze geldik, ona sıcak bir gülümseme sunup "Hoş geldin!" dedim heyecanla. Çenesi kasılı bir haldeydi, birkaç saniye anlamakta zorlandığım bir ifadeyle özür diler gibi baktıktan sonra eğilip bana sıkıca sarıldı. "Ne oldu Adler?" diye sordum sırtını okşarken. "Neden sinirlisin?"
"Lütfen soru sorma," diye inledi kollarını biraz daha sıkılaştırırken. "Tamam." diye fısıldadım, gerçekten çok gergindi ve üzerine gitmek istemedim, sadece acısını almak istercesine sarılmaya devam ettim. "Anlatmak istemiyorsun sanırım?"
Cevap vermedi, ellerimin altındaki bedeninin tamamen kaskatı olduğunu hissedebiliyordum. Hafiften geri çekilirken "Öp beni." diye fısıldadı kulağıma. "Bana her şeyi unuttur."
Başımı sallayıp ensesini kavradım ve bana doğru eğilmesini sağlayıp işimi kolaylaştırdıktan sonra dudaklarını aşkla öpmeye başladım. Her öpücüğümle biraz daha rahatladığını hissedebiliyordum, kasılmış vücudu gevşiyor ve gözlerinin rengi aheste aheste eski haline dönüyordu.
"Teşekkür ederim." diye mırıldandı beni kucaklamadan hemen önce. Kokumu içine çekerek yatak odasına taşıdı bedenimi. Sırtımı nazikçe yatakla buluşturduğunda, kıyafetlerimi tek tek çıkartıp vücudumu öpücüklere boğarken "Beni sevdiğin için teşekkür ederim." diye devam etti. "Karşıma çıktığın için, hayatımı güzelleştirdiğin için, beni benliğime kavuşturduğun için teşekkür ederim Lexi."
Mutluluktan gözlerim dolarken dudaklarının üzerinde gülümsedim ve cümlelerini taklit ettim. "Seni sevmeme izin verdiğin için teşekkür ederim. Beni bulduğun için teşekkür ederim. Yanımda olduğun ve olmaya devam edeceğinin sözünü verdiğin için teşekkür ederim Adler."
Dudaklarımızı birleştirirken kollarını sıkı sıkı bedenime doladı, sanki kaçıp gidecekmişim gibi.
Her şeyimle ona tutundum ben de, tüm yaşamımın varlığına, aşkına bağlı olduğunu anlatmak istercesine.
Kulağıma eğilip "Seni seviyorum," diye fısıldadı bana sahip olurken. Sevişmelerimiz esnasında cevap veremeyecek kadar kendimden geçtiğimi biliyordu, dile getiremediğim cümleler için yataktan havalanmaya çalışıp ona sarıldığımda gülümsedi ve dudaklarını önce alnıma, sonra burnuma, ardından çeneme bastırdı.
Gözlerim sımsıkı kapalıyken adını inledim, sesim kısılıncaya dek sayıkladım, bedenlerimizin dansı sürerken ve zirveye her ulaştığımda aşkımı tekrar tekrar haykırdım.
Seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum!
Onunla dolu olmaya bayılıyordum. Vücutlarımızın tıpkı yapboz parçaları gibi uyumlu olmasına bayılıyordum.
Ve her seviştiğimizde, bedenlerimizle beraber ruhlarımız da, ateş ve su da diğer yarılarını bulmanın sarhoşluğu içinde bir bütün halini alıyordu, bunu çok iyi biliyordum.
Böyle zamanlarda birbirimize ait olduğumuzu iliklerime kadar hissediyordum.
⚡️⚡️⚡️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the AGENT
Romance"Sen benim tek bağımlılığımsın Adler. Birden oluşmuş, kurtulması imkansız hale gelmiş bir bağımlılık bu. Evet, çekici olduğun kadar tehlikelisin de, bunu çok iyi biliyorum ama sensiz yapamıyorum, yaşamak, nefes almak için dahi varlığına ihtiyaç duyu...