Part Fifty Six- Argument

2.8K 165 34
                                    



Adler bardan çıkmış, arabasının yanında beklerken önce Josh, sonra da Andrea geldi ve buluştular. Josh heyecanla Adler'in omzunu sıktı. "Mükemmeldin kardeşim! Isabella Wright'a ilk görüşte aşk yaşattın resmen! Kadın sen gittikten sonra bile dalgın dalgın kapıya bakmaya devam etti."

Andrea gülüp Josh'a katıldı. "Kesinlikle! Bu gece bir saniye olsun aklından çıkmayacağına eminim. Benim bile seni izlerken ağzımın suyu akıyordu neredeyse." Adler bu neşeli ortama katılıp onlarla beraber gülmedi, bakışları uzaklardaydı. "Berbat hissediyorum." diye mırıldandı arabaya yaslanıp iç çektikten sonra. Josh hafifçe kaşlarını çattı. "Neden?" Adler cevap vermediğinde devam etti. "Dostum, sen yanlış bir şey yapmadın ki. Oldukça mesafeliydin."

Omuz silkti yakışıklı adam. "Yine de Lexi'ye ihanet ediyormuş gibi hissettim. Bakın, ben gerçekten bu lanet şeye devam etmek istemiyorum. Kendi yöntemlerimi kullanacağım."

"Hadi ama, sık biraz dişini." dedi Andrea cesaret vermek istercesine. "Eminim ki birkaç gece daha görüştükten sonra bu kadın tamamen senin avcunun içinde olacak. İşlerimizi kolaylaştırırız bu şekilde, fazla da göze batmamış oluruz. Mantıklı yolun bu olduğunu sen de biliyorsun."

Adler derin bir nefes aldı, verdi. Gözlerini kapatıp düşündü ve evet, kahrolası en mantıklı yol buydu. Huysuzca başını salladığında Andrea onun koluna dokundu. "Söz veriyorum, çok uzun sürmeyecek."

"Umarım." dedi Adler huzursuz bir şekilde sürücü koltuğuna geçerken. "Umarım."

⚡️⚡️⚡️

Lexi'den;

Adler'i beklerken iyice yorgun düşüp yatağa uzandığımda saat bire gelmek üzereydi.

Tam da uykumun derin kısımlarına geçmek üzereyken kapının açıldığını duydum, yatağın yan kısmının çöktüğünü hissettim ve burnuma dolan kokusuyla sonunda Adler'in geldiğini anladım.

Bir çift kaslı kol belime sarılıp sırtımı sert bir yere yasladığında belli belirsiz gülümsedim. Gözlerimi açmadan "Adler... Seni çok özledim." diye mırıldandığımda dudakları boynumda gezindi ve "Geldim." diye fısıldadı. "Uyumaya devam et bebeğim."

Belimi saran ellerini tuttuktan birkaç saniye sonra kokusunun ve kendi kendine mırıldandığı şeyleri anlayamasam da yumuşak tuttuğu sesinin yardımıyla yeniden uykuya dalmıştım.

⚡️⚡️⚡️

"Ee, dün gece bensiz ne yaptınız?" Sonunda uyanabildiğimde ve kahvaltıda Josh'la Andrea bize katıldığında, bu soruyu sabah keyfimizi bozmamak için çok uzun süre sonra sordum. Hepsi birbirine baktı, sonra Adler profesyonel, hiçbir duygu barındırmayan ses tonunu kullanarak yanıtladı. "Lexi, sevgilim. Boş ver sen bu işleri."

Başımı onaylamazca sallayıp pankek sosunu çatalımla sıyırdım. "Merak ediyorum Adler. Tamam, ajan olmayabilirim ama..."

"Lexi." Yine o itiraz istemez, sert ses tonunu kullanmıştı, oflayıp çatalımı bıraktım. Andrea gülerek omzumu okşadı. "Adler, Adolf Hitler'le kan bağının olmadığından emin misin?"

Adler tek kaşını kaldırıp içtiği su bardağını masaya koydu. "Neden sordun?"

Andrea parmaklarını kaldırıp saymaya başladı. "Almanlık, tamam. Kahverengi saçlar ve açık mavi gözler, tamam. Dominantlık, tamam. Egoistlik, tamam. Kontrol edilemeyen öfke, tamam. Baskıcılık, tamam. Psikopatça bir acımasızlık, tamam. Daha sayayım mı?"

Josh ve ben gülmeye başlarken Adler ağır ağır gözlerini devirdi. "Hitler Alman değil." Andrea sevimli sevimli sırıttı. "Diğerlerini kabul ediyorsun yani?"

the AGENTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin