Yorumlara bağlı hikayenin diğer bölümlerinin gelmesi...
Şimdilik iki bölümü hikayeye giriş olarak yazdım...🌷🌷🌷🌷🌷🌷
Tunç yine işten çıkıp keyifli bir şekilde nişanlısını almak için gitti. Lüks aracından inip açık olan bahçe kapısından içeriye girdi. Nevin'in ablasının küçük oğlu oyun oynuyordu. Küçük çocuk " Tunç enişte " diyerek yanına geldi. Tunç tebessüm ederek
" gel bakalım yakışıklı " diyerek yanağından öptü. Küçük çocuk tüm masumluğuyla " Tunç enişte kimse benimle oynamıyor sen gel şuraya otur ve öğrencim ol bende senin öğretmenin olayım " dedi.Tunç çocuğu kıramayarak " tamam yakışıklı ama fazla duramam vaktim yok teyzeni alıp gideceğim hazırlık için..." der demez " tamam ama sen şu masaya oturup beni bekle ben içeriden yazı tahtamı ve kalemimi alıp geleyim..." deyip koşarak gitti. Tunç gülerek masaya oturdu. Etrafa bakınırken yan tarafta ki salonun açık camından nişanlısının ve diğerlerinin kahkahaları duyuldu.
Tunç şaşkın bir şekilde " Allah Allah Nevin böyle neye gülüyor ki" derken
" aman anne sende beni iyice saf sandın... Sürekli aynı şeyleri tembihleyip duruyorsun... Ben artık Tunç'u tamamen avucuma aldım... " der demez Tunç Kılıçaslan mesleğinin gereği hemen telefonunun ses kaydını açtı fark etmişti ki iyi şeyler olmuyordu.Nevin kahkaha atarak " ben istemiyorum deyip çekiliyorum o alıyor en güzelini..." deyip bir kahkaha daha patlattı. Tunç şaşkın bir şekilde kaşlarını kaldırıp
" bu da ne demek?!" Dedi.Şermin hanım alayla " ay o Cevriye'de tam bir sümsük... Hele kızları hastalıklı şeyler... Tam bir mıymıylar... İnanın ki zor sabrediyorum... Şu düğün bir olsa hayırlısıyla... Bu Tunç'ta kredi istemem haram düğün yapmam o şekilde diyerek iki yıl erteledi... Yoksa çoktan ağızlarının payını vermiştim... Ben evelden sevmezdim o Cevriye'yi... Yanında ağız tadıyla bir dedikodu dahi yapamazsın... Hemen, günah demeye başlar... Canım yani insanda biraz sohbet etmek istiyor... Ama yok o Cevriye yapmaz da yaptırmaz da... Bakmayın Tunç için sabrettim..." dedi. Tunç kızgın bir şekilde " şeytan bunlar...!" Dedi.
Nevin gülerek " Hele bir Tunç'la evleneyim de o işe yaramaz köpek çanağı Cevriye karısın ve o iki hastalıklı ayak bağları kızlarını bakım evine atacağım... Şimdilik sabrediyorum ama...Tunç bir seçim yapmak zorunda kalacak ve tabii ki beni seçecek... Çünkü benim köpeğim oldu adeta... Hoş benim gibi bir kızda sevilmez mi? Gencim 25 yaşında, akıllı ve güzelim, üniversite mezunuyum... " deyip tekrar bir kahkaha daha patlattı " ben gençliğimi onun o hastalıklı ailesine mi feda edeceğim? Ben hayatımı yaşayacağım Tunç'la ve imkanlarıyla..." diye ileri geri konuşuyordu.
Şermin hanım gülerek" o hayatı yaşarken bizi unutma kızım... Babanın ve benim, kardeşlerinin de çok planları var... Ve hepsi o Tunç'un imkanlarından geçiyor..." dedi. Tunç şu anda hepsinin hesabını vermek istiyordu ama yıllar yılı görevi gereği gizli hareket etmenin zafere giden yol olduğunu bildiği için ellerini yumruk yaparak " Allah şahidim olsun ki hepnize bunların hesabını soracağım adiler..." dedi.
Sakinleşince, telefonu kapatıp tam bahçeden çıkacakken küçük çocuk yanına gelince bir açıklık vermemek için " hadi gel eve gidelim teyzenin yanına " deyip açık olan kapıyı tıkladı. Kapıya gelen Nevin ve annesi, ablası önce bir şok yaşadılar ama Tunç eskisi gibi olunca rahat bir nefes aldılar. Çok korkmuşlardı Tunç'u duymuştur diye. Yine Tunç'a binbir yağ çektiler. Tunç'ta oyunlarına içi içini yiyerek ayak uydurdu. Nişanlısını alıp villaya getirdi son hazırlıklar için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabrı Sükut 8. Seri ( Esaret Hayat )
SpiritualNOT:ÇALINTI VEYA EN UFAK BİR KOPYALAMA DURUMUMDA AVUKAT KUZENİM VE ABLAM TARAFINDAN GEREKEN TÜM YASAL İŞLEMLER YAPILACAKTIR... KURGUMUN HİÇ BİR KURUM VEYA KURULUŞLA ASLA VE ASLA EN KÜÇÜK BİR İLGİSİ YOKTUR TAMAMEN HAYALİDİR... 19 yasında ki Şifa kı...