500 yorum sınırı dolarsa yeni bölüm gelir inşallah kardeşlerim...
Çok isteyen olduğu için yazdım. Düzenleyemedim yazım hatası olabilir...
🪷🪷🪷🪷🪷🪷
Tunç gördüğü rüyayla adeta dehşete düşmüştü. Ama bir gaflet uykusundan da uyandığını fark etmişti. Nitekim karısını, biricik yarini rüya dahi olsa ölmüş görmek halen daha aklını başından alacak gibiydi. Ter basmıştı tüm bedenini. Sersem adımlarla ilerledi. Acı dolu gözleri aralık kalan kapıya kaydığında ise yine aynı sarsak adımlarla çıktı.
Çok değil, daha biraz önce rüyasında karısının acı bir şekilde hayatından çıkıp gidişini seyretmiş ve hiçbir şey yapamamıştı... Öylece bağırmış durmuştu sadece. Sabah özenerek giydiği elbisesi ter içinde kaldığı için bedenini şimdi bir titreme tutmuştu ılık ilkbahar gecesinde. Yüzü yoktu ki karısının yanına gitmeye, farkındaydı ki çok kırmıştı onu. Hızlıca evden çıktı.
Bahçenin örgülü demir kapısından da çıkarak kendine kızarak sokakta koşmaya başladı.Nefes nefese koşarken, köşe başında karısını görmeyi hayal etti... Bir ağacın dibine oturup onu beklediğini düşündü. Fakat çoktan incinmişti yari haftalardır olan davranışlarını, o güzel gözlerinin daima hüzünlü oluşunu, gerekmedikçe konuşmayışını daha neleri neleri düşündü.
" Aptalll ! Aptal Tunç!"
Diye feryat etti adeta. Rüya ile şoka girdiği için bu durumu henüz kabullenemiyordu... Karısının onu acı içinde bıraktığını kabul edemiyordu.
Gözyaşları sicim gibi akarken sağa sola koşarak hep aynı kelimeyi tekrarlıyordu." Aptalll ! Aptal Tunç...!"
Rüyada olsa işte, delicesine âşık olduğu kadın onu bırakıp gitmişti. Hemde kırgın gitmişti... Nefessiz kalıp farkında dahi olmadan girdiği koruluğun ortasına halsizce diz çöktü. Kafası deli gibi bir sağa bir sola dönerken, kendi kendine acıyarak bakıyordu. Karısının tüm umutlarının tükendiğine ve yaralanmış olduğunu anlamıştı artık. Yaralı bir aslan gibi ayağa kalkıp zorlukla geri adımlar attı çıktığı evine doğru. Nasıl da
sızlıyordu dört bir yanı. O heybetli bedeninin her bir uzvu çektiği acıya şahitlik edercesine titriyordu yine. Hoş, yaralıydı zaten Şifa'sı... Garipti bakışları... Kederliydi herbir kelamı. Ne kadar gizlemeye çalışsa da biliyordu Tunç. Karısını ayakta tutan imanı kuvvetli oluşuydu farkındaydı.
Gönlü kan revan içinde kalmıştı küçük karısının. Ama herşeye rağmen kocasına her şekilde mükemmel bir kadın olmak için mücadele eden ve destek olan bir küçük hatundu. Mükemmel bir gelin olmuştu. Artık birde mükemmel anne olmuştu." Benim çocuklarımın annesi, küçük karım...!" Dedi ellerini bağrına vurarak.
Soluk aldı zorla " ama şimdi acımasız bir adam tarafından hayallerinden vurulmuş gibi hissettiğine adım kadar eminim...! Aptallık ettim Şifa'm! Affet beni...! Ama ben sadece bir kadının o durumda olmasından dolayı şoka girdim... Birde o kadın çocukluğunu dahi bildiğim birisi... Hoş hangi kadın olsa üzülür insan..."Dermansız bir halde gelip tekrar girdiği evde sanki bir mucize ve karısına ait şeyler, kendini affettirmek için bir çıkış yolu bulabilme umuduyla yenik adımlar atıyordu. Tüm duvarlar üzerine üzerine geliyordu sanki. Aklını yitirmiş gibiydi, hırsını sürekli çektiği gür saçlarından çıkarıyordu şimdide. Nasıl gelmişti böyle bir oyuna? Böyle bir gaflete... Nasılda karısının incitmekten çekinmeden haftalardır bir tuhaf olmuştu. Birisine yardım etmek isterken en güzel emaneti olan yarini kırmıştı.
Başını sağa sola sallayarak kendine güldü bu defa. Nasıl da kör kütük kara sevdalı olmuştu böyle küçük bir kıza... Şifa kıza... Tüm dengesini kaybettirmişti o küçük kız bu kocaman avukata. Aşk namına bildiği tüm kanunları bir bir yok edip yerine kara sevda kanunları getirmişti o küçük Şifa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabrı Sükut 8. Seri ( Esaret Hayat )
SpiritualNOT:ÇALINTI VEYA EN UFAK BİR KOPYALAMA DURUMUMDA AVUKAT KUZENİM VE ABLAM TARAFINDAN GEREKEN TÜM YASAL İŞLEMLER YAPILACAKTIR... KURGUMUN HİÇ BİR KURUM VEYA KURULUŞLA ASLA VE ASLA EN KÜÇÜK BİR İLGİSİ YOKTUR TAMAMEN HAYALİDİR... 19 yasında ki Şifa kı...