500 yorum sınırı dolarsa yeni bölüm gelir inşallah. Ama güzelce yorum olsun... Doldurmak için zorlamayın kendinizi lütfen...🪷🪷🪷🪷🪷🪷
Tunç'un yüreği yanıyordu. Aynı zamanda da çok korkuyordu karısı için. Öyle ki, hep mantığıyla hareket eden ünlü avukat Tunç Kılıçaslan'ın şu anda korkusu mantığının önüne geçmişti.
Tekrar tekrar " Şifa!" Diye çağırdı ama ses yoktu. Ara ara gözyaşı içinde dönüp bakınca her seferinde karısının elbisesinin eteğinin daha da çok kan olduğunu görünce " tahmin ettiğim şeyse biz daha toparlayamayız kendimizi...!" Dedi sızlayarak.Bir asır gibi geçen yolculuktan sonra nihayet, yoldan arayıp bilgi verdiği doktor ve bilim adamı Osman Kahraman'ın hastanesine gelir gelmez hemen karşılandılar. Doktor Osman baygın halde olan Şifa'yı görür görmez anlamıştı durumun vahimiyetini. Ama Tunç'u sakinleştirmek için " herşey yoluna girecek Tunç sakin ol..." dese de farkındaydı ki genç kadın düşük yapıyordu. Tunç karısının sedye üzerinde acil bölümüne götürülürken aklını kaybetmek üzereydi.
Tam o esnada peşlerinden gelen Cevriye hanım korku içinde ve kızlarına kızgın bir şekilde hastaneye geldi. Oğlunun yıkılmış ve çökmüş halini görünce hem üzülmüştü hemde çok utanmıştı.
Gözyaşları içinde " oğlum Tunç'um " diyerek şefkatli sesiyle ardından omuzunu okşadı.Tunç annesinin sesini duyunca yaşlı gözlerle geriye döndü " anne " deyip yutkunarak " anne karım çok kötü bir haldeydi..." dedi.
Cevriye hanım gözyaşlarını silerek
" gelinim iyi olacak oğlum " deyip mahcup bir şekilde " beden acısı geçerde yüreğinde ki acıları nasıl geçireceğiz biz ?" Dedi.Tunç başını sallayarak " bunu bende bilemiyorum annem... Birde bu olayın sebebi ablamlar " der demez Cevriye hanım derin bir soluk alıp " inan ki nasıl böyle bir şeyi yaparlar bilemiyorum... Çok kızgınım... Ama onlarda bilemedi sonucunu sanırım da" deyip gücü tükenmiş bir şekilde " ama her ne olursa olsun yaptıklarının savunulur hiçbir yanı yok... Olamaz da..." dedi.
Tunç ağlayarak herşeyden tam emin olmak için telefonunu çıkarıp evdeki ve bahçedeki kamera kayıtlarından izledi olanları an ve an. Karısının düşüğü an yüreğine kurşun yediği andı. Cevriye hanım da çok kötü olmuştu izledikleriyle.
" Ablamlar bunu yapmış olamaz demek isterdim ama herşey ortada ve ben çok utanıyorum bunun için..." dedi ağlatarak. Tam o esnada içeriden bir hemşire geldi. Tunç endişe içinde
" hemşire hanım " der demez " Tunç bey beni doktor Osman hocam gönderdi size kısa bir bilgi vermem için" deyip iç çekerek " karınız düşük yapıyor, kürtaj olacak..." diye kısa bir bilgi verip
" operasyon bitiminde ayrıntılarını doktor hanım ve Osman hocam verecekler size..." deyip gitti.Tunç kahrolmuş bir şekilde yere çöktü. Cevriye hanım oğlundan daha beterdi.
Tunç Kılıçaslan karısının yaptığı düşüğe mi yoksa üç aylık olmak üzere olan çocuğunun varlığını kaybederken mi öğrendiğine yansın, karısının haline mi yansın bilememişti. Telefonundan da an ve an evdeki ve bahçedeki kamera kayıtlarından görmüştü ablalarının yaptıklarını ve karısının çok kötü bir şekilde düşüşünü. Karısının bundan sonra nasıl bir tepki vereceğini düşünüp duruyordu. İlk defa ablalarına bu kadar çok kızmıştı.Vicdan azabı içinde ağlayan annesine bakıp " hepsinin bir yiyecekleri vardı bu aralar...! Yediler doğmamış çocuğumun ve karımın başını...! Yediler anne...!" Dedi.
Cevriye hanım oğluna yerden göğe kadar hak veriyordu. Çünkü kendinde en az oğlu kadar perişan haldeydi.
" Oğlum kalk yerden " diye kolundan çekti. Ama Tunç hıçkırarak " bırak anne benim ayakta duracak gücüm mü kaldı..." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabrı Sükut 8. Seri ( Esaret Hayat )
SpiritualNOT:ÇALINTI VEYA EN UFAK BİR KOPYALAMA DURUMUMDA AVUKAT KUZENİM VE ABLAM TARAFINDAN GEREKEN TÜM YASAL İŞLEMLER YAPILACAKTIR... KURGUMUN HİÇ BİR KURUM VEYA KURULUŞLA ASLA VE ASLA EN KÜÇÜK BİR İLGİSİ YOKTUR TAMAMEN HAYALİDİR... 19 yasında ki Şifa kı...