Müjdeli Haber / 58

3.5K 301 575
                                    

500 yorum sınırı dolarsa yeni bölüm gelir inşallah...

Satır arası yorumlarınızı merak ediyorum...

🪷🪷🪷🪷🪷🪷

Özlem öyle büyüktü ki. İki ucu sivri bir mızrak gibiydi. İki ucu da durmadan özlem acısını iliklerine kadar yaşayan karı ve kocanın yüreğine batıyordu. Şifa kocasının geleceği anı sabırsızlıkla ve bir o kadar da korku içinde bekliyordu. Rüyalarında bile kocasını yaralanmış ya da yine mahpusta görüyordu. Kan ter içinde kalmış olarak kalkıp saatlerce acı içinde ağlıyordu.

Tunç'da pisliklerin temizlenmesi için elinden geleni yapıyordu. Bu defa adıda temize çıkacaktı. Çünkü elinde ki tüm delilleri emniyete teslim etmişti. İşin içine istihbaratta girmişti. Kolay olmamıştı tüm bunlar. Kaç defa ölümle burun buruna gelmişti. Ama hem ülkesi için hemde kendisi için hayırlı sonuçlar elde edilecekti.

Tam iki hafta boyunca hiç olmadığı kadar özlem doluydu. Bir an önce bu işten alnının akıyla çıkıp karısına ve ailesine kavuşup huzur içinde yaşamak istiyordu. Ne zaman gücü tükenmiş olsa
" dayanmak zorundayım, karım için doğacak çocuklarımız için, annem ve ablamlar için..." diyordu.

Cevriye hanım ve kızları da Tunç'un nereye gittiğini fark etmişlerdi. Onlarda korku içinde bekliyorlardı. Bu işten bir an önce kurtulmak ve memleketlerine kavuşmak istiyorlardı. " Zorlu günler bittikten sonra güzel günler göreceğiz güneşli günler..." diyerek birbirlerini teselli ediyorlardı.

Tunç on beş gündür hiç aramamıştı ailesini tedbir amacıyla. Böyle beklemek hepsi için çok zordu. Şifa yine gözyaşları içinde tüm yaşananlar için bir neden bulmaya çalışıyordu. Ama bulamıyordu.
Yüreği ağzında sürekli olarak Türk kanallarında ki haber bültenlerini takip ediyordu. Bu sürede ilginç bir şekilde Rose'de sürekli olarak olarak Şifa'nın yakınlarında bulunup daima göz hapsine alıyordu. Şifa kendi acısından dolayı o kadar dalgındı ki, bu duruma kızsa bile susuyordu. Adeta Şifa'nın her halinin tahlilini yapıyor gibiydi.

Joe'de, Tunç'un yokluğunda ailesi ile çok güzel ilgileniyordu. Oda daima gözlemliyordu bu aileyi ve özellikle Şifa'yı. Şifa'nın hanım hanımcık tavrıyla ve usturuplu haliyle, bir o kadar saygılı ama bir o kadar da araya koyduğu sınırlarla gerektiği ölçüde kendi ile irtibata geçmesi, otelde ki erkek müşterilere ve çalışanlarla da aynı şekilde olduğunu gördükçe dostu Tunç'un ne kadar şanslı olduğunu düşünüyordu. Joe'ye göre böyle kadınlar yobaz ve cahil bir o kadar da medeniyetten uzak olurlardı. Ama gördüğü kadarıyla Şifa tam tersiydi. Bilgili, görgülü, eğitimli, ahlaklı, zeki, dininin emirlerini de en güzel şekilde yerine getiriyordu. Hepsinden önemlisi de kocasına çok sadıktı. Ona göre bir kadınla ve erkekle ömür geçmezdi. Tunç hep bunun çok yanlış olduğunu defalarca anlatmıştı. " Şimdi Tunç'un ne demek isteğini anlıyorum... Şifa gibi karısı olunca adam elbette tüm ömrünü geçirmek ister..." diyordu.

*****

Şifa günler geçerken yine yatağına yattı. Kocası gideli üç hafta olmuştu. Miami'ye de geleli bir ay olmuştu. Yavrusunu kaybedeli de iki buçuk ayı geçmişti.
Hüzünlü bir şekilde yatsı namazını kılıp duasını edip yatağına yattı. Buz gibi yatak yine canını yaktığında sınırlı sayıda kocasının yattığı koynunda ki sıcaklığı ve güveni hissederek uykuya teslim etti kendini.

Uykusunda sanki aromatik keskin ve bir o kadar da güzel bir koku hissediyordu. Sanki yanı başında kocaman ve sıcacık, güven veren huzur dolu bir beden vardı. Oraya doğru iyice sokuldu. O kadar güzeldi ki, bulduğu bu sıcaklıktan hiç ama hiç çıkmak istemiyordu. O sıcaklıkta Şifa'yı bırakmak istemezcesine iyice sarıp sarmaladı.

Sabrı Sükut 8. Seri ( Esaret Hayat )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin