En az 400 yorum sınırı dolarsa yeni bölüm gelir inşallah kardeşlerim...
Satır arası yorumlar bekliyorum inşallah...
🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷
Tunç kendini tamamen kaybetmişti. Kontrol tamamen elindeydi.
Koca bedeni karısının üzerindeyken adeta onu yutmuş gibiydi. Şifa bu arsız kocasının ettiklerine engel olacak ne gücü bulabiliyordu ne de nefes almasına izin veriyordu. Kocası elinde adeta bir barbie bebek misali evirip çeviriyordu. Şifa kırk yıl düşünse aklına gelmeyecek şeyleri yaşamıştı... Çok utanıyordu hemde çok... Çaresiz bir şekilde ara sıra bulduğu sesiyle güç bela " yapma yeter..." dese de fayda etmiyordu. Aksine kocası daha da haşin oluyordu.Tunç Kılıçaslan karısının güzel gözlerine bakıp nefes nefese " sana demiştim yakarım diye değil mi hatun?! Bu daha sadece ön fragmandı... Dahası var...!" dedi.
Şifa yorgun bedenini daha fazla dayanamayıp geriye savurdu. O uzun gece karası saçları şelale gibi yayılmıştı arabanın koltuğuna. Tunç karısının bu haline daha da kapılıp gidiyordu. Daha fazlasını istiyordu hemde çok.
Arabanın içinde Tunç'un erkesi sesi yankı yaparken, Şifa kesik kesik aldığı nefesini düzene koymaya çalışıyordu.
Tunç tekrar karısının üzerine uzandı arsız arsız kelimeler söyleyerek. Şifa daha da korkuyordu ve utanıyordu her duyduğuyla.Şifa kocasının bu defa bu işi tamama erdireceğini anlamıştı. Yutkunarak
" biz nerede gusül abdesti alacağız ama?" Dedi kısık sesiyle.
Tunç çapkın bir şekilde kocaman kollarını karısının narin beline kenetleyip " ileride göl var..." deyip dudaklarını öpmeye başladı.Tam o esnada arabanın camı tıkladı
" hey kim varsa çıksın içinden...
Arabanın içinden değişik sesler geliyor...
Polisiz biz..." dediler.
Şifa korku içinde kocasını itmeye çalıştı. Ama zerre etki etmiyordu.
Biraz önce arsız kocasının yaptıklarının şokunu atlatamadan ormanda devriye gezen polislerin arabanın camını tıklamaları şoka uğratmıştı.Tunç karısının üzerinden apar topar
kalkıp soluğunu düzenlemeye çalışıp
" sende giy şu feraceni ve yazmanı çabuk...! " deyip kızgın bir şekilde
" inanamıyorum ya nikahlı karımla rahat rahat olamıyorum...!" Dedi.Polisler tekrar " hey kim varsa çıksın içinde..." dedi.
Tunç üzerini giyinen karısına ve kıpkırmızı olmuş yanaklarına, dudaklarına bakarak yutkundu.
Üzerini kontrol edip arabanın perdesini açıp baktı. Camı da açıp " buyurun memur beyler " der demez orta yaşlı olan " hemen arabanın içini kontrol edeyeceğiz..." dedi.Tunç gayet rahat bir şekilde " buyurun memur bey " deyince Şifa yerin dibine girmişti. Tuğrul kilitli kapıyı açtı ve tüm haşmetiyle indi. Şifa daha fazla dayanamayıp polislerin olmadığı taraftan indi bu şekilde görünmemek için. Arabanın önüne doğru dayandı başını önüne eğerek.
Tunç kimliğini uzatarak " buyurun memur bey... Ama eşimin kimliği evde kalmış... Size TC Kimlik numarasını vereyim... Ya da cüzdanım da fotokopisi vardı onu vereyim..." dedi.
Polislerden genç olan " siz avukat Tunç Kılıçaslan olmalısınız..." dedi.
Tunç kaşlarını kaldırıp " evet benim memur bey ama" der demez " amcanızın kızının düğününde görmüştüm sizi ama uzaktan... Sizden bahsetmişti aynı masada oturduğumuz öğretmen Naim..." dedi.
Tunç tebessüm ederek " Naim benim ilkokuldan ve çocukluktan arkadaşım... Şimdi de köyümüzde öğretmen..." dedi.
" Evet bahsetmişti... Bizde burada arkadaş olduk Naim'le..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabrı Sükut 8. Seri ( Esaret Hayat )
SpiritualNOT:ÇALINTI VEYA EN UFAK BİR KOPYALAMA DURUMUMDA AVUKAT KUZENİM VE ABLAM TARAFINDAN GEREKEN TÜM YASAL İŞLEMLER YAPILACAKTIR... KURGUMUN HİÇ BİR KURUM VEYA KURULUŞLA ASLA VE ASLA EN KÜÇÜK BİR İLGİSİ YOKTUR TAMAMEN HAYALİDİR... 19 yasında ki Şifa kı...