O da Benim Karım/ 38

2.4K 296 485
                                    

En az 450 yorum sınırı dolarsa yeni bölüm gelir inşallah kardeşlerim...

🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷

Şifa herşeyin farkındaydı. Pembe yengesinin ve Atike halasının bile amaçlarının ne olduğunu çok iyi biliyordu. Görümcelerinin huyu daha şimdiden değişmişti bile.
" İnsanlar iyiliği enayilik, naifliği oyunculuk olarak görür olmuş... Ve bunu açık açık gözünün içine sokmaktan da ayrıca bir haz alır olmuşlar... Bir insan, başka bir insanın yaşadığı acılardan nasıl olur da beslenir ki... Hiç mi vicdanları yok... Bunun benim nezdimde leş yiyeyen yırtıcı bir hayvandan farkı yok ki... Hatta o hayvanlar fıtratları gereği leş yiyorlar, besin kaynakları onlar... Ama Rabbimiz insan fıtratına din kardeşinizin leşini yiyin diye bir kodlama yapmamış ki... Aksine şu kainatta ki her şeyi insanoğlunun emrine ve hizmetine vermiş... Ama yine doymuyor gözlerimiz ki, insanların acıları ile beslenmek istiyoruz..." diye düşünüyordu.

Yemekten sonra Tunç ve müsteşar Sakıp bey, Şahin teras kata çıktılar. Şifa kocasının istediklerini özenli bir şekilde oraya hazırlamıştı. Sakıp bey ellili yaşlarında mazbut biriydi. Eşi, Firuze hanım da aynı yaşlarda hanım hanımcık bir kadındı. Kızları da çok sıcak kanlılardı. İkisi de ulusal bir şirkette birlikte çalışıyorlardı.

Firuze hanım kendinden biraz büyük olan Cevriye hanımı yıllardır çok sevip sayardı. Her tatile geldiğinde ziyaret eder evinde de ağırlardı. Cevriye hanım eltisinin ve görümcesinin olduklarından bambaşka davranıp konuşmasıyla ister istemez utanıyordu. Çünkü çok eğreti duruyordu halleri ve Firuze hanımla kızlarının tuhaf bakışlarına şahit olmuştu kaç defa. " Bir insan niçin olduğundan farklı görünmek ister ki? Madem insanlar sizi böyle olduğunuzu sansın istiyorsunuz hep böyle olun... Ve kendinizi daha fazla tuhaf duruma sokmayın size diyeyim..." dedi ikisine de gizlice. Ama ikisi de zerre umursamamıştı. "Ben ikiniz için diyorum yani dostane bir şekilde... İkinizin de büyüğüyüm ve emeğim var üzerinizde... Sizin için üzüldüm şu durumda..." dedi üzgün bir şekilde ama yine tık yoktu.

Firuze hanım, ünlü avukat Tunç Kılıçaslan'ın eşini de kaş altından takip ediyordu. Nevin'i de biliyordu. İster istemez bir karşılaştırma yapıyordu zihninden. Güleyşa'da radarındaydı. Ama Tunç'un karısı daha da merakındaydı. " Eli yüzü düzgün bir kız... Sessiz ve sakin, hanım hanımcık tavrıyla yürekleri feth eden bir yanı da var gibi... Becerikli ve en önemlisi de hiç ünlü bir avukat eşi gibi değil, gayet mütevazi... Cevriye ablada çok seviyor gelinini... Gelini de bunca misafirin içinde bile kaynanasına ve görümcelerine diyetlerine göre ayrı yemekler ve tatlılar getirip takip ediyor... Çok az konuşma fırsatı buldum ama gayette diksiyonu güzel ve makul ölçüde konuşuyor..." dedi içinden.

" Şifa hanım kızım gelde birazda seninle sohbet edelim... Kaynanan senin bir kozmetik firmasında çalışmış olduğunu ve çeşitli kremlerinin, parfümlerinin... olduğunu söyledi... " dedi Firuze hanım.

Şifa kahveleri dağıtıp tepsiyi masanın üstüne koyup kendi kahvesini de alıp Firuze hanımın yanına oturdu.
" Şurada kadın kadınayız Şifa " deyip sağ bacağının diz altını açıp " Burada bir kaşıntı ile başladı... Ama arttı... Doktora da gittim ilaçlar kremlerde kullandım... Ama hepsi geçici bir rahatlama verdi sonra yine aynı oluyor..." dedi.

Şifa hemen yere çöküp " müsaadenizle Firuze hanım ben bir bakayım " deyip eliyle o bölgeyi inceledi. " Bayağı tahriş olmuş bu bölge... Ve sizin alerjiniz var bazı kimyasal ürünlere sanırım... O dediğiniz kremlerde çok etkili ama kimyasalı çok..." dedi.

Firuze hanım " ne yapmam lazım gerekiyor ki Şifa?" Deyip bacağını kapattı.

" Şayet tercih ederseniz benim kendi yaptığım sedef ve egzama kremi var... Benim ellerimde hassas kullanıyorum ve yumuşacık yapıyor... Size vereyim bir deneyin... Merak etmeyin klinik testleri ve dermatolojik testlerinin, denemelerinin sonuçları olumlu geldi... Yani sağlık problemleri neredeyse çok az..."

Sabrı Sükut 8. Seri ( Esaret Hayat )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin