Kavga / 21

2.3K 289 467
                                    

En az 350 yorum sınırı dolarsa yeni bölüm gelir inşallah kardeşlerim...

🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷

İnsan bir yerden kırıldı veya yara aldı mı en ufak bir şey de bile oradan kanayıp can yakmaya başlıyordu. Tunç'ta güven kokusundan en ağır şekilde sınandığı için karısını bulamayınca hemen " yine mi kaçtın!" Diye sinir krizleri geçiriyordu. Öfkeden yanıyordu adeta.
Merdivenden adeta deprem etkisiyle ayaklarını vurarak çıkıyordu.

Cevriye Hanım duyduğu sert ayak seslerinin oğluna ait olduğunu biliyordu. Çünkü oğlu çok iyi birisi olsada genel olarak sinirli ve fırtına misali biriydi. Annesine ve ablamlarına yansıtmazdı bu yanını ama bilirdi oğlunu Cevriye hanım. Odasından çıktı.

" Hayırdır oğlum?"

" Şifa nerede anne yok!" dedi nefes nefese.

Cevriye hanım gülerek " Sen neredesin asıl oğlum? Ah benim fırtına oğlum insan karısının nerede olduğunu bilmez mi? Şifa burada bak"  diyerek kapıyı açtı.

Tunç yatakta uyuyan karısını görünce şaşkınca annesine bakarak " bunun burada ne işi var anne?" dedi.

Cevriye hanım tebessüm ederek
" kaynanasıyla yatmak istemiş" dedi.

Tunç yutkunarak " yani tamam annemle ablamların mutluluğu için, sadece onlar için buradasın dedim ama gitte annemle de yat demedim...!" Dedi içimden kızgın bir şekilde.

Cevriye hanım oğlunun şaşkın yüzüne bakarak ve biraz da ders vermek isteyerek"  bırak kızı çok yorgun bütün gün iş yaptı... Madem bugün burada yatsın..." deyince Tunç içten içe kendini yiyerek " çocuk bu kız anne "dedi.

Cevriye hanım oğlunun haline gülerek
" zaten küçük değil mi oğlum? Daha 20 yaşına gireli birkaç gün oldu. Haline bakar mısın liseli bir kız gibi...
Ama yetenek konusunda beni bile geçiyor belliki. Daha Şifa'nın yaşındaki bir çoğu iki tencere yemek yapmasını bilmiyor..." deyip derin bir nefes alıp
" dün iyi gezdiniz karınla... Ne yaptınız? Kahvaltıyı da evde yapmadınız? Ama yapmışsınızdır güzel bir kahvaltı... Benimki de soru " dedi elini sallayıp
" akşam önüne kadar aç kalacak değilsiniz ya?" Dedi bilerek.

Tunç bir kötü olmuştu. Kendisi de bir şey yememişti ama büroda çay, kahve bisküvi, kurabiye tarzı bir şeyler atıştırmıştı çalışanlarıyla birlikte. Şifa'yı arabaya bırakmıştı büroya çıkartmamıştı bilerek.
İşe dalınca da saatin çok geç olduğunu görmüştü. Öfkesinden dolayı da hiç sormak gelmemişti aklına açmışın susuz musun diye.

Yatakta yatan ve derin uykuda olan karısına bakıp yutkunarak " iyi madem bugün burada yatsın anne" diyerek hızlıca odasına girdi.

Ne düşüreceğini ne yapacağını şaşırmıştı. Bir taraftan vicdanı sızlıyordu. Bir taraftan vücudu karısını istiyordu. Bir taraftan da çok kızgındı.
" bir arafta bıraktın beni Şifa...!" dedi.
Annesini kıramamıştı yoksa sürükleyerek odaya getirecekti zor sabretmişti. " Ama bunun hesabını da vereceksin Şifa!" Deyip yatağa girdi. Ama yine uyku haramdı " ulan beni uyku tutmasın kadın gidip annemin yatağında mışıl mışıl uyusun...! Uyu uyu bakalım sen Şifa! Yemin ediyorum ki sabahlara kadar sana uykuyu haram etmezsem bana da Tunç demesinler...! Yalvaracaksın hemde öyle böyle değil...!" Dedi yanan vücuduyla.

Sabrı Sükut 8. Seri ( Esaret Hayat )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin