Sanki Her Sözümü /17

2.3K 283 485
                                    

En az  350 yorum sınırı dolarsa yeni bölüm gelir inşallah... Ama yarın gelmez...

🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷

Şifa yorgun ve ağrılar içinde ki vücudunu mutfağa atınca içli bir
" ya hayy" zikri çekip dolaplara bakmaya başladı. " İnşallah kimse girmez buraya da rahat rahat bir nefes alırım, yaparım işimi, kimseye açıklama yapacak mecalim yok ki..." dedi.
Derin dondurucu da bulduğu haşlanmış kuru fasulyeyi çıkarıp düdüklü tencereye pastırma ile koydu " hemen on dakika pişer. Muazzez abladan Allah razı olsun pişirip koymuş" dedi.

Pirinç pilavı ve bol kıymalı tarhana çorbası da koydu ocağa " ana yemekler tamam. Ama sofrayı daha dolu ve güzel gözükmesi lazım..." deyip patates, biber, patlıcan, kabak doğrayıp fırın tepsisinde kızartmaya koydu. " Bunu yoğurtlarım artık " dedi. Mevsim salata, acılı ezme, cacık yaptı. Çeşit çeşit turşulardan çıkardı. Hazır yufkadan bir börek yaptı. Ocağa pratik olsun diye birde bol fıstıklı irmik helvası koydu. Bir yandan da kaynanası ve görümceleri için tavuk göğsü haşlamaya koydu. Erişteden de garnitürlü ve tavuklu rengarenk iştah kabartan bir salata daha yaptı. " En çabuk yapabileceğimi yaptım... Ne olurdu beni eve bıraksaydı. Be adam madem böyle bir adetiniz var ve biliyorsun saatlerce arabada bana niye zulüm ettin... Üstüne de bir sürü laf yedim " dedi.

Cevriye hanım, birbirlerine göz kaş ederek mutfağı işaret eden kadınlarla dişlerini sıkarak " ya sabır Allah'ım " diyordu içinden. Pembe eltisinin huyunu suyunu çok iyi biliyordu. Gülerek
" Cevriye abla ya istemisin senin gelin yemek diye ortaya bir bulamaç getirsin" dedi.

Cevriye hanım tebessüm ederek " benim gelinim milletin saatlerce uğraşarak yaptığını beri öte varıp gelirken kaşla göz arasında yapar " dedi. Görmüştü çünkü geçen gün sabah kahvaltı hazırlarken.

Pembe bozulmuş olsa da hiç bildirmeyip kahkaha atarak " geçen sene Durdu abla gelin aldıktan sonra onlara gittik... Gelini bir görsen şıp şıp oradan oraya fırlıyor... Neyse mutfağa gitti aynı böyle senin gelin gibi " deyip alayla " sonra ne olsa beğenirsin? Kocaman demir sininin üzerine, yine iki koca tepsinin içine dökmüş yaptığı yemeği, getirip öylece ortaya koydu..." deyip yanında ki kadınlara bakıp " aha bak Resmiye ve Kiraz'da vardı? Yalan mı bacılar?" Dedi.

Kiraz ve Resmiye çekinerek " öyle ama" der demez Pembe " işte eltim bak doğru söylüyorum..." deyip sinsice " o da senin gibi gelinini öve öve bitirememişti. Anan o neydi öyle ayıp olmasın diye zorla bir kaç defa aldık ama midem çıktı... Neredeyse on beş kişi aynı kaptan" deyip yüzünü kırıştırdı.

Cevriye hanım kaşlarını kaldırıp
" siz Durdu'nun gariban bir kadıncağız olduğunu bilmiyor muydunuz? Kadıncağızın iki yıl önce evi yandı kül oldu... Zatende gariban bir duldu... Oğlu Avni ne yapsın? Çocuk yine çalışıp çabalayıp yavaş yavaş yeni bir düzen kurdu... Siz hiç mi düşünemediniz bu kadının evinde bakalım doğru dürüst tas tabağı var mı yemek koyacak diye. Belki o gelin mutfağa gitti evinde olan en iyi şeyleri misafir geldi diye yaptı... Belki sonra ki güne kendilerine bir şey kalmadı... Çaresizlik ne bilir misiniz? Ama sen nereden bileceksin Pembe? Sağ olsun kaynım çalışkan adam çalışıp hiçbirşeyini eksik bırakmıyor... Sen yatarken de kalkıp gidiyor işe çoğunda... Ağzını açıp tek kalem etmiyor... Herkesin hayatını kendinin ki gibi bilmeyeceksin bir evde bir tencere kaynar ama içinde dert mi kaynar, taş mı kaynar kimse bilemez... Hiç yakıştıramadım ayıp... Geçen yıl köye gidince ben de hayırlı olsun diye gittim Durdu' nun yanına... Ne yapsınlar gelin onca imkanın içerisinde kalktı olanından çay demledi önüme koydu... Gerçekten de yetenekli ve temiz bir gelin hanım... Durdu'nun övdüğü kadar var... Şimdi yokluktan dolayı o gelin suçlu mu?" dedi.

Sabrı Sükut 8. Seri ( Esaret Hayat )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin