Dağ Kulübesin de / 32

2.9K 301 509
                                    

En az 400 yorum sınırı dolarsa yeni bölüm gelir inşallah kardeşlerim...

🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷

Sifa, hayatı hep bir mücadele içinde geçen, küçücük omuzlarına ve yüreğine ağır yükler yüklenen bir kız çocuğuyken, hiç suçu günahı yokken en ağır ithamları işiten, sahipsiz olduğu ortaya çıkınca aç kurtlar gibi etrafında dolaşanlardan kendini korumak için mücadele etmiş, sonrasında Allah vergisi güzelliği yüzünden neler yaşamış, ummadığı şeyler başına gelmiş, büyük günah olduğunu bile bile mecburen bileğini kesmiş bir genç kızdı o pislikten kurutulmak için.

Şimdi üzerinde ki kocasıydı kurtuluş vesilesi, dualarının karşılığıydı. Ama sonrasında yine çaresizlik içinde ne yapacağını bilemez bir hal içinde çırpınırken, düğün günü kaçmıştı ve kocasının kinini kazanmış, güvenini kaybetmişti. Hepsinin farkındaydı. İlk gecesi her bakımdan çok zor olmuştu. Günlerdir de ikinci bir birliktelikten
" nasıl olur " korkusu vardı. Kocasına bu gece bir tek ricada bulunmuştu utanarak " canımı yakma..."

Kocası ilk gecelerine nazaran daha anlayışlı olmuştu ama dediğini de yapıp sabaha kadar rahat bırakmamıştı. Zaten günlerdir yorgun olan bedenini biraz uykuya teslim etse kocası yine rahat bırakmamıştı. Güçsüz bedeni bu yorgunluğu daha fazla kaldıracak gibi değildi. Kocası da yapılı bir adam olunca işini iyice zorlaştırıyordu Şifa'nın. İtiraz kabul etmeyen bir adamdı kocası bunu bu gece bir kez daha teyit etmişti. İstiyorsa yapardı, ne eder bir yolunu bulur çeker alırdı...

Şifa sabah namazı için çalan telefonunun alarm sesiyle, üzerinde ki kocasına bakarak yutkundu adamı  zerre miktarı etkilememişti bile.
Yorgunluktan uğuldayan kulaklarına yankı yapıyordu soluğu bile.
" Yeter artık " dedi bu gece defalarca kez dediği gibi. Kocası hiç oralı olmayınca tekrar " ye- yeter artık " dedi.

Tunç derin bir soluk alıp " yetmez !" Dedi.

Şifa yutkunarak " köylük yerdeyiz... Buraya yonca biçmeye ve pikniğe gelecekler demiştin gece... Birazdan gelirler " der demez Tunç kaşlarını kaldırıp " bu son olacak " deyip dudaklarını öpmeye başladı.

*****

Tunç yataktan kalkıp hızlıca üzerine tişörtünü ve pantolonunu giydi.
Şifa yorganı bedenine siper ederek zorla oturdu. Çünkü tüm vücudu feci şekilde ağrıyordu yorgunluktan. Bıraksalar şurada iki gün deliksiz uyku uyurdu o kadar yorgundu.

Tunç mecalsiz gözleriyle, kendisi hariç etrafta her yere bakınan utangaç karısına bakıp " ocağın içinde ki odunları tutuştur hemen... Herşey var orada... Bende çeşmeden su alıp geleyim.
Ben zaten sıcak suda duş almam. Çok az ısınsın yeter..." deyip güğümlerin dört tanesini alıp gitti.

Şifa zorla yataktan kalkıp bedenine çarşaf sarıp ocağın yanına gidip yaktı. Yatakları toplayıp yüklüğe kaldırdı. Kıyafetlerini de toplayınca tamam olmuştu kulübenin içi.

Tunç elinde ki, ikişer güğümle gelip
" bu dördünü ateşe koyayım... Şu dördünü de doldurup geleyim. Banyoda ki büyük varillerde de su var..." deyip gitti.

Şifa banyoya girdi.
Küçük ama şirin bir banyoydu. Beyaz fayanslı ve bir lavobası, klozeti, küçük bir dolabı bulunan bir dağ kulübesine göre oldukça iyi ve temizdi. Dolabın içinde ki şampuanı ve lifi, havluları çıkarıp kenara koydu. Kocasının geldiğini duyunca çekingen bir şekilde odaya girdi.

Tunç ocaktaki güğümleri kontrol ettikten sonra " bu ısı benim için yeterli " deyip güğümleri banyoda ki koca kovalara boşalttı. Diğer güğümleri ateşe koyup çapkın bir şekilde karısının elini tutup " gel bakalım hatun ilk banyomuzu da yapalım " der demez Şifa utanarak " banyoyuda mı birlikte yapacağız?" Dedi.

Sabrı Sükut 8. Seri ( Esaret Hayat )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin