Kurban / 24

2.3K 295 425
                                    

🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷

Cevriye hanım, oğlunun şu anda büyük bir yanlış yapmasından korktuğu için
" Tunç oğlum bırak kızı!" Deyip elini koyup " bırak !"dedi. Tunç annesinin hatrına Şifa'nın elini bıraktı.
Şifa gözyaşlarını silerek kocasının gözlerine bakıp neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Cevriye hanım " Şifa sen hemen benim odama çık kızım... İnme daha aşağıya..." deyince Şifa kaynanasına minnetle bakıp koşar adım mutfaktan çıkıp üst kata kaynanasının odasına girdi. Durmadan akan gözyaşlarını silerek
" Ey Allah'ım biliyorum kaybetmek gibi, bulmanın da zamanı var... Ama her nasip vaktine esirdir... Allah'ım bir gönlüm var o da sana emanettir... Ne olur sen ziyân edenlerin ellerine düşürme... Beni bana bile bırakma...! Çünkü şu an da kendime bile faydam yok..." deyip yatağın üzerine oturdu.

Cevriye hanım başını sallayarak
" Tunç ben mutfağa sadece bitki çayımı almaya gelmiştim... Onu bile yapacaktı Şifa ama ben alırım diye ısrar ettim... Seni kim doldurdu bilemiyorum ama şunu unutma ki, Şifa ne bana ne ablanlara asla hiçbir iş yaptırmadı... Oğlum bir çayımızı dahi kıza mı isteyelim?! Bir çayımızı alamayacak kadar elden ayaktan düştük mü?!" Dedi.

Tunç şu anda öfkeli olduğu için annesinin ortalığı sakinleştirmek için böyle dediğini düşünüyordu.
" Ablamlar yalan mı söyleyecek? Ben tanımaz mıyım yıllardır birlikte büyüğüm ablamları? Günlerdir, annemiz mutfaktan çıkmıyor geline iş yaptırmamak için... Yeni gelin gibi oldu ayakları yere bamıyor...deyip durdular..." dedi.

Cevriye hanım başını sallayarak
" yalan külliyen yalan...! Ama ben Cemile ve Ceylan'a da soracağım elbette..." deyip yemekleri gösterip
" buyurun pişirmiş karın yiyin katıpla..." deyip mutfaktan çıktı. Tunç daha fazla dayanamayarak kendini yine çalışma odasına attı.

Ceylan ve Cemile eve gelince anneleri
" siz Tunç'u ne dediniz de doldurdunuz?!Şifa ne zaman bize iş yaptırdı... Ben ara ara bir bitki çayı bir su almayada mı girmeyeyim?! Kendi evimde hangi odaya gireceğimede mi siz karar veriyorsunuz artık....!" Diye çok kızmıştı. Cemile ve Ceylan " özür dileriz anne..." deselerde Cevriye hanım kırgın bir şekilde üst kata çıktı.

Yatak odasına girince gelinin yatağın üzerine uyuya kalmış olduğunu görünce yüreği sızladı. Akşam ezanı çoktan okunmuştu. Görüyordu ki gelini namazını kılıp tesbihini çekerken uyuya kalmıştı. Yerdeki seccadeye kendisi de namaza durdu. Daha sonra odadan çıkıp mutfağa gitti küçük tepsinin üstüne yemeklerden hazırlayıp tekrar odasına gitti. Çekmecenin üzerine koydu.

" Şifa kızım kalk yemeğini ye" der demez gözlerini açınca kıpkırmızı olmuşlardı.
Cevriye hanım yutkunarak " orucunu aç kızım..." dedi.

Şifa utanarak " uyuya kalmışım ben anne... Hemen aşağıya inerim..." der demez " inmiyorsun yemeğini ye... Ve bugün de burada yat... Yat bakalım ne yapacak o Tunç efendi... İtiraz kabul etmiyorum haberin olsun..." dedi.

Şifa için iyi olmuştu. Çünkü şu anda kızgın boğa gibi olan kocasıyla karşı karşıya gelecek kadar dayanıklı değildi hem ruhen hem bedenen.
" İştahım yok ki annem..." der demez Cevriye hanım zorlayarak bir kaç lokma yedirtti. Gelin kaynana biraz sohbet ettikten sonra yatsı namazlarını kılıp Kuranı Kerim okudular. Şifa yorgun olduğu için hemencecik uyumuştu.

Tunç gece geç saatlerde yatak odalarına girdi ama karısı yine yoktu. Ama bu defa biliyordu ki annesi bırakmamıştı. El mecbur bu gece yine karısına hasret kalacaktı. Arafta kalmış rotasını kaybetmiş nereye konacağını bilemeyen bir haldeydi. Hem karısı hep gözünün önünde olsun istiyordu hemde gördükçe kaçtığı ve o adamların o gün karısı hakkında, iğrenç bir şekilde ' birazda biz bakalım...' dedikleri aklına geliyordu. Tunç çok kıskanç bir adamdı ve öyle herşeyi de sineye çekecek biri değildi bu konularda. Kızıyordu " kaçtı en büyük kötülüğü kendine yaptı ya kurtulamasaydın ne olacaktı halin Şifa?!" Diyordu her seferinde.

Sabrı Sükut 8. Seri ( Esaret Hayat )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin