Suratları Beş Karış/ 29

2.3K 315 516
                                    

En az 400 yorum sınırı dolarsa yeni bölüm gelir inşallah kardeşlerim...

🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷

Tunç kızgın bir şekilde sabaha kadar doğru dürüst uyuyamadan yan tarafında seccadenin üzerinde kıvrılıp uyuyan karısına baktı durdu. Bazen haline acıyıp kucaklayarak yatağa yatırmak istedi ama zorla kendine mani oldu. Üzerini örtmek istedi ama bunu da yapmadı " hava sıcak zaten !" Demişti.

Ama fark ettiği bir gerçek vardı ki ve üzülmüştü ister istemez. Karısının kaçırılmadan önce ki resimlerine bakmıştı telefonundan daha evlenmeden önce ilk o evde buldukları vakit... Bir çoğu evde babaannesiyle çekildiği için tesettürsüz ve kısa kollulu, dar elbiseydi tam da bedenini saran tarzdaydı, uzun gece karası saçları bir şelale gibi omuzlarından aşağıya sarkıyordu o beyaz gerdanına doğru inerek. Tamda bir erkek olarak Tunç'un istediği bedende ve tende, kara gözlü, kara kaşlı, akça pakça bir kızdı.
Şimdi ki gibi değildi o zaman, orta karar tam istenilen tarzda, hafif balık etli ve kıvrımları oldukça net ve belirgin bir şekilde oldukça keskin bakışlı, bir hançer gibi keskin bir gül kadar zarif ve nahif bir güzelliği vardı.

" Yine aynı çok güzel ama o iğrenç evde çok zayıflamış... Ben ilk o gece o evde görünce de güzelliği nefesimi kesmişti. Ama o resimleri gördükten sonra daha da bir ateş parçası olduğunu fark ettim. Şimdi bile beni bu halde düz duvara tırmandıracak kadar kötü ediyorsa, biraz kilo alıp eski haline gelse ne olur halim düşünmek bile istemiyorum...
Ben hiç bu kadar iradesiz bir adam olmamıştım ki... Bu Şifa tüm irademi alt üst etti... Yıllar yılı ne kadınlar gördüm, peşimden koşan çok oldu, teklifler gönderenler oldu... Çok çok güzelleri de vardı ama kabul etmedim. Şifa'ya karşı böyle olmamın sebebi sanırım nikahın kerameti ve hikmeti..." dedi içinden.
" O Nevin'e karşı bile iradesiz olmadım ben çocukluk aşkım olmasına rağmen..." deyip eliyle ağrıyan başını tuttu.

Şifa yavaşça kıpırdanmaya başlayınca gözlerini kapatıp uyur gibi yaptı ama gizlice izliyordu her halini.
Şifa zorla yerden kalkıp " ahhh! Tutulmuş kalmışım..." deyip ayağa kalktı. Odanın camını yavaşça açıp derin bir nefes alıp okunan ezanları duyunca, her sabah yaptığı gibi duasına başladı.
" Çok şükür Allah'ım bu sesleri duyarak güne başlıyoruz... Senin davetin bu ezanlar..." deyip elini açıp kısık sesiyle
"Niyet ettim Ya Rabbim!
Bu günümü ve yaşadığım her günümü en verimli ve güzel şekilde, senin rızan istikametin de geçirmeye... Gücümü faydalı işlerle kullanmaya... Basiretimi ve ufkumu açık tutmaya... Şükrümü, tefekkürümü çoğaltamaya... Daima yeni şeyler öğrenmeye, kendimi geliştirmeye, aradığımı bulmaya, beklediğim hayırlara kavuşmaya... Yaşadığım zor günlere inat geleceğime umutla bakmaya, bütün olumsuzluklardan arınarak maddi ve manevi olarak şifalanmaya... Gönlümden geçen her hayırlı duama kolaylıkla kavuşmaya... Güzel haberler alarak en büyük sevinçleri yaşamaya...
Hayra anahtar, şerre kilit olmaya...
Rızana, talip aciz bir kulun olarak tüm kalbimle niyet ediyorum Ey Rahman'ım Ey Kuddus olanım...Aminn" dedi. Ve usulca odadan çıktı.

Tunç karısının duasına içinden " Aminn" demişti. Şifa kısa bir süre sonra geri odaya gelip namazını kılıp, valizden yeni kıyafetlerini alıp banyoda giyinmek için sessizce yine çıktı. Güleyşa ve diğer bekar iki akraba kızıları da uyanmıştı. Bugün kahvaltıdan sonra çoğu misafir gideceklerdi.

*****

Güleyşa ve Şifa, diğer genç kızlar güzel bir kahvaltı hazırladılar. Erkeklere bir tarafa kadınlara bir tarafa kurdular sofrayı. Hal böyle olunca Şifa ve Tunç'ta birbirini yakından görememişti. Kahvaltıdan sonra misafirler peş peşe uğurlandılar. Güleyşa ve Şifa evin tüm işini yapıp, ocağa öğle yemeğini dahi koydular.

Sabrı Sükut 8. Seri ( Esaret Hayat )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin