Dönüm Noktası/ 77

2K 283 669
                                    


500 yorum sınırı dolarsa yeni bölüm gelir inşallah...

Satır aralarında yorumlarınızı merak ediyorum inşallah kardeşlerim...

🪷🪷🪷🪷🪷🪷

İnsan hayatının en önemli dönüm noktasıdır evlilik. Hayatında artık tek taraflı değilsindir. Hayatın gibi en değerli varlığına bir ortak gelmiştir. Ve bu ortaklık o kadar mühimdir ki, imcitmeye gelemez. Gülümser bir hata yapmıştı ama farkında bile değildi inadından dolayı. Kocasının hayatta ki en değerli varlığım dediği büyüten ve bunca malı mülkü bırakan anneannesi ölmüştü ve yıkılmıştı. Günlerce ağlamış zorla kendine gelmişti. Ama yokluğu halen canını yakıyordu. Yüzü gülse de yüreği yangın yeri misaliydi. Ve karısı olarak en zor günlerinde bir şefkati desteği esirgemişti hemde hiç bir suçu yokken.

Gülümser yorgun bir şekilde üstünü değiştirirken yine kocasına söyleniyordu. Şifa aylardır zor dayanıyordu bu haline. Derin bir nefes alarak " bak canım belki bana kızacaksın ama sen hatalısın ve kendini kocana nasıl affettiririm diye düşünmek yerine halen daha afra tafra peşindesin... " dedi.

Güleyşa başını sallayarak " Şifa doğru söylüyor Gülümser... Aklını başına topla artık... Ben buyum diye böyle devam edilmez... Karşında ki adam senin çocuğun değil kocan... Sevgi zorunlu değildir ama saygı duymak zorundasın... Zaten saygının olduğu yerde sevgi de olur..." dedi.

Şifa kaftanının eteğini toplayıp oturdu.
" kocanın şu hayatta ki tek akrabası ve büyütüp yetiştiren, bunca imkanı sunan anneannesi ölmüş... Adam yıkılmış... Tunç söylüyor mezardan zorla kaldırmışlar ve tam bir hafta boyunca sabahtan akşama kadar mezarında ağlamış..." İç çekerek " ama sen bir arayıp teselli etmedin... Sana hepimiz ayrı ayrı dil döktük ama fayda etmedi... Bunları unutmaz kocan diyeyim... Bırak şu inadını da kendini affetttir... Ahmet abim seni o Hamdi'den kurtardı bir nevi..." dedi.

Halen öylece bakan kıza " Ya bu konuda hatalı olduğunu ne zaman anlayacaksın? Bir kadın olarak kocanın en zor günlerinde yanında olmadıktan sonra neye yarar bu kadar afra tafra... " Başını sağa sola sallayarak " ona rağmen Ahmet abi kendisi burada olmasa bile içinde ukde kalmasın diye önüne serdi tüm imkanlarını hemde o acısının içinde... Belki başka bir adam olsa derdi ki, benim en zor günlerimde yanımda olmayan aksine birde türlü türlü afra tafra yapan bir kadını ne yapayım... Ve bu düğünü de iptal ederdi sonuçta daha gerçek anlamda karı ve koca da olmadınız... Ama Ahmet abi tüm sözlerinin arkasında durdu... Bence kendine bir çeki düzen vermelisin... Ben inadım buyum demekle olmaz bu işler..."

Derin bir nefes alarak " bende inadım, herkeste vardır inat ve sinir... Ama ben buyum diyerekte böyle davranmak doğru değil... İnat, nefis ve şeytanla mücadele de, Allah'a kulluk ve ibadetlerimizi yaparken olmalı... Yerine göre her duygu lazım insana ki Rabbim boşa vermemiş... Sinir bile lazım, zalimlik karşısında, iblislerin karşısında... Ama bizler bu duyguları gereksiz basit şeyler uğruna tüketiyor ve yoruluyoruz sonra gerçekten kullanmamız gereken yerlerde yorulup, susuyoruz, tepkimizi ortaya koyamıyoruz... Sonra da pasif birer kul ve Müslüman olarak zalimlerin zulmü altında Ümmet olarak ezilmeye mahkum ediliyoruz... Hem de bu şekilde kocanı evinize sadık bir adam olarak görmen zor olur, sevgi hakim olmaz aranızda... Adam evden kaçmak için fırsat kollar haberin olsun... Bu kadın içinde geçerli kocası sürekli olarak böyle davransa ne kadar verimli bir kadın olabilir ki? Ama erkekler bedenen güçlü olsalar bile karılarının şefkatine, ilgisine, aşkına, desteğine daima muhtaçlar... Bir kadın zaten Allah için erkeğine hürmet ederse en sert koca bile zamanla yumuşar ya da eskisi kadar sert olmaz... " dedi.

Gülümser susuyordu yine. Ama gözleri dolu dolu olmuştu. Pişmanlık içindeydi ama o inadı ve gururu bir türlü eğilmiyordu ki. Şifa'ya ve ablasına hak vermişti hemde çok.

Sabrı Sükut 8. Seri ( Esaret Hayat )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin