Piknik / 33

2.5K 296 612
                                    

En az 450 yorum sınırı dolarsa yeni bölüm gelir inşallah kardeşlerim...
Satır arası yorumlar bekliyorum inşallah kardeşlerim.
Parmağım kesik zorla yazdım bekleyenler için..
Doku hasarı olmuş dedi doktor...
Bir kaç gün dikkat et su değdirme... dedi.
Dua edin bana..

🌷🌷🌷🌷🌷🌷

Traktörde ki eşyaları kulübeye taşıyan Kılıçaslan ailesi yonca biçen Şifa'nın yanına geldiler. Şifa çekingen bir şekilde tebessüm ederek işine başladı. Utanıyordu hemde çok.
Pembe ellerini beline koyup " Şifa gelin iyiki bu yoncayı biçmeye başlamışsın... Yoksa varya sana neler diyecektim neler..." deyip biçmeye başladı.

Güleyşa'da eline orağı alıp biçmeye başladı. Tunç'un niçin karısını alıp buralara kadar geldiğini bilmemek imkansızdı. Banyodan bile belliydi, havlular ve çarşaflar asılıydı. Ve Tunç'un yüzü gülüyordu. Şifa'da çok utangaçtı ve yorgun solgun görünüyordu bu bile ele veriyordu bazı şeyleri. Gülerek " kız eltim ben seni çok özledim ya ?" Dedi mavi gözleri ışıl ışıl.

Şifa gece karası gözlerini kırparak
" bende seni özledim Güleyşa " deyip kısık sesiyle " sakın onca işi tek yaptığını deme bana... " dedi.

Güleyşa gülerek " az daha öyle olacaktı Şifa ama Allah razı olsun Cevriye yengem ve Şahin, kayınbabam, senin görümceler oturup onca elmayı soyup, onca sebzeyi doğuradılar bende turşu bidonlarını kilere koyup, o doğradıklarını dama serdim... Cevriye yengem, gelinimin hakkını ben yaparım Pembe sakın laf etme Şifa'ya dedi. İlginç bir şekilde görümcenlerde annelerine uyum sağladılar..." dedi.

İki elti konuşarak öyle bir uyum içinde işe vurdular ki kendilerini sanki tek ikisi varmış gibi vurdular gittiler. Ama Şifa çok yorgundu bu her halinden belli oluyordu da ona rağmen kimseye kendine laf söyletmemek için canını dişine takmıştı. Pembe yengeyi ve komşu iki kadını peşlerinde bırakarak yonca tarlasının bir yarısını komple biçmişlerdi.

Tunç, laptobundan maillerini kontrol ediyordu ara arada karısının ardından bakıp bakıp iç çekip duruyordu. Cevriye hanım tebessüm ederek " oğlum keyfin yerinde " dedi.

Tunç kaşlarını kaldırıp " ne oldu ki annem ?" Der demez " hep böyle ol oğlum... Gelinimin de maşallahı var baksana... Siz iyi olun bu en güzel şey benim için..." dedi.
Cemile ve Ceylan kardeşlerinin gülen göz içlerinden anlamışlardı dün gece bambaşka şeyler olmuştu.

Tunç ot kesme makinesini getiren amcasına bakıp " anne ben şu yoncaları keserken amcama yardım edeyim..." deyip ayağa kalktı " Şahin sen o biçilen yoncaları şuraya harmana taşı..." dedi.

" Tamam abi..."

*****

Öğle ezanına kadar yonca biçim işi bitmişti. Hepsi çok yorulmuştu ama bir pikinikle bu yorgunluğu telafi edeceklerdi. Köyden getirilen etler ve tavuklar aşağıda ki piknik alanına, dere kenarına indirilmişti. Komşu bahçedeki işleri biten kadınları da davet etmişlerdi.

Şahin ve Tunç mangalda etleri pişirirken, Şifa ve Güleyşa'da salataları yapıp, sofrayı kurup, çay demlemişlerdi.
Şifa ardında ki kocasının bakışlarını üzerinde hissederek yan tarafında ki derenin içinde ki berrak suya bakıyordu gizli gizli. Tamda tahmin ettiği gibi ardındaki kocasının bakışlarını
üzerinde görmek bile çok fazla heyecanlandırmıştı onu yine.
Arkasına dönüp baktığında kaynanasının da tebessüm ederek kendisini izlediğini gördü.
Cevriye hanım sanki onların dün yaşadıklarını hissetmiş gibi gülümsüyordu. Geliniyle göz göze geldiği gibi sanki gözleriyle bile mutluluğunu haykırıyordu.

Hepsi birlikte sofranın başına oturdu. Sohbetler eşliğinde yemekler yenilirken komşuları Raziye " sessiz gelin sen niye çekingensin?" Dedi. Şifa tebessüm ederek " ben sizi dinliyordum Raziye abla gerekirse konuşurum ama " dedi.

Sabrı Sükut 8. Seri ( Esaret Hayat )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin