Derdin Ne ?!/ 27

2.8K 309 654
                                    

En az 400 bölüm sınırı dolarsa yeni bölüm gelir inşallah kardeşlerim...
Satır arası yorumlar bekliyorum ama düzgünce öyle tek heceli olmasın araya başka yorumlar girince ne olduğunu okuyamıyorum lütfen kusurama bakmayın...😍🥰
Uzun bir bölümle geldim sizlere...

🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷

Tunç annesine o Hande hanımla bir daha konuşmamasını ve bu krem işlerine müdahil olmasını istemediğini kesin bir dille kırmadan söyledi. Cevriye hanım gelini için üzülmüştü ama oğlunun inadını çok iyi bildiği için el mecbur da " tamam oğlum..." demişti.

Şifa çok üzgündü. Kafası da çok karışıktı ve yüreği de korku içindeydi.
Durmadan kocasının çalıştı yer hakkında, Asya ve Orkide hakkında
" araştırma yaptım ve A'dan Z'ye bilgileri var elimde..." dediğini düşünüp duruyordu. " Bu kadar zeki bir avukat ailemi de araştırmış olabilir mi? " Dedi içinden. Yüreği daralarak " biraz önce nasılda sorgulayıp keskin sorular sordu bana öyle..." deyip eliyle ağrıyan alnına baskı yaptı. " Yok canım ailemi araştırmış olsa çoktan bana hesap sorardı, muhakkak sorardı... Asya ve Orkide'yi de sinirlendiği için araştırma yaptı sanırım..." dedi içinden tekrar.

Valilerini hazırladı. Hüzünlü bir şekilde beklerken kocası yatak odalarına girdi. Şifa'nın gözleri kıpkırmızıydı ve yüzüne dahi bakamamıştı yine.
İşte Tunç bu huyuna çok kızıyordu. Sinirine hakim olamayarak " senin derdin ne yine kadın?!" Dedi.

Şifa gözlerini kapatıp yutkunarak açtı
" insanoğlunun derdi mi biter ki?" Dedi.

Tunç kaşlarını çatarak " bu afralar tafralar bana değil mi?! " deyip mağrur bir şekilde " yemek getirdiğim zamanda böyleydin " der demez Şifa " öyle miydim? Nasıl gülseydim ki? Bayram bayram demedik etmedik
bırakmadın... " dedi sesi titreyerek.

Tunç kızgın bir şekilde " tüm bu tepkilerimi sen istedin kadın...! Hatırla kaçtığın zamanı...!" der demez Şifa
" sana ne desem boş görüyorum ki " dedi.

Tunç kaşlarını çatarak " senin dilin uzuyor kadın...! İki güzel davransam astarını da istiyorsun...! Tıpkı kaçıp benim güvenimi yıktığın gibi...! Sana gayet iyi davrandım...! Ama yaptın yapacağını...! " deyip kükreyerek
" anlaşıldı sana iyilik ve güzellik yaramıyor...! Senin için kendimi yormam bile artık bunu böyle bil kadın...! Ve istersen kız bana o kremler o firmaya verilmeyecek...!" Dedi.

Şifa hiç cevap vermeden feracesini giyip, siyah şalını genişçe üzerine doğru düzeltti.
Tunç daha da köpürerek " bundan sonra sana zerre merhamet etmeyeceğim bunu böyle bil kadın...!" Dedi.

Şifa başını sallayarak " nasıl istersen öyle olsun bakalım " dedi gayet sükunetli bir şekilde.

Tunç karısı tepkisiz kaldıkça nedenini bilemediği bir şekilde daha da kızıyordu.
Valizleri alıp " hadi gidiyoruz...!" Dedi.
Hepsi birlikte gelen büyük taksiye binip havalanana geldiler. Tunç ve Şifa'nın arasında yine fırtınalar esiyordu hemde sessiz ama yıkıp geçen bir fırtınaydı ilginç bir şekilde.
Uçağa bindikleri vakit kocasıyla yan yana olsalarda kaçamak bakışlar hariç birbirlerine bakmıyorlardı bile.

Kahramanmaraş havalananına geldikleri vakit, Tunç yakında ki sürekli araba kiraladığı galeriden off road ( arazi) aracı kiraladı. Yerden daha yüksek ve tekerlekleri yüksek olduğu için bu araç tam dağ bayır gezmek için idealdi. Cevriye hanım arkaya binecekken Şifa " anne sen bin öne..." deyip arka taraftaki görümcelerinin yanına oturdu.
Tunç karısının böyle yapmaları yüzünden daha da kızıyordu. Dişlerini sıkarak şoför koltuğuna oturdu. Cevriye hanım oğlunun yanına oturdu " ilahi kızım çoğu gelin kaynanası öne binince kızar sen beni oturduyorsun..." dedi.

Sabrı Sükut 8. Seri ( Esaret Hayat )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin