Acı Boşluk / 53

2.2K 310 530
                                    

500 yorum sınırı dolarsa yeni bölüm gelir inşallah...

Satır arası yorumlarınızı merak ediyorum inşallah...

Şarkı tam da uymuş...🥲

🪷🪷🪷🪷

Alışmak mıydı bu? Yoksa kimsesiz küçük yüreğinin boşluğunu hemencecik doldurması mıydı bu bilemiyordu Şifa. Ama bir haftadır bildiği tek gerçek hiç böyle birşeyi beklemiyor oluşuydu. Kocasından ummuştu belki birgün bırakır beni diye ama kaynanasından hiç ummamıştı. Çok ağlıyordu... Çok üzülüyordu. " Ben daha önce hiç bu kadar acı çekmemiştim. Aslında çok acılar yalnızlıklar çektim ama bu bambaşka bir acı ve yalnızlık oldu benim için..." diyordu.

Aslında kendine bile itiraf edemiyordu ama canını en çok yakan yalnızlığını en çok hissettiği kişi kocasıydı. " Bir daha görür müyüm acaba ?" Diye düşündükçe kendine kızıyordu " seni her seferinde bırakıp giden, bu defa da en acı darbeyi vurarak çekip giden vefasız kocanı mı özlüyorsun?! Onu tekrar görmenin hayallerini mi kuruyorsun?! Kabul et artık o senden alacağını aldı ve çekip gitti...! Belki de içinden hiçbir zaman gerçekten karısı olarak görüp hissedemedi...! Sonuçta beni nereden çekip aldı bunun düşüncesi bile gururuna ağır geldi...! Ama ben ondan başka bir erkek tanımadım ki...! Bana onun yaklaştığı gibi bir başka erkek yaklaşmadı ki...! Ben buna izin vermedim ki...! Ona da kocam olduğu için verdim tüm benliğimi kendimi...! Ama beni böyle yüz üstü bırakıp gideceğini bilsem asla ve asla yanıma yaklaşmasına izin vermezdim...! Vermezdim ki...!" Dedi ağlayarak karşısında ki aynaya bakıp.

Yere çöktü mecalsiz haliyle " ama bundan sonra bambaşka bir Şifa olacak...! Ben o eski Şifa'yı o boşanma dilekçesini imzalarken öldürdüm...! Birgün karşıma olaki çıksa bu yeni Şifa ile tanıştıracak ve şaşıracak o avukat...!" Deyip karnına dokunup içinde ki boşlukla yutkundu " bu boşluk hissi hiç geçmiyor Allah'ım... Amacım isyan etmek değil ama yavrum karnımda olsaydı belki bu kadar kimsesiz yalnız hissetmezdim..." deyip ayağa kalkıp abdestini alıp gecenin en koyu ve karanlık haline baktı. İç çekerek köy evlerinin sobalı odasına girdi.

Teheccüd namazını kılıp ellerini açtı
" Ey Allah'ım sana kendimi şikayete geldim ben. Bu senin kulun Şifa çok nankör sana karşı. Dayanamıyor ve bazen nefsine ve şeytana uyup verdiğin başka hikmetleri görmüyor... Çok şükür ki sen bana gören gözler, duyan kulaklar, sağlam ayaklar, tutan eller ve sağlık sıhhat vermişsin. Akıl sağlığı vermişsin... İrademi kullanacak bilinç vermişsin... Şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim, diye beni sınamak üzere Rabbimin lütfundandır elbette... Ne olur bilerek ve ya bilmeyerek ettiğim isyanlarımı, hatalarımı bağışla... Rahmet elini üzerimden eksik etme... Bana aklı selim kararlar vermeyi nasip et... Ne yanlış Ne doğru ben bilemiyorum ama inanıyorum ki sen benim için hayırlı olan kapıları açacaksın... Şayet bir kapı benim için kapanıyorsa biliyorum ki o benim için hayırsız olduğu için kapatırsın... Sen beni koru daima... Rızkım uzaksa yakınlaştır, zorsa kolaylaştır, haramsa helale çevir, sağlıkla sıhhatle bana ulaştır... Tembellikten, miskinlikten beni koru... Her anımı ibadet hükmünde yaşamayı nasip et..." dedi. Duasını bitirip birazda Kuranı Kerimini okuyup bir hafta sonra nihayet yolunu çizdi.

Bir haftadır kapıdan dışarıya adım dahi atmamıştı. Otobüsten inince sabah erkenden babaannesinin mezarını ziyaret etmiş ağlayıp dualar edip birazda alış veriş yapıp evlerine gelmişti. Uzun zamandır temizlenmediği için tozlanmış olduğu için hemen temizleyip paklamış, sobasını da kurup, ahında ki odunlardan getirip balkona koymuştu. İçinde ki bitmek bilmeyen korkusunu bastırmaya da mecburdu yeniden kendi başının çaresine bakmaya.

Bu süreçte Hüma ve Hare, Zehra, Asiye, Azra, Fatma, Azize, Güleyşa, Pembe yengesi ve Atike halası sürekli olarak arayıp sormuşlardı" biz daima yanındayız... Sakın çekinme... Hatta kalkıp tekrar buraya gelde içimiz rahat etsin..." demişlerdi. Kocasının dostları ve Şahin, Adnan, Adem amcası da daima arayıp sormuşlardı.

Sabrı Sükut 8. Seri ( Esaret Hayat )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin