Sırlar / 79

2K 277 645
                                    

500 yorum sınırı dolarsa yeni bölüm gelir inşallah...

Satır arası yorumlarınızı merak ediyorum inşallah kardeşlerim..

Çok yoğunum bu aralar inanın ki çok isteyen olduğu için zorla yazdım ama düzenleyemedim hatalar olabilir...

🪷🪷🪷🪷🪷

Günler, yine acısıyla tatlısıyla akıp gitmişti insanoğlunun ömründen. Tunç ve Şifa içinde aynı olmuştu... Artık otuz yedinci haftasındaydı ikizleri. Şifa daha da bir şişmişti bu süreçte. Doktoru riske atmamak için sezaryen doğumu önermişti. Şifa bebeklerinin sağlığı için kabul etmişti.

" O zaman iki gün sonra sabah saat 9.00 gibi ameliyata alırız... Ama olurda erkenden sancı... falan olursa hemen hastaneye gelin..." deyip gerekenleri bildirmişti. Tunç karısından daha çok heyecanlıydı. Şimdiden yüreğini hem korku hemde mutluluk sarmıştı karısı ve yavruları için.

Şifa " Doğumdan önce ailemi bir ziyaret edeyim..." diye düşünerek mahpusaneye gitti. Kabul etmese de kocası yine ailesine hatrı sayılır miktarda para göndermişti.

Şifa babasının ve abisinin karnına bir tuhaf baktığını fark etmişti. Aylar olmuştu söyleyeli ama ilginç bir  şekilde ne evlendiğine kızmışlardı ne de kocası hakkında tek kelime ediyorlardı. Bir tuhaflardı. Ama Şifa farkındaydı ki, dilleri sussa bile gözleri adeta yerden yere vuruyordu.

Ama annesi ile görüşürken onlar gibi değildi. Yine durmadan " affet bizi kızım... Affet beni..." diyordu. Karnını okşayıp " doğumun da yanında olmak isterdim... Ama ben senin hiçbir anında yanında olamadım..." diyerek ağlıyordu. Sebebini sorsa da yine cevapsız bırakıyordu annesi. Şifa artık annesinin bu kapalı kutu misali halinden sıkılmıştı. Ama üzerine de gidemiyordu zaten üzgün diye.

Şifa " anne sizin suçunuz değil ki... İftira attılar size..." dedi ağlayarak.

Ama annesi kızına sarılıp " ah kızım sen çok saf ve temizsin ama insanlar senin gibi olmayabilir... Şimdi diyeceklerimi çok iyi dinle ve asla bana soru sorma... Hatta laf arasına da girme zaten vaktimiz sınırlı... Ama bunları da iyice aklına kazı... Sana bu kadar bari annelik yapayım... Yuvan için nasihatler edeyim... Ve bunlar anne kız olarak şimdilik aramızda sır olarak kalsın... Şayet bir gün olurda yuvanda kocanla bir konudan huzursuzluk yaşarsan sakın olaki ona sırtını dönme... Ve bu dediklerimi düşün... Kocana inanmayı seç... Çünkü sana ondan başka kimseden fayda gelmez... Kocan seni yine korur kollar... Sakın ola ne olursa olsun yuvanı yıkma... Bazı şeyleri sindirmek senin için zor olsada kocandan ve yuvandan vazgeçme... O anlık sinirin öfken geçerse, iyiki öfkemin kurbanı olmamışım... dersin. Ama bir hata yaparsan da bir ömür boyu pişman olursun... Dil yarası çıkmaz insanın yüreğinden yavrum... Bazı insanlar bazıları için mükafattır... Kocan, avukat Tunç Kılıçaslan'da senin için öyle oldu... Çok şükür ben senin onunla evlendiğini duyduğumdan beridir huzurluyum... Ve diyorum ki senin yerin bir ömür boyu ne olursa olsun kocanın yanı... " diye uzun nasihatler etti.

Şifa şaşkındı. " Anne doğru söyle Tunç seninle konuşmaya mı geldi? Yoksa bu kadar yakından tanıman imkansız..." dedi şüphelenerek.

Annesi ağlayarak " evet kızım... Kocan sen bana evlendiğini demeden önce gelip söyledi... " Gözlerini kaçırarak
" hatta sana evlenme teklifi etmeden önce bana ve babana geldi..." der demez Şifa şaşkına döndü.

" Nasıl yani anne?"

" Nasılı şu ki yavrum senin başına gelen herşeyleri anlattı... Ama baban ne tepki verdi bilmiyorum çünkü ben görmüyordum ki o zamanlar..."
Ağlıyordu içli içli " çok üzüldüm kızım çok ağladım... Ben o zaman güvendim kocana ve kabul ettim. Hatta babası ne derse desin dinleme Tunç bey, kızım evet derse benden yana tamamdır... Kızım sana emanet... dedim. Çok saygılı ve zeki, güçlü kuvvetli biri kocan... Çokta güvenilir... Senin kocan gerçekten adalet adamı... Karşısına kendi annesi suçlu olarak çıksa adalet için ne gerekiyorsa onu yapar... Bunun yüzünden de neler yaşadığını haberlerden duydum..."

Sabrı Sükut 8. Seri ( Esaret Hayat )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin