Kabuslar/ 8

2.1K 255 364
                                    

300 yorum sınırı dolarsa yeni bölüm gelir inşallah...
Bekleyenler için attım inanın vaktim az zorla yazdım.

🌷🌷🌷🌷🌷🌷

Şifa çok korkunç kabuslar görüyordu.
O iğrenç evde olduğunu ve yine o mahzende farelerle olduğunu, işkenceler çektiğini ve bir anda Tunç'un ortaya çıkıp " seni yalancı kadın...! Demek sen hırsız bir anne ve babanın kızısın ha bir de hırsız abin var değil mi?!" Dedi. Şifa sesi soluğu çıkmıyor gibi hissederek " yalancı değilim ben... Ben senden sadece ailemin mahpusta olduğunu gizledim utandım, korktum..." dese de Tunç " sen buralara layıksın yalancı..." deyip yüzüne tükürerek mahzenden çıkıp gitti. Şifa delirecek gibi ağlayarak " bırakma beni burada lütfen ölürüm ben..." derken nefessiz kalmıştı.
" Hıhhh" diyerek kan ter içinde yataktan sıçradı.

Yutkunarak etrafına bakındı
" çok şükür rüyaymış " deyip yataktan kalkıp telefonunun ekranına bakıp
" sabah ezanı okunmak üzere" deyip gözleri dolu dolu " ya bu rüya gerçeğe dönerse... Koskocaman avukat adam istese anında öğrenir " deyip akan gözyaşlarını silerek " keşke söyleme cesaretini göstere bilseydim... Eğer işin ucunda namussum olmasaydı söylerdim ne olursa olsun... Ama ben çıkmazlarda kaldım...!" Deyip yatağın üzerini düzeltip odanın camını açıp, ağlayarak kaynanasının dün verdiği kıyafetlerden alıp banyoya girdi. Hızlıca bir duş alıp uzun saçlarını kurutup banyoyu düzeltip üzerini giyindi. Banyodan çıktığı vakit ezan okunuyordu. Boy aynasından kendine baktı, pudra pembesi kloş eteği ve üst kısımları pembe çiçekli beyaz gömleğiyle birlikte yine pudra pembesi şalıyla birlikte oldukça zarif görünüyordu ama yüreği yanıyordu gördüğü rüyadan dolayı.

" Benim derdimi ancak ve ancak Rabbim bilir " deyip ezan duasını okuyup namazını kılıp uzun uzun dualarını edip sabah zikirlerini çekti. Ne yapacağını bilemez bir şekilde " aşağı inmesem mi ayıp olur yoksa insem mi? Sormakta aklıma gelmemişki Cevriye anneye " deyip camın önünde ki tekli koltuğa oturup beklemeye başladı. Kısa bir süre sonra Cevriye annenin sesini duyunca ayağa kalkıp usulca kapıyı açtı. Cevriye hanım tebessüm ederek " sabah şeriflerin hayırlı olsun kızım. Uyandırdım mi?" Dedi.

" Yok anne ben uyanalı bayağı oldu ama ne yapmam gerekiyor bilemedim " dedi utanarak. Cevriye hanım tebessüm ederek " Muazzez kızım saaat 9.00' da gelir kahvaltıyı hazırlar... Zaten bizde o saate kadar ancak kendimize geliyoruz. O yüzden namazı kılıp yatarız... Ama kocan erkencidir namazdan sonra uyumaz biraz şu ileride ki koruda spor yapar eve gelir duşunu alır hazırlanıp erkenden işe gider..." dedi.

Şifa öğrenmek için " kahvaltı yapmıyor mu?" Dedi.
" Aslında yemek yemeyi çok sever oğlum " deyip gülerek " o koca cüssesinden belli değil mi?" Dedi. Hüzünlü bir şekilde
" bize hiçbir şey yaptırmıyor, Muazzez kızım da ancak geliyor, kendide yoğun olduğu için iş yerinde yiyor genilikle yemeklerini yıllardır..." dedi.

Şifa kısık sesiyle " yani ben sabahları kahvaltı hazırlasam yapar mı?" Dedi.
Cevriye hanım Şifa'nın elinden tutup
" çok mutlu bile olur kızım ama şimdi bileğin böyle yat istersen... Hem bugün çok yoğun geçecek dinlen..." deyip odasına girdi. Şifa kocasının odasının kapısı açılınca hızlıca odasına girdi
" ne kadar da zormuş yabancı bir evde olmak " deyip parmağına bakıp
" her ne kadar artık evli de olsam ne bileyim yabancıyım daha bu insanlara... Ama Allah razı olsun iyi insanlar..." deyip açık olan camdan bakınca kocasının gri renkli bir eşofman takımıyla ve spor ayakkabılılarıyla koşarak koruluğa doğru gittiğini gördü. Etrafa bakınırken " şehir merkezinden uzak biraz ama güzel yer tam kafa dinlemelik... Bu evinde çok bahçesi varmış... Arka tarafa da var... Sanırım birazında birşeyler de ekik... Gelirken Beykoz yazıyordu..." dedi. Bayağı bir gün doğumunu izleriyerek yüreğinde ki kimsesizlik ateşiyle ve kocasına diyenediklerinin ağırlığıyla ağladı dualar etti.

Sabrı Sükut 8. Seri ( Esaret Hayat )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin