500 yorum sınırı dolarsa yeni bölüm gelir inşallah...
Satır arası yorumlarınızı merak ediyorum inşallah kardeşlerim...
Yazım yanlışları olabilir düzenleyemedim...
🪷🪷🪷🪷🪷🪷
Sevda da edep varsa güzeldi. Edep insan hayatının her anına yakışan en güzel aksesuarıdı adeta. Taşımasını bilene en güzel ve yakışandı. Gülümser kocasından utandığı için kaçarcasına üzerini değişip, Ahmet'in bıraktığı çantasını alıp, yine gizlice hastaneye gitmişti.
Ama sebepsizce gülerken buluyordu kendini. Hastaneye gelir gelmez zincirleme trafik kazası sonucu getirilmiş onca yaralı hasta için hemen ameliyathaneye girdiler ekip olarak. Çok zor ve yorucu geçmişti gün. Peş peşe kaç tane yaralı ameliyat edilmişti.
Ahmet'e ve Rabia'ya da gelen acı haberle hemen yola çıkmak zorundalardı. Hayattaki tek akrabaları olan yaşlı anneanneleri yoğun bakıma alınmıştı. İki kardeş kendilerini büyüten ve bunca imkanı sunan anneannelerinin haberi ile deliye dönmüşlerdi. Bir yıldır zaten sürekli hastanedeydi yaşlı kadın. Ama torunları daima ilgileniyorlardı. Türkiye'ye geleli üç hafta olmuştu ama sürekli doktoru ile iletişime geçmişlerdi. Zaten Ahmet bu yüzden de gitmek için acele ediyordu. Buraya getirecekti özel bir ambulans uçakla.
Buldukları aktarmalı ilk uçaktan biletlerini aldılar. Ahmet'in karısını görmeye bile gidecek vakti yoktu. Tunç ve Şifa'da üzülmüştü bu duruma.
Ahmet ve Rabia ağlıyorlardı sanki anne ve babalarını kaybettikleri günkü gibi.
Tunç, dostlarını hemen havaalanına bıraktı." Gerekirse ben hemen gelirim... Haber edin... Unutmayın ki yalnız değilsiniz..." diye manevi desteğini de verdi.
*****
Gülümser sonra ki sabah yorgun bir şekilde nöbetten dönmüştü. Kocasının dün ve gece hiç aramamasına şaşırmış ve üzülmüştü. Eve gelince öğrendiği haberle de çok üzülmüştü. Ama kocasının bir mesajı dahi çok görmesine de ayrıca kırılıp küsmüştü.
Ahmet, Miami'ye inince karısına yazdığı mesajın iletilmediğini görünce oflayarak
" Olamaz ya nasıl oldu bu!" Deyip yeniden mesaj attı ama Gülümser kızgındı. Dönmemişti bile ne mesajlarına ne aramalarına. Sadece Rabia'yı arayıp yaşlı kadının durumu hakkında bilgiler almıştı. Ahmet hakkında tek kelime dahi etmemişti. Rabia konu açınca da hiç oralı olmuyordu.
Ama yüreği hüzünlüydü. Kocasının bıraktığı evlerinin anahtarını bile almamıştı. Şifa ve Güleyşa ne dese fayda etmemişti. Hatta her seferinde ağlıyordu Gülümser.Ahmet gittikten bir hafta sonra anneannesinin ölüm haberi geldi. Tunç hemen Miami'ye gitti destek olmak için. Yaşlı kadını Tunç'ta çok seviyordu.
Gülümser yaşlı kadının ölüm haberini alır almaz hemen görümcesini arayıp baş sağlığı dileyip üzüntüsünü paylaştı.
" Benim daha pasaportum yok biliyorsun ki Rabia... İnan olsaydı gelirdim yanına..." demişti.Kocasına kırgın olduğu için günler sonra sadece bir baş sağlığı mesajı yazmıştı resmi bir dille. Ahmet mesajı okuyunca başını sallayarak " inat kadın... İnsan onca aramaya bir cevap verir..." demişti.
Tunç görevini ihya edip, orada ki işlerinde Ahmet ve Rabia'ya yardım edip bir hafta sonra geriye geldi. Şifa artık ikizlere altı aylık hamile olduğu için durumu oldukça zorluyordu. Karısını o halde bırakmaya gönlü daha fazla razı olmadı. Zaten günde en az on veya on beş kez aramıştı güzel karısını.
Bu sürede birde üzücü olay yaşamışlardı yine. Dostu Kaymakam Tuğrul Seyhanlı'nın biricik eşini doğumhaneden sancılı bir halde eski nişanlısı kaçırmıştı. Tuğrul delirmişti. Yakıp yıkmıştı ortalığı... Kocaman adam aklını oynatmak üzereydi. Tunç'ta dostu olarak diğerleriyle elinden geleni yapmışlardı. Çok zor olmuştu ama Tuğrul Seyhanlı'nın biricik sevdasını bulmuşlardı. Şifa birde buna çok üzülünce yalancı sancıları yoklar olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sabrı Sükut 8. Seri ( Esaret Hayat )
SpiritualNOT:ÇALINTI VEYA EN UFAK BİR KOPYALAMA DURUMUMDA AVUKAT KUZENİM VE ABLAM TARAFINDAN GEREKEN TÜM YASAL İŞLEMLER YAPILACAKTIR... KURGUMUN HİÇ BİR KURUM VEYA KURULUŞLA ASLA VE ASLA EN KÜÇÜK BİR İLGİSİ YOKTUR TAMAMEN HAYALİDİR... 19 yasında ki Şifa kı...