SAVRUK RUHLAR

5- Şarkılar ve Yağmur Damlaları

Odaya süzülen güneş ışığıyla uykumdan uyandım. Uyku sersemliğiyle yatakta doğrulunca odanın sessiz ve boş olduğunu fark ettim.

Uykulu gözlerle komodine bakınca komodinin üzerindeki küçük notu gördüm. Ağzımdan akan salyamı elimin tersiyle silerek nota uzandım.

Sabah dersinin olup olmadığından emin olmadığım için seni uyandırmadım. Ben erkenden çıktım, sonra görüşürüz. :)
- Nisan.

Neyse ki edebiyat dersim saat dokuzdaydı, yoksa ilk dersime geç kalacaktım.

Dün gece uzun bir süre Boran'la yaşadıklarımı düşünerek uyuyamamıştım. Bir kukla gibi oturup beni neredeyseöpmesine izin verdiğim için kendime hâlâ kızgındım.

Kırmızı dudaklarının ve o dudaklarından dökülen büyüleyici sözlerin zihnimi ne kadar bulandırdığının bir önemi yoktu. Annem de babam da beni böyle yetiştirmemişti.

Yukarılardan bir yerden beni izleyen babam muhtemelen dün gece girdiğim günah yüzünden benden utanıyordu.

O anda Nisan dönmeseydi ne olurdu? İlk öpüşmemi bir günlük bir çocukla yaşamış olurdum.

Gözlerimi ovuştururken yataktan kalkıp düşmemeye çalışarak banyoya gittim. İnanılmaz yorgundum.

Yarı kapalı gözlerle dişlerimi fırçaladıktan sonra duşa girdim. Soğuk suyun etkisiyle anında kendime gelip kısa sürede güne başlamam için yeterli enerjiyi topladım.

Yurdun çivi gibi soğuk suyu böyle sabahlarda işime yarayacağa benziyordu.

Kalp yaka açık sarı tişörtümü ve şortlu tulumumu giydim.

Saçlarımla uğraşmak istemediğim için saçlarımı parmaklarımla gelişigüzel açtıktan sonra dağınık topuz yaptım. Hafta sonu saçımı düzleştirebilirdim.

Önümdeki birkaç tutam saçı kulaklarımın arkasına atarak çantamı aldığımda, komodinin üzerinden çalan telefonum onu da almam gerektiğini bana hatırlattı.

Kaan'ı ya da annemi aramak dışında telefonumu pek kullanmıyordum. Akranlarım gibi sosyal medya kullanmıyordum.

Telefonum kitap okuma uygulamaları ve annemin birkaç ay önce indirmemi istediği diyet programlarıyla doluydu.

Çantamı taktıktan sonra telefonumun kilidini açıp iki mesaj gördüm.

Kaan- Orası nasıl? Bura süper bir yer çıktı, bayıldım.

Keşke ben de aynısını söyleyebilsem, diye geçirdim içimden.

Annem-Tatlım, hijyenik ped paketini evde unutmuşsun. Almaya gelecek misin?

İç çekerek yüzümü buruşturdum. Bu kadar önemli bir şeyi nasıl unutmuş olabilirdim? Mesajlardan çıkıp regl takvimime bakınca yarın regl olacağımı fark ettim.

Eve dönmek zahmetli olacağı için dersten sonra alışveriş merkezine gitmeye karar verdim. Annem büyük olasılıkla bu kararıma üzülecekti.

Beni bu kadar erken görmek için bir bahane bulmasına ne kadar sevindiğini hayal edebiliyordum. Hatta paketi valizimden bilerek çıkarmış bile olabilirdi, çünkü paketi valizime koyduğuma neredeyse emindim.

Odadan çıkıp kapıyı arkamdan kilitleyerek anahtarı çantamın yan cebine koydum. Dersin başlamasına yaklaşık on dakika olduğu için hızlı yürümeye çalışıyordum.

Köşeyi döner dönmez duvarın dibinde duran iki kişiyi fark ettim.

Boran Oğuzsoy ile kızıl saçlı bir kız. Gözlerimi kısıp baktığımda kızın oryantasyondaki minyon kız olduğunu anladım. Ona sevgilisi olup olmadığını soran kızdı.