52- İstersen Beni Yok Edebilirsin

3.8K 145 6
                                    

ÜÇÜNCÜ ŞAHIS

"İçki alır mısınız hanımlar?"

Tepeden tırnağa sırılsıklam olmuş uzun boylu sarışın bir çocuk elinde kırmızı parti bardaklarıyla dolu bir tepsi tutarken tepelerinde dikiliyordu. "Hepsi müessesenin ikramı."

Tina bardaklarda ne olduğunu anlayabilmek için bardaklarından birine baktı. "Ne bu?"

"Elmalı votka ama biraz sert."

"Elmaya bayılırım." Tina oturduğu yerde heyecanla kıpırdanarak bir bardak almak için elini uzatırken Nisan ile Yuna da onunla birer içki aldı.

Çocuk ela gözlerini öylece kucağına bakan Beste'ye çevirdiğinde renksiz ve ince dudaklarında bir gülümseme belirdi.

"Sen de alır mısın tatlı şey?"

Yuna hemen, "Hayır, o içmez," diye araya girdi.

"Ah, pardon o zaman." Çocuk tam uzaklaşacakken Beste aceleyle öne doğru uzanıp tepsiden bir bardak kapınca hepsi şaşırdı.

"Teşekkürler."

Dördü de şaşkınlıkla ona dönünce Beste üzerine yöneltilen istenmeyen ilgi yüzünden dudak büktü.

"Onun içmediğini söylememiş miydin?" Çocuk hafifçe başını sallayarak kıkırdadıktan sonra kızların yanında duran diğer gruba yöneldi.

Beste kızların bakışlarına aldırış etmeden bardağı dudaklarına götürüp başını hafifçe kaldırarak içkisinden küçük bir yudum aldı.

Boran'nın ona az içmesi gerektiğiyle ilgili söylediğini hatırladıktan hemen sonra onun sadece arkadaş kalmalarını söylediği an aklına geldi.

Ona kendi kendine kafa tutuyormuş gibi bardaktaki tüm içkiyi tek seferde içti.

Beste bardağı indirirken Nisan endişeli gözlerle onu izliyordu.

Beste yakıcı sıvı boğazından akıp giderken ağzında bıraktığı acı tat yüzünden yüzünü buruşturdu ve içkinin neden ona göre bir şey olmadığını bir daha hatırladı. İçki içtikten sonra yüzünü buruşturmadan edemiyordu ve ona göre içki diğerlerinin iddia ettiği kadar cazip bir şey değildi.Bunun yanı sıra, içki sihirli bir şekilde kalbindeki acıyı kısa bir süreliğine uyuşturunca bunun bir nevi ağrı kesici olabileceğini de düşündü. Alkol ona belki sadece geçici bir rahatlama verecekti ama bu acıyı her an çekmekten daha iyi olduğuna karar verdi.

Dudaklarının kenarlarını silerken içki servisi yapan biri var mı diye baktı. İçkinin yüreğindeki sızıya bu kadar iyi geleceğini bilseydi o sarışın çocuktan bir değil iki bardak alırdı. Ama bunu yapsaydı kızların gözüne batardı ve Boran'la yaşadıklarını konuşmak istemiyordu.

Nisan endişesine yenik düşerek, "İyi misin, Beste?" diye sordu.

"Evet. İyiyim," dese de sesi ikna edicilikten uzaktı. Oda arkadaşı onun sesindeki yoğun hüznü hemen anlamıştı.

"Emin misin?"

Beste başını onaylarcasına salladı.

"İyi olduğunu sanmıyorum. Buraya geldiğimden beri ikiniz de bir garip davranıyorsunuz. Senin çıtın çıkmıyor ve Boran da şuradaki lavuklar gibi yapmacık davranıyor."

Beste, Nisan'ın bakışlarını takip ettiği anda bunu yaptığına pişman oldu. Boran havuzun kenarına bir grup erkekle oturmuş aralarından birine daha fazla içki içmesi için bağırarak baskı yaparken inci dişleriyle gülüyordu.

Bir kolunu Cem'in omzuna atmış, hiçbir derdi yokmuş gibi gülüp eğleniyordu. O mutluydu. Belli ki Beste olmadan da mutluydu.

"Bir süredir kumar oynamıyordu ama şimdi oradaki beyinsizlerle bahis oynuyor. İyileşmeye başladığını sanıyordum," diye mırıldandı Nisan. Boran'nın gülüşünü izlemek boğazını yakan alkolden daha can yakıcı olduğu için Beste başını başka bir tarafa çevirdi.

SAVRUK RUHLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin