BESTEÜniversiteye doğru sessiz bir araba yolculuğu yaparken arka koltukta oturuyordum.
Boran başını ön taraftaki koltuk başlığına yaslamış, babası ise parmaklarını direksiyona ritmik bir şekilde vuruyordu. Bu onun rahatsız edici gerginlikle başa çıkma yöntemi olmalıydı.
Birkaç kez yan aynadan Boran'la göz göze gelsek de ben karnımdaki uçuşan kelebekleri hissettiğim anda gözlerimi kaçırdım.
"Adın Beste'ydi, değil mi?"
Dikiz aynasından Behçet Bey'e baktım. "Evet efendim, Beste."
"Sen de oğlum gibi işletme mi okuyorsun?"
Boran işletme mi okuyor? Bunu bile bilmediğimi fark etmek üzücü.
"Hayır, ben İngilizce okuyorum."
"Anladım," diyerek başını salladı. "Güzelmiş. Boran'la nasıl tanıştınız?"
Boran başını bıkkınlıkla iki yana sallarken, "Baba," diye çıkıştı. "Bunları sormak zorunda mısın? Onu sorgulamayı bırak. O senin zanlılarından biri değil."
Behçet Bey tok sesiyle kıkırdayınca ben de kendimi tutamayıp gülümsedim.
"Pardon. Polisim, mesleki deformasyon. Sana sohbet etme amaçlı sorular sormamın bir sakıncası var mı kızım?"
Sırıtarak başımı iki yana salladım. "Hayır, yok."
"Gördün mü? O sorun etmiyor."
Boran gözlerini devirip pencereden dışarı baktı.
Neden babasına sürekli agresif davranıyor? Hâlbuki iyi bir adama benziyor.
"Oğlumda saman alevi öfkesi var, değil mi?"
Gülümsedim. "Biraz. Ama bu yönü baş başayken eğlenceli de olabiliyor."
Bunun üzerine Boran aynasından tekrar gözlerime bakınca yanaklarım anında ısındı. Hızla gözlerimi kaçırdım.
"Gerçekten mi?" Babası dişlerini göstererek gülümsedi. "Her fırsatta küfreden bu yürüyen saatli bomba nasıl eğlenceli olabiliyor?"
Güldüm. "Eh..."
Behçet Bey dikiz aynasından bana beklentiyle bakınca konuşmak için gerginlikle boğazımı temizledim.
"Radyoda çalan şarkılara eşlik etmeyi çok sever, iyi resim çizer, korku filmlerine güler ve çok güzel peynirli makarna yapabilir."
Onun hakkında bu kadar çok şey bilmeme kendim de şaşırdım. Daha derin şeyleri bilmesem de onunla geçirdiğimiz zamanlarda onunla ilgili gayet iyi bilgiler toplamıştım.
"Bir de hamburgere bayılır." Hafifçe kıkırdadım. Şu an saplantılı bir âşık gibi konuşup konuşmadığımı bilmediğim için yanaklarımın ısındığını hissedebiliyordum.
Bu kadar utandığıma göre durmalıyım.
Boran çaktırmadan gülümsediğini yakalasam da dirseğini pencerenin pervazına dayayıp gülümsemesini eliyle gizledi.
"Amma şey biliyormuşsun, Beste. Ben bile bu kadarını bilmiyorum."
Boran ona gözlerini devirdi. "Birlikte bu kadar az zaman geçirirken nasıl bilebilirsin?"
"Gördün mü bak?" Babası neşeyle kıkırdadı. "Çok agresif."
Biraz gülümsedikten sonra tekrar Boran'la göz göze gelmemek için pencereye döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVRUK RUHLAR
Novela JuvenilTaş kalpli ve duygusuz ikinci sınıf öğrencisi Boran Ozansoy, naif birinci sınıf öğrencisi Beste Gök'le tanıştığı ilk gün onu yatağa atmayı kafasına koyar. Bundan habersiz Beste, Boran'ın büyülü cazibesine kapılarak karakterinin dışına çıkmaya başlar...