78- Koridordaki Öpücükler

3.2K 224 31
                                    



Behçet amca biz arabasından inerken, "İyi dersler çocuklar," dedi.

Soğukluğu yine kendini gösteren Boran, babasıyla vedalaşmaya bile tenezzül etmedi.

"Bıraktığınız için teşekkürler." Kibarca gülümsediğimde başını salladı.

"Lafı bile olmaz kızım. Sonra görüşürüz." Gülümseyip arabayı çalıştırarak park yerinden geri geri çıktı.

Sırt çantasını omzuna atıp uzun adımlarla yürüyen Boran'a yetişmek için hızlandım. Mavi bir tişört ve gri bir şort giymişti. Saçları dağınıktı ama bu sabah evden çıkmadan önce yaptığım gözlemlere göre Boran saçlarını tarıyordu. Ama saçlarını taradıktan hemen sonra elini saçlarında gezdirmek gibi bir alışkanlığı vardı.

"Beklesene, Boran." Sonunda ona yetişince kaşlarımı çattım. "Neden bu kadar hızlı yürüyorsun?"

Normalde benim hızlı yürüyüşüme yetişmeye çalışan kişi o olurdu. Tam tersini yaşıyorduk.

"O adamdan uzaklaşmak için," diye mırıldandı.

"Sabahtan beri ona kızgınsın. Ne yaptı ki?" Sırt çantamın kollarını omuzlarıma doğru kaldırırken başımı yana eğerek ona baktım.

İngilizce dersliğinin olduğu köşeyi dönerken, "Babamın annenden hoşlanma ihtimalini hiç düşündün mü?" diye sordu.

Şaşkınlıkla kaşlarımı çattım. "Şey, hoşlanıyor ama bence arkadaşça."

"Hayır, arkadaşça falan değil, muhtemelen ondan etkileniyor."

"Duygular konusunda uzman olmayabilirim ama babamın geçmişte hoşlandığı kadınlara annene baktığı gibi baktığına şahit oldum."

Dudağımı kemirerek yüzümü buruşturdum. "Anneme o gözle baktığını sanmıyorum. Sadece kibarlıktan öyle davrandığını düşünüyorum. Ayrıca annem babamı hâlâ unutabilmiş değil."

Boran durup bana döndü. "'Gözden ırak olan gönülden de ırak olur' lafını hiç duydun mu?"

Başımı onaylarcasına salladım. "Evet."

"Bazen bir kadın sevdiği adamı artık göremediğinde ve karşısına yeni bir adam çıktığında, bu yeni ilgiye tutunur. Özellikle de hayatına yeni birini alarak kendini iyileştireceğini düşünüyorsa."

Açıkçası söyledikleri mantıklı geliyordu. Ve annem Behçet amcaya biraz fazla güveniyor gibiydi.

İç çektim. "Mm... Haklısın. Ama birbirilerine öyle yaklaştıklarını sanmıyorum."

Bu noktada artık kendimi ikna etmeye çalışıyordum.

"Bu, o kadar katı bir ebeveyn olmasına rağmen kızını ona neden gözü kapalı emanet ettiğini açıklıyor. Bence aralarında bir şeyler oluyor, Beste."

Behçet amcanın benim dün Boran'la olmamdan ne kadar memnun olduğunu düşününce, bunun bizi ayıracağını bile bile annemle çıkma gibi bir niyeti olduğunu sanmıyordum.

"Bilmem. Bu her ne kadar tehlikeli olsa da belki de çok fazla ortak noktaları vardır, bu yüzden birbirlerine güvenebileceklerini düşünüyorlardır. Ama annem babama âşık ve onun böyle bir şey yapacağını hiç sanmıyorum."

O anda amfinin köşesindeki bir kız grubunu görünce duraksadım. Bana fesatlıkla bakarak aralarında fısıldaşıyorlardı. Bir saniye içinde onların geçen hafta konserde benimle ilgili ileri geri konuşan salak kızlar olduğunu anladım.

Ben yutkunmakta zorlanırken Boran kaşlarını çattı. "Ne oldu?"

"Konserdeki o kızlar..."

Onları bulmak için başını çevirmeye kalkışınca hemen yüzünü tutup kendime çevirdim. "Hemen bakma, Boran," diye kıkırdadım.

SAVRUK RUHLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin