Arabada ölüm sessizliği vardı.Normal şartlar altında sessizliği doldurması için açtığı radyo bugün kapalıydı, kaldı ki müzik dinleyecek bir havada da görünmüyordu.
Enerjisi 'beni rahat bırak' diye bağırıyordu ve ben yine onun sivri diline maruz kalmak istemiyordum. Onunla başa çıkamazdım.
Gökyüzünde toplanan kara bulutlar yakında yağmur yağacağını söylüyordu.
Dışarıdaki nemli hava ve arabanın soğuk kliması yüzünden üşüyünce kolumu ovuşturarak şansımı denemeye karar verip ona baktım.
"Nereye gidiyoruz?" diye sordum.
Normalde buzları eriten o olsa da bugün sessiz kalmayı tercih ediyordu. Ama onun arabasında kahkahalarını ve şarkı söylemeye çalışmasını duymamak üzücüydü.
"Bunu arabaya binmeden önce sorman gerekirdi, Beste," diye lafa girdi. "Seni nereye götürdüğüm konusunda endişelenmen için çok geç değil mi?"
"Endişeli değilim," dedim açıkça. "Sadece sordum."
Başka bir şey söylemeyip çenesini sıkarak önüne bakmaya devam etti. Bu sessizlik boğucuydu. Eğlenceli ~Boran'ı geri istiyordum.
Ruh hâli hiç stabil değildi. Bir an yüzünde güller açıyor ve bana yeşil gözlü diyordu, sonra birden soğuk davranmaya başlayıp varlığımı görmezden geliyordu.
Onun sinir bozucu bir sıcak, bir soğuk davranışlarına artık ayak uyduramıyordum.
Yağmur çiselemeye başladıktan kısa bir süre sonra şiddetlenince fırtınanın yaklaştığını anladım.
Sanki gerek varmış gibi, "Yağmur başladı," dedim. "Okula dönsek iyi olacak."
Bana kızgın bir ifadeyle baktığında büzüşerek koltuğuma sindim.
"Okula geri dönersem birini öldürürüm. Beni birini öldürürken görmek ister misin? Koruyucu bir melek gibi karşıma çıktığında ne hâlde olduğumu gördün."
Yutkundum. Belki de susmam en iyisi. Ağzını her açtığında öfke saçıyor.
Dikkatini tekrar yola verince kumlu bir alana girdiğimizi fark ettim.
Sahil. Tuz ve yosun kokusu arabanın içine dolarken sahilde bizden başka kimsenin olmadığını fark ettim.
"Neden sahildeyiz?" Ben merakla etrafa bakınırken Boran son derece sinirli bir şekilde arabayı durdurunca tavana vuran yağmur damlalarının sesi arttı.
"Kafamı boşaltmaya geldim. Seni buraya zorla getirmedim, Beste."
"Biliyorum, Boran. Zaten şikâyet etmiyorum."
"Bana şikâyet ediyormuşsun gibi geldi." Bana sert bir ifadeyle bakınca ben de iç çekerek gözlerimi kaçırdım.
Bana gereksiz yere çıkışıyor. Belki de ona biraz zaman tanımalıyım.
Koltuğunu geriye yatırıp sırtüstü uzandı. Pazısını alnına dayayarak gözlerini kapatıp kısa sürede uykuya daldı.
Çantamdan kulaklıklarımı çıkarıp taktım. Semicenk'ten "Batık Gemi" şarkısını dinlerken ben de koltuğumu geriye yatırdım.
Ve ben de kısa sürede uykuya daldım.
***
Gözlerimi açtığımda yağmur hâlâ yağıyordu. Buğulu ve yağmur damlalarıyla lekelenmiş ön camdan dışarıyı tam olarak göremesem de gökyüzünü bulmayı başardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVRUK RUHLAR
Novela JuvenilTaş kalpli ve duygusuz ikinci sınıf öğrencisi Boran Ozansoy, naif birinci sınıf öğrencisi Beste Gök'le tanıştığı ilk gün onu yatağa atmayı kafasına koyar. Bundan habersiz Beste, Boran'ın büyülü cazibesine kapılarak karakterinin dışına çıkmaya başlar...