Dündar şişeyi çevirince şişenin ucu Yuna'da durdu. Yuna kıkırdayarak yüzünü kapattı. "Neden ben başlıyorum?"Yuna gözleriyle çemberi taramaya başlayıp Tina'da durunca, Tina bunu fark edip görüş alanından çıkmaya çalışırken çemberdeki herkes kahkaha attı.
Kıkırdamalarım sırasında gözüm Boran'a takılınca bana düşmanmışım gibi baktığını fark ettim. Boğazımı temizleyip bakışlarımı kaçırdım.
Hâlâ sinirli mi? O da benim canımı yakacak laflar söylemişti.
"Tina, doğruluk mu cesaret mi?"
Tina bir anlığına düşünür gibi yaptıktan sonra gülümsedi. "Cesaret."
Yuna, "Dündar'ın yanağından öpmen için sana meydan okuyorum," diye emredince Tina kocaman gözlerle arkadaşına baktı.
"Bunun için canına okuyacağım, Yuna."
Dündar sırıtınca bronz teni gerildi.
Tina gözlerini kapatıp Dündar'ın yanağına öpücük kondurmak için yaklaşırken grup kıs kıs güldü. Tina tam onu öpecekken Dündar yüzünü çevirince dudakları buluştu.
Tina irkilerek geri çekilince gruptan ortak bir kahkaha daha yükseldi.
Tina, "Hile yaptın," diye mırıldandı. Ateşin turuncu ışıltısı yanaklarındaki pembeliği ele verdi.
Dündar ona kocaman gülümsese de Tina şişeyi tekrar çevirmeye giderken onun bakışlarından kaçmaya çalıştı.
Şişe, ateşin karşısında iki büklüm olmuş, ağzı bir karış açık uyuyan Cem'de durdu. Herkes güldükten sonra Cem şu anda rüya âleminde olduğu için Dündar şişeyi tekrar çevirdi.
Belli ki birileri içkiyi fazla kaçırmıştı.
Kutay sırıtarak, "Aha, ben!" dedi. Doğrudan bana baktı. "Doğruluk mu cesaret mi, Beste?"
Beni seçeceğini adım gibi biliyordum.
Gülümsedim. "Doğruluk."
"Mm." Düşünüyormuş gibi yapsa da içimden bir ses ne soracağını bildiğini söylüyordu. "Beni beğendiğin doğru mu?"
Dürüst olmam gerekirse Kutay yakışıklıydı, Boran kadar olmasa da kendince bir çekiciliği vardı. Ama bu ondan hoşlandığım anlamına gelmiyordu.
Kıkırdadım. "Evet. Doğru."
Ateşin başındaki gruptan hep bir ağızdan "ooo" sesi yükselince usulca kıkırdarken istemeden Boran'a baktım ama Boran'nın öfkesini görünce gülümsemem birden kayboldu.
Sertçe yutkunup bakışlarımı şu anda şişeyi çeviren Yuna'ya yönelttim. Şişe Dündar'da durunca Dündar havaya sevinçle yumruğunu kaldırdı.
"Doğruluk mu cesaret mi, Boran?"
Kalbim tekledi.
Boran omuz silkti. "Doğruluk."
Dündar başını avuçlarına yasladı. "Bir kızı parmakladığın en garip yer."
Hayır. Bu soru olmaz, lütfen.
Bu sorunun beni neden bu kadar gerdiğini bilmiyordum.
Belki de buraya geldiğimizden beri birbirimizle uğraştığımız ve yaptıklarımızı ortaya dökmesinden korktuğum içindi. Ama başka biriyle yaşadığı cinsel deneyimi duymak yaralı kalbimi daha da kıracağı için de olabilirdi.
Ama en son vurucu hamleyi ben yaptığım için beni birinci ihtimal ikinci ihtimalden daha çok korkutuyordu. Benden intikam almak için her türlü fırsatı değerlendirecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVRUK RUHLAR
Teen FictionTaş kalpli ve duygusuz ikinci sınıf öğrencisi Boran Ozansoy, naif birinci sınıf öğrencisi Beste Gök'le tanıştığı ilk gün onu yatağa atmayı kafasına koyar. Bundan habersiz Beste, Boran'ın büyülü cazibesine kapılarak karakterinin dışına çıkmaya başlar...