60- Suç Ortağı

2.9K 161 36
                                    


Verandasında oturmuş, Boran'a pis bakışlar atan komşusunu gördükten sonra Boran'nın arkasından evine girdim. Hiç bu kadar bariz bir nefret görmemiştim. Elinde olsa onu gözünü kırpmadan öldürecekmiş gibiydi.

Onun kinci bakışlarının ardında yatan hikâyeyi son derece merak ediyordum.

"O kadının oğluyla aranızda tam olarak ne yaşandı?"

Boran arkamdan evin kapısını kapatınca panjurlar ve tüm ışıklar kapalı olduğu için ev bugün biraz daha karanlıktı.

"Bunu bilmek istemezsin yeşil gözlü." Gülümseyerek oturma odasına doğru yürürken ben de tüm merakımla onun peşinden gittim.

"Ama bilmek istiyorum. Merak ediyorum."

"Fazla merak iyi değildir." Sırıtarak koltuğa uzanıp bacaklarını rahatça yayarken kolunu yan tarafa uzattı.

"Henüz meraktan başıma bir şey gelmedi." Başımı yana eğerek gülümsedim. Yanına oturup bir bacağımı altıma alarak bana anlatmasını sabırla beklerken onun gülümsememek için kendini tuttuğunu görebiliyordum.

Bana baktı. "Tüm bunlar seni korkutmuyor mu?"

"Ne?"

Daha dik oturarak yüzümü inceledi. "Geçmişte yaşadığım ya da yaptığım karanlık şeyleri duymak."

"Hayır. Hatta bunu herhangi bir film izlemekten daha ilginç buluyorum."

Bana sessizce bakarken gözlerinde yine yolda gördüğüm ifade belirdi. Tam olarak okuyamadığım ama kötü olmadığından emin olduğum o ifade. Bir gün bu bakışın ne anlama geldiğini soracaktım. Ama belki o da bu bakışını açıklayamayabilirdi. Başını sallayıp düşünceli bir ifadeyle ileriye baktı. Sonunda pes ettiğini anladım.

"Peki. Ama sonra seni uyarmadım deme."

Gülümseyerek ona biraz daha yaklaştım. "Harika. Hikâye zamanı."

Kıkırdayarak başını iki yana salladı. "Sen delisin. Ve ben de deliyim, yani bir deli sana delisin diyorsa gerçekten delisin demektir."

Güldüm. "Bu nedense kulağa bir iltifat gibi geliyor."

"Ah, öyle. Deliler harikadır."

Kıkırdadım. "Her neyse, haydi anlat bana, ne oldu?"

Başının üstünü kaşıyarak iç geçirdi. "Lisedeyken bazı yerlere yasa dışı yollarla giriyordum. Bir gece arkadaşlarımla okula girdik." Onu yargılamadan başımı sallayıp devam etmesi için teşvik ettim. Bana içini açarak rahatlamasını istiyordum.

Odasında prezervatif ambalajı bulup deliye dönmüş olmama rağmen bu hatayı bir daha yapmayacağımı bildiğini umuyordum. Boran'nın zaman, sabra ve en önemlisi sevgiye ihtiyacı vardı. Bir an duraksayıp bana şüpheyle baktı. "Dinlemek istediğine emin misin?"

"Evet." Ona daha iyi bakabilmek için kıpırdandım. "Ne oldu? Neden okula girdiniz?"

"Bir şeyler çalmak için," dedi.

"Ne gibi şeyler?"

Omuz silkti. "Para, sınav kâğıtları. Canım ne isterse."

Başımı salladım. "Peki ama o çocuğu neden bıçakladın? Sizinle mi birlikteydi?"

"Evet, bizim küçük 'çetemizin' ya da 'ekibimizin' bir parçasıydı. Ama mızmızın tekiydi, sürekli tereddüt eder ve ikinci kez düşünürdü."

"Laboratuvara girip rehinci dükkânında satmak için laboratuvar malzemesi falan çaldık."

"Ertesi gün fizik öğretmenimiz olayı öğrenip araştırmaya başladı. Onu hiçbir şey söylememesi konusunda uyardım ama beni dinlemeyip öğretmene her şeyi öttü. Başımız büyük belaya girdi ve bizi ispiyonlamasına çok kızdım. Bu yüzden dersin bitmesini ve herkesin gitmesini bekledim ve..."

SAVRUK RUHLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin