BORANBabam kinci ve fevri olduğumu söylüyordu ama Selin benim elime su dökemezdi.
Beste'den 'yeteneğini sergilemesini' istemesinin tek nedeni apaçık kıskançlıktı.
Onun bu ucuz numaraları geçenlerde kucağımdan kalkması için onu kibarca uyardığım ve birinden sıkıldığımda asla geri dönmeyeceğim gerçeğini değiştirmeyecekti.
Onun kıskançlıktan yaptıklarını izlemek eğlenceliydi ama Beste'nin odanın en başında okunabilir bir endişe içinde durması beni oldukça rahatsız ediyordu.
Bana başkalarının karşısında şarkı söylemeyi sevmediğini söylemesine rağmen onu buraya zorla getirdiğim için huzursuz hissetmeye başlamıştım.
Pişmanlık. Sanırım şu anda hissettiğim duygu buydu. Bu duyguyu hissetmeyeli uzun zaman olmuştu ama nasıl bir his olduğunu hatırlıyordum.
Annem beni 'yanlış' olduğunu düşündüğü bir şeyi yaparken yakaladığında ağzım burnum kan içinde kalana kadar beni dövdükten sonra soğuk bir zeminde cenin pozisyonunda yatarken hissettiğim duygu tam olarak buydu.
Şu anda aynısını hissediyordum ve bundan nefret ediyordum.
Beste kafamı birçok yönden karıştırıyordu ve bu duygular da onlardan biriydi.
Ona kalkıp gideceğimizi söylemeliydim. Eğer içimdeki bu zayıf duyguyu silecekse bu lanet olası yerden gider ve bir daha buraya adımımı atmazdım.
Tam ayağa kalkıp ona gideceğimizi söyleyecekken şarkı söylemeye başladığında olduğum yerde kalakaldım.
"Tüm bu acılar tarafından sarıp sarmalandım. Bana sorarsan nereden başlayacağımı bilmiyorum. Öfke, aşk, kafa karışıklığı, hiçbir yere çıkmayan yollar. Daha iyi bir yer olduğunu biliyorum. Çünkü beni hep oraya götürüyorsun."
Nefesim kesildi. Onun meleksi sesi odayı, kulaklarımı ve garip bir şekilde kalbimi doldururken kimse çıt çıkarmıyordu.
"Sana yaralı bir inançla geldim. Sense bana tutacağım bir elden fazlasını verdin. Beni düşmeden yakaladın. Artık senin ellerinde güvende olduğumu söyle."
"İpleri eline alır mısın, kontrolü kaybedersem? Eve götürür müsün beni, buraya yığılırsam? Izdıraplı bir ruha sahip çıkabilir misin? Şimdi bana sarılır mısın? Beni eve götürür müsün?"~
Gözlerini kapatmış tüm duygularıyla şarkı söylüyordu. Çenemi yumruğuma dayamış, gözlerimi ona sabitlemiş, derinlerde kıpırdanan hislerime kulak verdim.
Ve o anda geçmişte maruz kaldığım birçok andan biri zihnimde dönmeye başladı.
~
Geçmiş
"Lütfen anne!"
"Elini koy şuraya!"
"Hayır, hayır, bir daha yapmayacağım! Bir daha yapmayacağım! Özür dilerim!"
"O elini koy şuraya!"
Dokuz yaşındaki çocuğunu koruyup kollaması gereken kişi, annem, sıska elimi tutup zorla açık ocağın üzerindeki ateşe bastırmaya çalıştı.
Ama ben ağlayarak debelendiğim için bunu yapması son derece zordu, bu yüzden bunun yerine beni yere atıp tekmeledi ve göğsüme ayağıyla defalarca bastı.
Ve yorulduğunda eline kemerini alıp demir tokasıyla her yerime vurmaya başladı. Kızarıklık içinde kalmış vücudumda yarıklar oluştu.
Bir çocuk için dayanılmaz bir acıydı. Ve ne yazık ki, bu daha yarısı bile değildi.
~
Düşüncelerimi uzaklaştırmak için başımı iki yana sallayarak yerimde kıpırdanıp herkesin önünde ruhunu ortaya koyan Beste'ye odaklandım.
Şu an onu bir meleğe benzetmek abartılı olsa da gerçekten bir tür 'kurtarıcı' gibi görünüyordu. Işıldayan saflığı tüm odayı sararak huzurla dolduruyordu.
"Kafama silahı dayayıp bir, iki, üç diye sayıyorum. Eğer her şeyi geride bırakmama yardım edecekse buna ihtiyaç duyuyorum. Sen benimle konuştukça kolaylaşıyor her şey, en karanlık düşüncelerim bile anlam buluyor. Evet, onları serbest bırak."
"Sana yaralı bir inançla geldim. Sense bana tutacağım bir elden fazlasını verdin. Beni düşmeden yakaladın. Artık senin ellerinde güvende olduğumu söyle."
"İpleri eline alır mısın, kontrolü kaybedersem? Eve götürür müsün beni, buraya yığılırsam? Izdıraplı bir ruha sahip çıkabilir misin? Şimdi bana sarılır mısın? Beni eve götürür müsün?"~
Şarkı söylerken gözünden bir damla yaş süzüldüğünü görünce gözlerim batmaya başladı. Yıllardır hissizdim ama sesiyle bana anlayamadığım bir şey yapıyordu.
Uzun zamandır bu kadar savunmasız hissetmemiştim ve gözlerim bu kadar acımamıştı. Kalbim küt küt atıyordu.
Şarkısını bitirdiği anda başıboş bir gözyaşı damlası yanağımdan süzüldü. Hazırlıksız yakalandığım bu gözyaşının yanağımda bıraktığı ıslak ize işaret parmağımla dokundum.
Kaşlarımı şaşkınlıkla çatıp ayağa kalkınca diğerleri de alkışlayarak ayağa kalkarken hızla odadan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVRUK RUHLAR
Teen FictionTaş kalpli ve duygusuz ikinci sınıf öğrencisi Boran Ozansoy, naif birinci sınıf öğrencisi Beste Gök'le tanıştığı ilk gün onu yatağa atmayı kafasına koyar. Bundan habersiz Beste, Boran'ın büyülü cazibesine kapılarak karakterinin dışına çıkmaya başlar...