Boran bana daha önce vermediği türden bir şefkatle yaklaşmıştı. Yavaş ve nazik öpücüğüyle ciğerlerimdeki havayı çekip onun yerine arzu ve tutkuyu koymuştu. Dudaklarıma verdiği temiz nefesi aldıkça onunla öpüşmeden önce gerçekten nefes alıp almadığımı sorguladım. Ruhum bir çiçek gibi açarken vücudumdan aşağıya bir sıcaklık hücum etti.
Belime sarılırken ıslak dilini ağzıma sokarak her milimimi keşfetti. Vücutlarımız birbirine değdiği anda öpüşme daha da hararetlenince nefeslerimiz düzensiz ve istekli bir ritme dönüştü.Beni yatağına sırtüstü yatırmış dudaklarımın keyfini sürerken hangi ara bu pozisyona geldiğimize dair hiçbir fikrim yoktu. Sağ elini baldırımda gezdirmeye başlamasıyla tepeden tırnağa ürperdiğimde pencereden gelen soğuk esintiye rağmen bedenim alev aldı. Yanağımdan boynuma doğru yol almasıyla teninin kokusu etrafımı sararken, elini tişörtümün altına attığında odağımı dağıttı. Boynumu hafifçe dişleyip yüzeyinde küçük kırmızı izler bırakarak bir yandan da çıplak karnımı okşarken duygu yoğunluğundan nefesim kesildi.
Boynumdan göğsüme doğru minik öpücükler kondurarak aşağı inerken bacak aramda hoş bir kasılma hissettim. Düzensiz nefes alışverişimi ve kalp atışlarımı duyabildiğinden neredeyse emindim.
Tenime doğru, "Çok kızgınım, Beste," diye mırıldandı. "Kutay'ın da senin dudaklarına dokunmuş olmasına çok kızgınım. Sadece ben olmak istedim."Başını kaldırıp gözlerimin içine baktığında gözlerindeki şehvet sırılsıklam olmama yetti. Dudaklarını dudaklarıma değdirerek ağzıma doğru fısıldadı.
"Seni görmek istiyorum. Her şeyini."
Afallayarak ona baktım. "Ne demek istiyorsun?"
"Kimseye göstermediklerini görmek istiyorum." Alt dudağımı hafifçe dişledi. Gözlerimi kapatıp inlerken başımı salladım. Tam olarak neye onay verdiğimden emin değildim. Karnımda küçük daireler çizdiği eliyle beni soymaya başladı. Çekingen bakışlarıma odaklanarak tişörtümü tek bir hamleyle boynumdan çekip çıkardı. Memelerim ortaya çıkınca gözlerini gözlerimden ayırıp sertleşmiş meme uçlarıma baktığında kıpkırmızı kesildim. Bana bakarak alt dudağını ısırınca arzuyla tepeden tırnağa ürperdim.
"Çok seksisin."
Gözlerimin içine bakarak başını yana eğip pembe meme ucumu dudaklarının arasına aldı. O mememi emerek ısırırken başımı yumuşak yastıklara gömerek inledim. Diğer eliyle diğer mememi avuçlayıp nazikçe okşamaya başladığında başparmağının ucunu sertleşmiş meme ucumda gezdirdi. Altımdaki çarşafı öyle sert kavradım ki parmak eklemlerim bembeyaz olmuştu. Meme uçlarımı yalayarak onlarla sırasıyla ilgilenirken ikisine de aynı süreyi ayırdığından emin oldu. Bana sadece bu şekilde dokunarak beni boşaltabileceğini düşünmeye başlamıştım. Ama elleriyle dudaklarının göğsümdeki hissi aniden kaybolunca bunu test edecek fırsatım olmadı. Ben nefes nefeseyken o kalkıp bacaklarımın arasına oturdu.
Rahatça gözlerimin içine bakarak ellerini şortumun ön kısmına götürüp onu açmaya başladı. Şortumun düğmesini açarken birden içimde külot olmadığını hatırladım. Onu durdurmak için ağzımı açsam da o çoktan parmaklarını şortun bel bandına geçirip baldırlarımdan kaydırmaya başlamıştı.
Yutkundum. Tanrı aşkına.
"Boran, biraz özgüvensiz hissediyorum," demeyi başardığımda o da şortu sol bacağımdan çıkardı. "Ben hiç..."
"Korkma. Çok güzelsin, Beste." Başını eğip sağ dizime bir öpücük kondurdu. "Hem de her bir zerrenle."
Bunu söylemesiyle endişem nispeten azalınca üst bacaklarımı birbirine bastırdığım kaslarımı yavaşça gevşettim. Boran sessiz rızama gülümseyip bacaklarımı kavrayarak onları nazikçe araladı. Vajinamı incelerken yoğun ifadesi geri dönünce yanaklarım hem şehvet hem de utançtan kızardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVRUK RUHLAR
JugendliteraturTaş kalpli ve duygusuz ikinci sınıf öğrencisi Boran Ozansoy, naif birinci sınıf öğrencisi Beste Gök'le tanıştığı ilk gün onu yatağa atmayı kafasına koyar. Bundan habersiz Beste, Boran'ın büyülü cazibesine kapılarak karakterinin dışına çıkmaya başlar...