Boran beni sıkıca tutup arka bahçeye doğru çekerken gecenin serinliği tüylerimi ürpertti.Sarhoşluktan çatallaşan sesimle, "Bırak kolumu, canım acıyor," diye sızlandım.
Havuzun kenarına ulaştığımızda kolumu aniden bırakınca neredeyse düşecektim ki dengemi bulmayı başardım.
Bileğimi sızlanarak ovuştururken o da derin bir nefes vererek saçlarını geriye yatırdı.
"Partide erkeklerin kucağında dans edecek bir tip olduğunu bilmiyordum, Beste."
Onun söylediklerini algılamaya çalışırken hapşırdığım için bedenim sarsıldı. Dudaklarımı yalayıp dalgalı saçlarımı alnımdan geriye iterek bulanık yüzünü seçmeye çalıştım.
"Neden beni engelledin?" diye homurdandım. "Dans edip eğleniyordum, neden oyunbozanlık yapıyorsun?"
Muhtemelen böyle bir tepki alacağını düşünmediği için gözlerini kıstı. Bana doğru bir adım yaklaşıp burnunu ağzıma götürdü. "İçtin mi sen Beste?"
Kahkaha atarak başparmağımla işaret parmağımı birbirine yaklaştırdım. "Birazcık." Tekrar hıçkırdığımda kaşlarını çattı.
"Bunun birazcık olmadığına eminim." Ellerini beline koyup iç çekti. "Sana ben yanında yokken içmemeni söylemiştim. Şimdi ne oldu bak, gördün mü? O herif seni vampir gibi emerken ona sürtündün."
Deli gibi kıkırdayarak ondan uzaklaştığımda Boran orada öylece durup bana baktı.
"Ne o? Bu sefer sana sürtünmediğim için mi kızgınsın?"
Sorumu duyunca dudaklarını birbirine bastırırken yüzünde öfkeli bir ifade belirdi.
"Çünkü Kutay'a sürtünmek de en az senin kadar iyi hissettirdi!" Hıçkırarak kıkırdarken Boran sinirle kaşlarını çatıp kolumu sıkıca kavradı.
"Zırvalamayı kes. Seni yurda geri götürüyorum."
Beni çekip arkasını dönse de kolumu kurtarmak için debelenirken yalpaladım. "Bırak!"
Bıkkın bir ifadeyle bana döndü. "Beste."
"Beni yanında götürme. Bu benim için çok zor, anlıyor musun?"
Ani bir duygusallıkla soğuk gözyaşları yanaklarımdan süzülmeye başladı. Alkol bana kontrol edemediğim duygular yaşatıyordu.
Biraz önce hiperaktif hissetsem de şimdi nedensizce hüngür hüngür ağlıyordum. Boran delirdiğimi düşünüyor olmalıydı ama ani duygu değişimim onu etkilemişe benzemiyordu.
İç çekti. "Biraz dinlensen iyi olacak, Beste."
"Hayır, neyin peşinde olduğunu biliyorum!" diye bağırıp hıçkırarak devam ettim. "Sırf benimle yalnız kalabilmek ve beni cazibenin etkisi altına alabilmek için yurda götürmek istiyorsun!"
"Adım gibi biliyorum, bana dokunacaksın ve ertesi sabah tek bir not bırakmadan ortalıktan kaybolacaksın! Sonra da diş fırçanı unuttuğun yalanını söyleyeceksin!"
Elini sıkıntıyla yüzünde gezdirdi. "Beste. Haydi yurda geri dönelim."
Beni tutmak için elini uzatsa da ben geri çekilip sarhoşluğun etkisiyle ağzıma geleni saydım.
"Sonra ertesi gün bana o sevimli gülümsemenle güleceksin." Yutkundum.
"Gamzelerinin böyle göründüğü o sevimli gülümseme." Parmaklarımı yanaklarıma batırıp iki çukur oluşturduğumda Boran tam gülümseyecekken kendini tutup iç çekti.
"İşte o zaman tamamen senin olacağım!" diye bağırdım. "Çünkü ben aptalın tekiyim ve..."
Tam o anda başımın inanılmaz dönmesiyle ayaklarım yerden kesilince Boran hızla beni tutup göğsüne yasladı.
"Çok içmişsin," diye mırıldandıktan sonra iç geçirip bir elini bacaklarımın arkasından geçirirken diğer eliyle belimi destekleyerek beni kolayca güçlü kollarının arasına aldı.
Ellerimi refleks olarak boynuna dolayıp başımı göğsüne yasladım. Gözlerimi kocaman açıp kehribar rengi göz bebeklerine baktım.
"Beni yere indir," diye emrettim sakince.
"Yurda döndükten sonra indireceğim."
Hayır.
"Yurda seninle yalnız dönmeyeceğim!" diye itiraz edip kucağında debelensem de o hiç istifini bozmadı.
"Yurda Nisan'la dönmek istiyorum!" Boran sırtını partiye açılan kapıya dönünce bağırdım. "Bırak beni, Nisan'la gitmek istiyorum!"
"Hayır, benimle geliyorsun, Beste. Bu gece yeterince içtin."
Kendimi nasıl onun beyaz Mercedes'inde bulduğumu, yolcu koltuğuna oturduğumu ve gözyaşları içinde camdan dışarı baktığımı bilmediğime göre epey sarhoş olmalıydım.
"Tamam teşekkürler." Boran telefonu kapatıp bana baktı. "Yuna çantanı yurda getirecek."
Kollarımı kavuşturup pencereden dışarı baktım. "Seninle gitmek istemiyorum."
"Ben de seni Kutay'ın götürmesini istemiyorum," diye mırıldansa da ben zaten onu doğru dürüst duyamayacak kadar sarhoştum.
O arabayı çalıştırıp uzaklaşırken ben de bakışlarımı kaçırıp başımı koltuğa yasladım.
~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVRUK RUHLAR
Teen FictionTaş kalpli ve duygusuz ikinci sınıf öğrencisi Boran Ozansoy, naif birinci sınıf öğrencisi Beste Gök'le tanıştığı ilk gün onu yatağa atmayı kafasına koyar. Bundan habersiz Beste, Boran'ın büyülü cazibesine kapılarak karakterinin dışına çıkmaya başlar...