80- His

2.8K 221 27
                                    


Anneme şaşkınlıkla bakıyor, duyduklarımın doğru olup olmadığından emin olamıyordum.

"Çok erken olduğunu biliyorum ama şu anda ihtiyaç duyduğum ilaç o Beste. O harika bir adam ve bana yeniden yaşadığımı hissettiriyor."

Yok artık.

"Anne." Oğluna âşık olduğum adamla ilgili fikrini değiştirmenin bir yolunu bulmaya çalışarak sertçe yutkundum. "Behçet amca ile birlikte olamazsın."

Tamam, bu biraz sert oldu.

"Ne?" Gözyaşlarını sildi.

Derin bir nefes verdim. "Onunla birlikte olamazsın anne."

"Babana ihanet ediyormuşum gibi göründüğünü biliyorum ama duygularıma söz geçiremiyorum. O harika bir adam, ayrıca sana ve Ege'ye harika bir baba figürü olabilir."

"Anne," diye araya girdim. "Onunla olamazsın çünkü..." Annem beni dikkatle izlerken tekrar iç çektim. "Çünkü ben onun..."

"Senin için beni baban dışında biriyle görmenin zor olduğunu biliyorum. Bunun farkındayım ama o iyi bir adam. Güvenilir ve komik biri, beni hep güldürüyor."

"Uzun zamandır yüzüm gerçekten gülmemişti. Geçmişimdeki tüm hayal kırıklıklarını ve kalp ağrılarını söküp aldı. Keşke beni anlasan."

Bunun olacağını tahmin etmeliydim. Beni gözü kapalı ona emanet etmesinden anlamalıydım. Daha yeni tanışmış sayılırlardı, ona nasıl bu kadar hızlı âşık olmuş olabilirdi? Ama annemi nasıl yargılayabilirdim? O oryantasyon akşamında Boran'nın gözlerine vurulmam en fazla bir dakika sürmüştü. Omuzlarım düştü. İçinde bulunduğum durum hem çok zordu hem de bunu beklemiyordum.

Ama Boran bana onların arasında bir şey olduğunu söylemişti. Neden onu dinlememiştim? Ama dinlemiş olsaydım da bu, annemin Behçet amcaya âşık olmasını engelleyemezdi.

"Bunu onaylamanı çok isterdim bebeğim. Babandan başkasına duygular beslediğim için çok üzgünüm. Gerçekten üzgünüm, Beste."

Gözlerimi kapatıp dağınık düşüncelerimi toparlamaya çalışarak başımı çevirdim. Çıplak fotoğrafı çekilmiş Beste Gök için bile bu çok fazlaydı.
Çünkü bu gerçek bir olaydı. Karşı karşıya kalacağımı bilmediğim bir ikilemdi.

"Bir şey söyle, Beste."

Kaşlarımı çattım. "Düşünüyorum anne." Onun yaşlı gözlerine bakınca kederli ifadesine yüreğim sızladı. Hastanedeki o geceden beri annemi böyle savunmasız görmemiştim.

Derin bir nefes verdim. "Ona söyledin mi?"

"Daha değil. Söyleyeceğim. Bizi hafta sonu yemeğe davet etti, o zaman söylemeyi planlıyorum. Onun da benim gibi hissettiğini düşünüyorum ama ikimiz de çok tedirginiz. O kadar çok şey yaşadık ki."

Kendimi toplamaya çalışarak alnımı ovuşturdum.

"İkimiz de eşlerimizi kaybettik. Bizim için çok zor oldu. Lütfen benim için mutlu olmaya çalış tatlım. Bir süredir bu kadar mutlu hissedememiştim. O beni mutlu ediyor."

Ne diyeceğimi bilemiyordum. Ona çoktan Boran'a âşık olduğumu söylemek istesem de bunun kalbini paramparça edeceğini biliyordum. Ondan bahsederken gözlerinin parladığını görebiliyordum. Onu mutlu ettiğinin farkındaydım. Ama ben de Boran'ı seviyordum ve onu kaybedemezdim. Bunu anneme söylemenin bir yolunu bulmalıydım ama karşımda böyle ağlarken bunu yapmam imkânsızdı.

Belki de bunu söyleyecek cesaretim olmadığı için kendime bahaneler uyduruyordum.

Hem annemin katı kurallarına göre biriyle çıkamazdım hem de Boran'la bu kadar uzun süredir birlikte olup bunu ondan saklamıştım.

SAVRUK RUHLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin