SAVRUK RUHLAR

10- Yaratılışa Ters

ÜÇÜNCÜ ŞAHIS

Beste dudakları birbiriyle buluştuğu anda dünya durmuş gibi hissetti. Boran'nın dudaklarındaki sıcak ve yumuşak hissiyle kalbi daha da hızlandı.

Dikkatini dağıtabilecek her şeyden kaçmak için gözlerini sımsıkı kapattı. Bu onun ilk öpüşmesi, kutsal bir anı olduğu için her anının tadını çıkarmak istiyordu. Yine de böyle olacağını hayal etmemişti.

"Gözleri açık öpüşen hiçbir şey hissetmez," derlerdi. Boran yarı açık gözlerle onu memnuniyetle izlediğine göre bu sözün haklılık payı olmalıydı.

Beste'nin dudakları göründüğü kadar narindi ve Boran onun ilk defa öpüştüğüne emindi. Diliyle alt dudağını dürttüğünde Beste ona erişim izni vermeyi reddetti.

Beste'nin buna hazır olmadığına karar verip normalde huyu olmamasına rağmen öpüşmeyi kısa tuttu.

Konu seks olduğunda Boran uçlarda yaşamayı severdi. Onun için ya hep ya hiçti. Tatlı buseler ve sevişmeler onun için çok basitti.

Ama bu minyon kızı korkutup kaçırmamak için kendini tutması gerekiyordu. Zira Beste ondan korkunç bir hayaletmiş gibi kaçmaya eğilimliydi.

Boran usulca geri çekilip Beste gözlerini yavaş yavaş açarken belli belirsiz bir gülümsemeyle onu izledi.

Biraz önceki öpüşmenin şokundaki Beste hafifçe nefes alıp verirken Boran hâlâ onun yüzüne yakındı.

Beste sersemlemiş gibi göründüğünden Boran ona kendini toparlaması için biraz zaman tanıdı.

"Bu senin ilk öpücüğün müydü?" diye sorduğunda Beste bunu itiraf etmekten biraz çekinse de başını onaylarcasına salladı.

On sekiz yaşına kadar hiç öpüşmemiş olması bazılarına gülünç gelebilirdi. Boran'nın da aynı düşüncede olup olmadığını bilmiyordu ama sayısız kızın ilk öpücüğünü ona verdiğine emindi.

Beste onun ilki değildi ve muhtemelen sonu da olmayacaktı.

Boran, "Anladım," diye fısıldarken içinde bir yanma hisseden Beste alt dudağını hafifçe içine çekti.

Sonra Boran beklemediği bir şey olduğunu fark etti. Beste'nin gözleri dolmaya başlamış, parlak gözyaşları hassas göz bebeklerine hücum etmişti.

Boran başını ilgiyle eğip Beste'nin gözyaşlarını elinin tersiyle silmesini izledi.

"Neden ağlıyorsun?" diye sordu.

Yuvarlak yüzü kızarırken minik omuzlarını silkti. "Bilmiyorum. Benim için özel bir an olduğu için sanırım."

Boran bir şey demeden ona baktı. Öğrenmesi gereken çok şey vardı. Daha önce ilk öpücüğünü verdiği için ağlayan bir kızla karşılaşmamıştı.

Boran onun ilk yakınlaşma eylemini kastederek, "Senin için özel miydi?" diye sordu.

Beste gözyaşlarını silip burnunu çekerken başını salladı. "Evet. Benim için kıymetliydi."

Boran sessizce onu inceledi. Onu ağlatacak kadar kıymetli miydi? Bu tepki Boran gibi biri için garipti. En son ne zaman gerçek anlamda ağladığını hatırlamıyordu.

Ve sonra vurdu. Küçük bir suçluluk dürtüsü, çok fazla değil ama fark edebileceği kadar açıktı. Boran bakışlarını kaçırıp kaşlarını çatarken bu tuhaf duygunun sebebini merak etti.

Ama suçluluk duygusu geldiği gibi gidince yerini güçlü bir başarı hissine bıraktı.

Az önce Beste'nin ilk öpücüğünü almıştı ve karşısındaki bu masum meleği yoldan çıkarmak için başka neler yapabileceğini görmek için heyecanlanıyordu.