Herkese selam👋 ilmek ilmek işlenen bu hikayede yolun sonuna geldik... Benim için çok özel ve güzel bir serüvendi. Sanki en iyi arkadaşımdan ayrılıyormuşcasına garip hissediyorum. Boran ve Beste'nin saf aşkını, en iyi kız kardeş gibi olan Nisan'nın ablalığını ve ondan asla vazgeçmeyen Cem'in kalbi yumuşacık eden aşkını çok özleyeceğim. Yolun sonuna geldik. Her son bir başlangıçtır diyor ve bölüme geçiyoruz, herkese iyi okumalar!BORAN
"Kahve ister misiniz, Boran Bey?" Çalışanlarımdan biri Mirya, her nedense kahve makinesinin üzerine eğilmişti. Eteği kısaydı ve file çorabında yırtık vardı.
"Hayır, daha yeni içtim," diyerek elimdeki bardağı çöp kutusuna attım.
Uzaklaşmaya başladığımda arkamdan, "Tamam efendim. Bir şeye ihtiyacınız olursa buradayım!" diye seslendi.
Koridorda ilerlerken yanımdan geçen insanlara başımla selam verdim. Ofisime dönüp kapıyı kapattığımda rahat bir nefes aldım. Sırtımı kapıya yasladım.
Öf be. Bu koridorda yürümek kan emici yaratıkların ininden geçmekten farksızdı. İşime devam etmek için ceketimi düzelterek masama yöneldim.
Ding!
Babam: Sana öğle yemeği getirdim.
Başımı bilgisayarımdan telefonumun ekranına çevirdim. Klavyemde bir şeyler yazmaya devam ederken kendi kendime başımı iki yana salladım. Ofis telefonu çalınca hoparlör düğmesine bastığımda sekreterimin sesi ofisimde yankılandı.
"Boran Bey?"
Bilgisayardaki bir dosyayı okurken gözlerimi kısarak, "Hım?" diye cevap verdim.
"Öğle yemeğine çıkabilir miyim acaba?"
Elimi kaldırıp saatime baktım. 12.49. Öğle yemeği saati tam birdi.
Bir yanım o saate kadar beklemesini istese de diğer yanım onun oldukça çalışkan olduğunu ve erken çıkmasında bir sakınca olmadığını biliyordu. Aynı yanım bana neden şu anda bir pislik gibi davrandığımı soruyordu. Bu soruya defalarca cevap verdim. Bu soruya defalarca cevap vermiştim.
Beste Gök dışında kimseye karşı bir şey bir şey hissedememeye alışmıştım. Ama böyle yaşanmayacağı için psikiyatrik yardım alıyordum.
Bu kararı tek başıma vermemiştim. Beste psikiyatriste gitmem için bana yalvarmıştı. Dünyayı daha iyi görmemi ve insanları anlamamı sağlayacağını, böylece kendi hukuk şirketimin CEO'su olarak daha iyi performans göstereceğimi söylemişti.Avukat olmuştum. Üniversitedeki rektörü amcam, sonunda ne yapmak istediğime karar verdiğimde beni fazla zorlamadan bölüm değiştirmeme izin vermişti. İnsanlarla ve onların sorunlarıyla empati kurmakta zorlandığım düşünülünce meslek seçimim şaibeliydi ama bu alan bana çok şey öğretiyordu.
Duygular ve insan beyninin işleyişi konusunda beni eğitebilecek en iyi mesleklerden biri olduğunu düşünüyordum. Hatta bir süre önce yeni müvekkillerimden bir çiftin evine gidip yeni fırın açılışları için onlara desteğimi sunmuştum. Nedenini bilmesem de bunu yapmıştım. Arazileri, orada bir konut projesi inşa etmek istediğini iddia eden zengin bir iş insanı tarafından alınmak üzereydi. Onların sesi olup arazinin onlarda kalmasını sağlamıştım.
Kadın müvekkilim son duruşmanın ardından, hâkim arazinin haklarını onlara verdiğini açıkladığında koşarak yanıma gelip bana sıkıca sarıldığında çok şaşırmıştım. O anda ne yapacağımı bilememiştim. Ellerim kadının iki yanında havada asılı dururken, eşi karısının bu ani sevgi gösterisi için benden sessizce özür dilemişti. Adama gülümseyip eşinin sırtını garip bir tavırla yavaşça sıvazlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVRUK RUHLAR
Teen FictionTaş kalpli ve duygusuz ikinci sınıf öğrencisi Boran Ozansoy, naif birinci sınıf öğrencisi Beste Gök'le tanıştığı ilk gün onu yatağa atmayı kafasına koyar. Bundan habersiz Beste, Boran'ın büyülü cazibesine kapılarak karakterinin dışına çıkmaya başlar...