28- Karanlık Taraf

3.8K 149 6
                                    



Hava kararmak üzere olduğu için öğretmenler odayı boşaltmıştı. Odanın büyük kapıları içeriden kilitli olduğu için kızdan aldığım tel toka bir kez daha işime yaramıştı.

Bizim sapığın kırmızı cipinin otoparkta olduğunu görmeseydim oda sessiz ve karanlık olduğu için onun çoktan çıktığını düşünebilirdim.

İçeri girdiğimde ahşap kapısının üstündeki ince yarıklardan sızan, ofisinin tavan ışığının loş sarılığını görebiliyordum.

Sınav kâğıdı okumak için mesaiye kalmayı seven öğretmenlerden biri olduğunu biliyordum. Belki de mutlu bir evliliği yoktu ve öğrencilerini bu yüzden avlıyordu. Zavallı pislik.

Ben odasının kapısını açarken o da tam bilgisayarını kapatıyordu ki başını çevirip kapıya baktığında benim psikopat varlığımla karşılaştı.

"İyi akşamlar."

Kapı pervazına yaslanıp ellerimi ceplerime koymuş figürüme baktığı anda rengi atarken gözleri fal taşı gibi açıldı.

Gerçek bir psikopat gibi göründüğümün farkındaydım ve onun korku dolu ifadesi de bunu tescillemeye yetiyordu.

"Senin burada ne işin var?"

"Bilmem. Oyunumuzu bitirmeden gitmemin kabalık olacağını düşündüm."

Kısık ve sakin sesimle onu daha da korkuttum. Vücudunu aniden titremeye başladı.

"Seni..."

"Şikâyet mi edeceksin?" diye sordum tek kaşımı kaldırarak. "Bunu zaten yapmadın mı?"

Hızla telefonuna uzandığı anda içeri dalıp bileğini sertçe kavrayarak döndürdükten sonra telefonunu masasına çarptığımda ciyakladı.

Yüzündeki acı sadist tarafımı büyük ölçüde tatmin ediyordu.

"Ahhh! Kolumu bırak."

Dediğinin tam tersini yaparak bileğini daha da büktüğümde acı içinde iki büklüm olurken kemiklerinin çatırdadığını duydum.

"Ahh! Allah kahretsin! Elimi kıracaksın, bırak beni!"

Masasının üzerindeki aile fotoğrafı gözüme ilişince boştaki elimle fotoğrafı kaldırıp incelerken karanlık bir tonda kıkırdadım.

"Zavallı eşinin ve çocuğunun senin tacizci bir pedofili olduğunu bilmemesi çok üzücü."

"En nefret ettiğim insan tipi hangisi biliyor musun? Masum rolü kesenler. Ben pisliğin tekiyim ve bunu saklamaya çalışmıyorum bile. Ama sen? Sahteliğin mide bulandırıcı."

"Ya ailen işte ve boş zamanlarında neler yaptığını öğrenirse? Nasıl hissederler?"

"Bazı duygulara pek aşina değilim ama senden iğrenebilirler. Ya da utanabilirler."

Hem öfke hem korku dolu bir ifadeyle bana bakarken bileğini sıktığımda yüzünü buruşturdu. Çerçeveyi yerine koyup onu bıraktım. Acıyla yüzünü buruştururken bileğini ovuşturdu.

Aynı elimi kullanarak arka cebimdeki bıçağıma uzandığımda gözleri dehşetle büyüdü.

"Neden hâlâ bıçağın var? Seni ihbar ettim ben."

"Rektör amcan olsaydı birçok şey senin de yanına kâr kalırdı. Bunu başka nasıl suistimal edeceğim biliyor musun? Boğazını keserek."

"Bu yanına kalmayacak!" diye bağırarak geri çekilse de masasına çarptı. "Beni bıçak..."

Keskin bıçağı yüzüne doğru salladığımda çığlık atarak elini o noktaya götürünce kanadığını gördü. Bana hayretle bakınca hafifçe sırıttım. Gerçekten blöf yaptığımı mı düşünmüştü?

SAVRUK RUHLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin