30- Çetin Çeviz

2.8K 112 4
                                    



Boran beni sırtüstü yatırıp gövdesini gövdeme bastırdı.

Dudaklarını dudaklarımdan ayırmadan avuç içini başımın yan tarafından yatağa koydu. Ağırlığını bana vermeden beni sıcak kollarının kafesine hapsetti.

Duş jelinin ve deodorantının hoş kokusu burun deliklerime dolunca midemde uçuşan kelebeklerin sayısı daha da çoğaldı.

Öpüşmenin kontrolünü tamamen ele geçirirken diliyle ağzımın içinde ateşli daireler çiziyordu.

Böyle bir öpüşmeyi ne kitaplarda okumuş ne de filmlerde görmüştüm. Yoğun ve hükmedici bu öpüşme bedenimin, zihnimin ve ruhumun her zerresini ele geçiriyordu.

Dudaklarımdan ayrılınca istemsizce gözlerimi açıp onun saf arzuyla bezenmiş göz bebekleriyle karşılaştım.

Uzun öpüşmenin ardından nefes nefese kalmıştım ama onun sakin ve stabil nabzını fark edince bunun nasıl mümkün olduğunu merak ettim.

Boğuk ses tonuyla, "Şu an hızlandığına bahse girerim," diyerek sırıttığında ruhum alev aldı.

Kalbimin deli gibi attığını o da biliyordu ama ona istediğini vermem hiç eğlenceli olmazdı.

"Atmıyor," dedim meydan okurcasına.

Saçlarını geriye itip hâlihazırda nemli olan dudaklarını yalarken cevabıma kıkırdadı. "Vay canına. Amma inatçısın."

Usulca gülümsedim.

"Peki." Alt dudağını ısırdı. "Tekrar denemem gerekecek. Olur mu?"

Cevap beklemeden sıcak elini tişörtümün altına sokup tenime temas ettiği anda gözleri görülür derecede titredim. Aldığı tepki karşısında hafifçe sırıttı.

"Seni titrettim mi?" diye fısıldayıp parmağını göbek deliğimin etrafında gezdirmeye başladı.

"Bir şeyden etkilenmediğin sürece titremezsin ama kalbinin 'hızlanmadığını' söylediğini düşünürsek bu gerçekten araştırılması gereken bir konu, Beste."

Derin bir nefes aldım. "Muhtemelen üşüdüğüm için."

"Üşüyor musun?" Nefes alışverişim hızlansa da hâlâ inatçı bir velet gibi davrandığım için onun sesinde şehvet ve biraz da mizah vardı.

"O zaman seni belki dudaklarımla ısıtabilirim." Yüzünü aşağı indirip dolgun dudaklarını karnıma götürdü.

Kendimi tutamayınca nefesim kesildiğinde gözlerimi sıkıca kapattım.

Sıkı karnıma ıslak öpücükler kondururken bazı noktaları emmeye başladı. Bu muhteşem hissin etkisiyle karnımı değil başka bir bölgeyi öptüğünü düşünerek başımı kaldırdım.

O da bakışlarını yukarı çevirince mavi gözleri odanın loş ışığında karardı. Gözlerindeki karartı bir ışık oyunu değil, onu ele geçiren arzuydu.

"Kalbine ne kadar yakın olduğumun farkında mısın?" diye mırıldandı tenimde. Yoğun zevkle dudaklarım aralanırken başımı yastığıma gömüp dudaklarının bana verdiği eşsiz hissin tadını çıkardım.

"Kalp atışlarını duyabiliyorum ve bana yalan söylediğini biliyorum. Kalbin küt küt atıyor."

Yukarı çıkıp alnını alnıma yaslayarak elini karnımda gezdirmeye başladı.

"Şimdi seni nasıl cezalandıracağım?"

Dudaklarını dudaklarımın üzerinde gezdirirken onu öpmek için başımı hafifçe kaldırdım ama o istediğimi yapmama izin vermeyip geri çekildi. Ceza bu muydu? Gözlerimi tekrar açtığımda yüzünde bilmiş bir gülümseme gördüm. Elini karnımdan aşağı, kısa şortuma doğru indirdi. İşaret ve orta parmağını esnek bel bandı boyunca gezdirince bacak aramdaki sıcaklık daha da yoğunlaştı.

SAVRUK RUHLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin