SAVRUK RUHLAR

56- İyi Ol

BORAN

Geçmiş

Ayça'nın Geldiği Odada Yaşananlar

Yumuşak yatağa oturduğum anda Ayça hiç vakit kaybetmeden kucağıma çıktı. Çıplak kalçasını şortuma bastırıp ince kollarını boynuma dolayarak kalçasıyla daireler çizmeye başladı. Önceden böyle bir hareketle beni ne kadar azdırdığını hatırlayabiliyordum ama şimdi her nedense içimdeki şehveti uyandırmaya yetmiyordu.

Kulağıma doğru, "Sonunda sana istediğim gibi sahip olabileceğim," diye mırıldandıktan sonra kulak mememi dişledi.

Hiçbir şey hissetmesem de düşüncelerimden uzaklaşmam gerektiği için aklımı biraz olsun Beste'den kurtaracaksam bunu yapmaya hazırdım.

"Çok güzel kokuyorsun bebeğim."

Kulağımdaki şehvetli fısıltılarından kaçmak için avuç içlerime yaslandım. Çünkü onu baştan çıkarıcı bulmanın aksine kulağımın dibinde bir arı vızıldıyormuş gibi hissediyordum.

"Prezervatifin var mı?" diye sordum.

"Elbette var. Hazırlıklıyım canım." Elini bikini üstünün içine atıp parlak bir ambalaj çıkardı. Kızların prezervatif taşıdığını bilmiyordum, bunun erkeklerin görevi olduğunu sanıyordum.

Prezervatifi yüzümün önünde salladı. "Senin için her zaman hazırlıklıyım."

Prezervatifi elinden alıp işaret parmağımla orta parmağımın arasına sıkıştırdıktan sonra ellerimle belini kavradım.

Onu ters çevirip sırtüstü yatırdığımda büyük dudaklarıyla kocaman sırıttı.

"Ah. O güçlü ellerini özlemişim." Altımda heyecanla kıpırdanıp uzun bacaklarını belime dolayarak beni kendine daha da yaklaştırdı. Avuçlarımı başının iki yanına yasladığımda o da hafifçe yukarı kalkıp dilini boynumda gezdirdi. Gözlerimi devirip rahatsızlıkla yutkunsam da bunu fark etmeyerek elimi tutup bacağının üzerine götürdü.

Kulağıma, "Seni öperken bana dokun," diye mırıldandığında bu sefer midem bulandı.

Boynumu geri çekip omuzlarını kavrayarak onu kendimden uzaklaştırdım. Onu yastıklara bastırdığımda afallamışa benziyordu.

"Ön sevişmeyi geç. Düzüşmek istiyorsun, değil mi? O yüzden sadede gel."

Ayça sırıttı. "Ah, sert sevdiğini unutmuşum."

İfadesini görmezden gelerek ambalajı yırtıp içindekini çıkardığımda o da dudağını ısırarak elini sabırsızca tişörtümün üstünde gezdirdi. Elimdeki korumaya bir an için ne yapacağımı bilmez bir hâlde bakakaldım. Tam o anda Beste'nin yeşil gözleri ve minik suratı gözlerimin önüne geldi.

Gözlerimi sıkıca kapattım. Lanet olsun.

Bunu birkaç dakikalığına da olsa onu unutmak için yapmak istiyordum. Ama sadece bana daha kötü hissettirmişti. Fikrimi değiştirmek üzere olduğumu anlayan Ayça tereddüdüme kaşlarını çattı. "Boran."

Beste bana ne yaptı bilmiyorum ama ondan başkasına odaklanamıyorum.

"Haydi ama."

Saçlarımı gelişigüzel karıştırıp prezervatifi yere attım. "Üzgünüm, sonra görüşürüz."

Nefesi kesildi. "Sen ciddi misin?"

Üzerinden indiğimde huysuz bir ifadeyle doğruldu. "Ciddi misin, Boran? Nereye gidiyorsun?"

"Belli ki partiye dönüyorum." Odadan çıkıp kapıyı arkamdan kapattım.

Şimdi

Kapım bir gürültüyle çalınca sığ uykumdan uyandım.