BORANBabam annemin mezarının önünde durup, "Merhaba de, Boran," dedi. Daha doğrusu o kadının mezarının önünde durduğunda.
Ciddi olamaz, değil mi?
İç çektim. "Kime merhaba diyeyim?"
Sanki mezar taşıyla konuşmamı isteyen o değilmiş gibi bana garip bir ifadeyle baktı.
"Annene," diye homurdandı.
Gözlerimi devirip ellerimi ceplerime attım. Beni bir toprak yığınıyla konuşmaya zorlayacağını bilseydim gelmezdim.
"Boran."
"Şizofren gibi bir toprak yığınıyla konuşmayacağım. Evet, çokta normal sayılmam ama ben deli değilim, baba."
"Şu tavrını kes artık. Burası bunun için uygun bir yer değil. Selam ver."
"Konuşmak istemiyorum."
"Boran."
"Merhaba," diye gönülsüzce homurdanıp başımı meydan okurcasına ters yöne çevirdim. Onun usulca iç çektiğini duysam da üstüme gitmedi. Bunun da nafile olduğunu biliyordu.
"Lütfen onu affet. Hâlâ kendini bulmaya çalışıyor."
Kulaklarıma inanamayarak alaycı bir tavırla homurdandım.
Delirmiş bu herif.
Bakışlarımı ona çevirdim. "Üzgünüm ama o kadının beni affetmesine ihtiyacım yok. Onu affetmesi gereken kişi benim. Af dilemesi gereken kişi o."
"Boran, lütfen."
Yüzümü mezara döndüm. "Orada mısın? Bana telle vurduğun ve beni taciz etmeleri için arkadaşının evinde bıraktığın için bana bir özür borçlusun."
"Ayrıca cam tabakla kafamı kanatana kadar beni dövdüğün için de bana bir özür borçlusun."
"Ah, uyuşturucu batağına düşüp yemek yapmadığında ve bana bozuk yemek yedirdiğinde karnım ağrıdığı için ben iki büklümken üzerime bastığın için bana bir özür borçlusun."
"Evet, tüm bunlar için bana bir özür borçlusun!"
"Sus artık Boran!"
Babam derin bir nefes alıp sıkıntıyla yüzünü ovuştururken ben de başımı çevirip elimi saçlarımın arasından geçirdim.
"Mezarlıkta nasıl böyle bir şey yapabilirsin? İyi misin sen?"
"En başında beni buraya çağırmamalıydın!" diye bağırdım.
"Ya da belki seninle uğraşmayı bırakmalıydım!"
Alaycı bir tavırla gülümseyip omuzlarımı silktim. "Evet, belki de. İnan bana, benim için sorun olmazdı! Zaten ben ölesiye dayak yerken de umurunda değildi."
Bu sözlerim bamteline dokunmuş olacak ki bir anlığına yüzü seğirdi. Ama hızla kendini toparlayıp elini saçlarına gömerek başını iki yana salladı. "Çok zor birisin."
Bunu bilse de denemeye devam ediyordu. Her gün suçluları yakalamak için de bu kadar enerji harcadığını umuyordum.
Mezar taşıyla konuşmasının bitirmesini beklemek için yakındaki bir taşın üzerine oturdum.
Hayatımı mahveden o kadına söyleyecek tek bir kelimem yoktu.
BESTE
Babamın mezarının başında yaklaşık bir saat geçirdikten sonra gözyaşlarımı silip ayağa kalktım. Biraz daha iyi hissetmek için ihtiyacım olan şey tek taraflı konuşmaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVRUK RUHLAR
Teen FictionTaş kalpli ve duygusuz ikinci sınıf öğrencisi Boran Ozansoy, naif birinci sınıf öğrencisi Beste Gök'le tanıştığı ilk gün onu yatağa atmayı kafasına koyar. Bundan habersiz Beste, Boran'ın büyülü cazibesine kapılarak karakterinin dışına çıkmaya başlar...