76- Güzel Masumiyet

2.1K 333 29
                                    

Öpüşmenin hararetinden yatağa ne ara sırtüstü uzandığımı, onun üzerime çıktığını ve ruhumu bedenimden âdeta çekip aldığını bilmiyordum. Oda ağır nefes alışverişlerimizin ve birbiriyle dans eden ıslak dillerimizin sesiyle dolarken vücuduma bir sıcaklık hücum etti. Hiçbir zaman onun ateşine yeterli karşılık veremediğimi hissetsem de ona ayak uydurmaya çalışıp anın büyüsünü bozmamak için çabalıyordum. Bir elini yataktan kaldırıp yazlık elbisemin altına soktuğunda zihnimin kontrolü artık arzularımdaydı.

Mememi avuçladığında dudaklarındayken nefesim kesilince o birden gerçekliğe dönmüş olacak ki dudaklarını çekip aniden benden uzaklaştı.NGeri çekildiğini hissedince gözlerimi açıp onun sırtüstü yanıma uzandığını ve avucunu yüzüne bastırdığını gördüm. Sıkıntılı duruyordu. Ama neden? Dirseklerime yaslanarak doğruldum. "Boran?"

Bakışlarını bana çevirdiğinde gözlerindeki savunmasızlık beni şaşırttı.

"Ne oldu?" diye fısıldadım.

Elleriyle yüzünü ovuşturup derin bir nefes verdi. "İşte tam da bu yüzden sen yatakta yatmalısın, ben de yerde."

Kaşlarımı çattım. "İstemiyorum."

Bunu söylemek için mi öpüşmeyi kesmişti? Ona bakarken hayal kırıklığımı gizleyemiyordum.

İç geçirerek doğruldu. "İstemiyor olabilirsin ama en doğrusu bu. Burada seninle uyuyamam."

Neden uyuyamazdı? Alt tarafı iki kişi birlikte uyuyacaktık. Yurtta bunu sık sık yapardık, o yüzden neden bu gece istemediğinden emin değildim.

Kendimi tutamayıp sordum. "Nedenmiş?"

Birkaç saniye bana bakıp gözlerini kısa bir an için kaçırdıktan sonra tekrar bana döndü.

"Çünkü seninle seks yapmak istemiyorum. Bu yüzden, Beste." İç geçirdi. "İyi geceler."

Ayağa kalkmaya yeltense de ben bacağımı onun üzerine atıp kasıklarına oturdum.

Bu pozisyonda gözleri biraz daha büyürken dirseklerine yaslanarak bana baktı. Yüzü kızardı. "Ne... Ne yapıyorsun?"

İç çektim. "Gitme. Her seferinde benden kaçıyorsun."

Gözlerini kırpıştırdıktan sonra başını öne eğdi. Sonra gözleri bacaklarıma kayınca ifadesi sertleşti. Derin bir nefes verip başını arkaya atarak tavana baktı.

"Lanet olsun. Kucağımda böyle oturamazsın."

Onun küçük itirazlarına aldırmadan yüzüne yaklaşıp dudaklarına yapıştım. Memnuniyetle iç çekerek gözlerini kapatsa da çok geçmeden kolumdan tutup beni geri çekti. Bir anlığına dudaklarıma bakıp sertçe yutkunduğunda Âdem elması hareket etti. Tekrar gözlerime baktığında dolgun dudaklarından bıkkın bir iç çekiş döküldü.

"Yapma, Beste. Beni delirtiyorsun."

"Geri çekilme, Boran," diye fısıldadım.

"Eğer geri çekilmezsem ne olacağını biliyor musun? Annenin seni bize emanet ettiği için pişman olmasını istemiyorum."

Başımı öne eğdim. "Evet, ne olacağını biliyorum. Ve bunun olmasını istiyorum."

Cüretkâr itirafım karşısında apaçık afalladı. Bir şey söylemek için dudaklarını aralasa da bir süre bir şey diyemedi.

Sonunda derin bir nefes aldı. "Muhtemelen hoşuna gitmeyecek. Canın yanacak, bu yüzden ilkinden keyif alacağını düşünme. Unut gitsin."

Baldırlarımı kavrayıp beni kucağından indirdiğinde ben de dizlerimi göğsüme çekerek hayal kırıklığı ve utancımı bastırmaya çalıştım. Odadan çıkmak için ayağa kalktı. Gideceğine üzülsem de onu bu sefer durdurmayacaktım. Artık yorulmuştum, o da yorulmuş olmalıydı. Bir süre ayakta dikildi. Sırtı bana dönük olduğu için yüz ifadesini göremesem de parmaklarını saçlarının arasından geçirirken kararsız görünüyordu. Aklından neler geçtiğini merak ederek arkasından bakıyordum.

SAVRUK RUHLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin