36- Her Şeyimi Verecektim

2.8K 117 18
                                    


Yumuşak ve sıcak dudaklarıyla bana karşılık verince dillerimiz öfkeyle dans etmeye başladı. Zevk ikimizi de ele geçirirken öpüşmemiz daha istekli ve tutkulu bir hâl aldı.

Boran üzerime çıkıp beni yumuşak yatağa bastırırken nefes almak için bile olsa dudaklarımızı birbirinden ayırmadık.

Aşağı inip boynuma yaklaştığında kapalı gözlerimle başımı yana yatırarak onu davet ettim.

Boynuma öpücükler kondurmaya başladığında tahrik olduğumu hissettim.

O anda Boran'a hissettiklerimin zannettiğimden çok daha fazlası olduğunu anladım. Aklımı kaybediyordum ya da hâlâ alkolün etkisindeydim, çünkü ona kendimi vermek istiyordum.

Tutucu bilinçaltım beni, "Aptalca bir seçim," diye azarlasa da Boran Ozansoy'a duyduğum arzuyla yanıp tutuşurken ona kulak verecek değildim.

Kalbim daha da yakınlaşmamız ve bir olmamız için can atıyordu.

Boynumdaki saldırısını bitirince öptüğü noktalarda kızarıklıklar bıraktıktan sonra başını kaldırıp gözlerimin içine baktı.

Ağır nefesler alırken derin gözleriyle ruhumu görüyormuş gibi bana bakıyordu. Gözlerindeki şehvet benimki kadar okunaklıydı. O da beni aynı şekilde istiyordu.

Adrenalinin etkisiyle boğazım kururken göğsüm derin nefeslerle yükselip alçalıyordu. Kelimelerimin geçebileceği bir yol açmak için sertçe yutkundum.

Ona hissettiklerimi söylemek istiyordum. Bu gece ona söylemeliydim.

"Ben..." deyip es vererek cümlemi tamamlayabilmek için derin bir nefes aldım. "Senden hoşlanıyorum, Boran."

İfadesinin yumuşamasıyla yüzündeki tüm çizgiler ve kırışıklıklar tamamen yok oldu. Ani itirafım onu biraz şaşırtmışa benzese de yüzünden başka bir duygu da okuyabiliyordum.

Kafa karışıklığı.

Ne diyeceğini bilemiyormuş ya da söylediğimi tam olarak algılayamamış gibi itirafım karşısında öylece bana bakıyordu.

~

BORAN

"Senden hoşlanıyorum, Boran."

Ne diyeceğimi bilemiyordum. Beste'ye karşı gerçekten bazı duygular besliyordum. Ama bunu lanet olsun ki açıklayamıyordum.

Bu duyguların ne olduğunu bilmiyordum. İçimdeki duygulara isim vermekte zorlanırken ona nasıl karşılık verecektim?

Ona değer veriyor, onu başkasıyla görünce kıskanıyor ve onu her gün görmeyi seviyordum.

Ama şehvetle aşkın yakın olduğunu duymuştum ve hangisini hissettiğimi bilmiyordum.

Kafamın bu kadar karışık olmasının sebebi lanet olası antisosyal kişilik bozukluğumdu.

"Ah... Beste..." Derin bir nefes aldım. "Ah... Beste..."

"Sorun değil," diye fısıldadığında onu zar zor duyabildim. "Karşılık vermek zorunda değilsin."

İç çektim. Kendi duygularımı anlayamadığım için kendime kızgındım.

Eskiden diğerlerini hiç umursamazdım ama Beste bende o terapist kadına geri dönüp yaşadığım bu ani ve tuhaf duyguları ona sorma isteği uyandırıyordu.

Her şey çok hızlı gelişiyor ve zihnimi bulandırıyordu.

Kazağımı çıkarıp bir kenara bıraktı.

SAVRUK RUHLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin