27- Burada Olduğum Sürece Sana Kimse Zarar Veremez

4.1K 162 18
                                    



Boran beni ranzama yatırdıktan sonra hızlı adımlarla banyoya yürüdü. Başıma gelen mide bulandırıcı olayı zihnim yeniden canlandırmaya başlayınca tüylerim ürperdi.

Boran'nın ölümcül gözleri Selim Hoca'yı öldürme konusunda hiçbir çekince taşımıyordu. Cansız ve donuk gözlerinde ne merhamet ne de insani bir duygu kırıntısı vardı.

Gözlerinde normalde de kafamı kurcalayan boşluk ifadesi vardı ama bugün kararmış gözlerinin bana verdiği endişe bambaşka bir boyuttaydı.

Her zamanki gibi değillerdi ve bu beni korkutmuştu.

Her ne kadar Selim Hoca yapmaya yeltendiği şey için sağlam bir dayağı hak etse de Boran'nın bu yüzden hayatını karartmasını istemezdim.

Öğretmenini öldürdüğü için müebbet yiyebileceğinin düşüncesi bile son derece berbattı.

Onu bir daha asla göremezdim ve onunla kurduğum bu duygusal bağı düşününce nasıl hissedeceğimi tahmin bile edemiyordum. Muhtemelen bir parçamı da beraberinde götürürdü.

Ah, buna bir son vermeliydim. Ona bu kadar bağımlı olmamın sağlıklı olduğunu sanmıyordum. Ayrıca, bana aşkla ilgili düşüncelerini söylemişti. Bana karşı bu kadar dürüst davranmışken üzülürsem, asıl suçlu ben olurdum.

Nemli bir bezle dönüp karşıma oturdu. Alnı hâlâ sinirden çatıktı ve gözlerindeki karanlık yerini koruyordu.

"Nerene dokundu?"

Yutkundum. "Sadece kollarıma..."

Elimi avucunun içine alıp kolumu avucuma kadar sildi. Bunu neden yaptığını bilmiyordum.

"Sen neden..."

Başını kaldırıp gözlerimin içine bakarak, "Üzerinde izi kalsın istemiyorum," diye açıkladı. "Teninde onun ellerinin olduğunu düşünmek istemiyorum. Anlıyor musun?"

Vücudum kontrolsüzce ısınırken başımı onaylarcasına salladım.

O bana böyle şeyler söylerken ona âşık olmamam çok zordu.

O silmeye devam ederken bakışlarımı kaçırdım. Nazik dokunuşuyla bezi tenimde gezdirirken diğer arkadaşlarına da bu kadar özen gösteriyor mu diye merak ettim.

Soruyu kendime saklayamayıp bir anda soruverdim.

"Herkese böyle değer verir misin?"

Silmeyi bırakıp başını yana eğdiğinde boş ifadesini okumaya çalışsam da başarısız oldum.

Onun aklından geçenleri okuyamamam berbattı. Onu okuyabilseydim benden sakladığı sırları ve yaraları belki keşfederdim.

"Hayır. Normalde hiç kimseye değer vermem."

Yüzümün yan tarafını kavrayıp diğer yanağımdaki kızarıklığı görmek için başımı eğdi. İç geçirip yanındaki ilk yardım çantasını aldı. "Sana ondan uzak durmanı söylemiştim."

"Evet ama onun dedikodusunu yaparken beni duydu ve benimle bu konuda konuşması gerektiğini, aksi takdirde beni dersten menedebileceğini söyledi."

Boran aptalca bir cevap vermişim gibi bana bakarken, durup düşününce durumun gerçekten aptalca olduğunun ayırdına vardım.

"Dersten menedilmek o kadar kolay değil. Tam olarak ne dediğini duydu?"

"Onun sıkıcı olduğunu."

Boran homurdandı. "Kimse böyle bir laf için dersten atılmaz. O sadece seni iğrenç tuzağına çekmeye çalışmış. Sen de yemi yutmuşsun, Beste."

SAVRUK RUHLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin