53- Boğuluyorum Anlasana

2.7K 115 4
                                    


BESTE

Kutay'ın kollarından ayrılıp bir adım geri çekildim. Kutay reddedildiği için sertçe yutkunurken etrafımızdaki atmosfer hemen kasvetli bir hâl aldı.

"Biraz zamana ihtiyacım var," diye mırıldandım.

Bir şey söylemek için ağzını açsa da ben oradan uzaklaşmak üzere arkamı döndüm. Günün kalanını otel odasında geçirmiştim. Odada iki yatak olduğu için Yuna ile Tina başka bir odada kalırken ben de Nisan'la aynı odayı paylaşmıştım. Kutay sayesinde burada kalıyor olmama rağmen onun duygularına karşılık veremediğim için çok kötü hissediyordum. Bu yüzden otelden ayrılıp yurda dönmeye karar vermiştim. Eşyalarımı toplamıştım ama Nisan sorunlarımdan kaçmanın onları çözmeyeceğini düşündüğü için beni kalmaya ikna etmişti.

Bende bunu kaçmak için değil, daha çok kimseye minnet duymamak için yapmak istediğime onu ikna etmeye çalıştım. Ama Nisan beni bir şekilde kalmaya ikna edince onlardaki ikna kabiliyetinin aileden geldiği anladım. Akşam sekiz gibi herkes partiden ayrılırken biz de kızlarla odamızda sohbet edip oje sürerek biraz zaman geçirdik. Nispeten daha iyi hissetsem de Boran ara sıra aklıma geliyordu. Bunu fark eden Nisan onu düşünmemem için bana takılmaya ya da benimle konuşmaya çalışıyordu. Odağımı dağıtma çabası sadece o an için işe yarıyordu.

***

Nisan uzun bir duşun ardından nihayet banyodan çıktığında gece yarısı olmak üzereydi. Ben yatağa yüzüstü uzanarak başımı yastıklara gömmüştüm bile. Yuna ile Tina bir süre önce odalarına dönmüş, beni düşüncelerimle baş başa bırakmışlardı. Nisan kollarına nemlendirici sürerken bana doğru yürüdü. "İyi misin?"

"Evet," diye mırıldandım.

İkimiz de iyi olmadığımı biliyorduk.

Nisan bir şey söylemeyip iç geçirdi. Muhtemelen ne diyeceğini bilemiyordu. Haklıydı, benim de söyleyecek bir şeyim kalmamıştı. Boran artık beni istemiyordu. Buna söylenecek söz yoktu. Bu akşam odaya çekildiğimizde Boran'la aramızda olanları anlatmayı başarmıştım. Nisan da Boran'nın ona Kutay'la öpüştüğümüzü gördüğünü anlattığını ve bana Boran'nın bağlanmaktan korktuğunu söyledi.

Ama bunu duymak durumu benim için daha da kötüleştirmişti.

Nisan yatağına geçip örtünün altına girince yan tarafına dönerek bana baktı.

"Yarına daha iyi olacaksın, bana güven."

Onu başımla onaylasam da içten içe bunun mümkün olmayacağını biliyordum. Kalbimin acısı her saniye daha da kötüleşiyordu. Belki de ilk aşkım olduğu içindi ama âşık olmanın, yeryüzündeki en mutlu duygu olduğu söylenen bu illetin, bu kadar acı ve ıstırap dolu olacağını hiç sanmazdım. Nisan elini başucu lambasına uzatıp ışıkları söndürdü.

"Uyumaya çalış, Beste. Boran'ı düşünmeyi bırak."

Ona cevap verirsem tekrar ağlayacağımdan korkarak başımı hafifçe salladım.

Nisan kısa sürede uykuya dalarken ben de karanlıkta gri perdelere bakakaldım. Düşüncelerimle baş başa kalmak hayatım boyunca bu kadar korkutucu olmamıştı.

Belki de biraz hava almalıyım.

Yatakta doğrulup olabildiğince sessiz hareket ederek bacaklarımı yana salladığımda yatak gıcırdayınca yüzümü buruşturdum. Bir süre hareketsiz kaldıktan sonra başımı çevirip Nisan'a baktığımda hâlâ derin uykuda olduğunu görünce rahat bir iç çektim. Sandaletlerimi giyip odadan çıkarak kapıyı arkamdan nazikçe kapattım. Koridorları sessizce geçerek havuzun güvertesine indim.

SAVRUK RUHLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin