Beğeniler neden bu kadar az. Yazma şevkim kalmıyor...😏-
Beni dünyadaki her şeyden çok sevdiğine yemin eden kadının bana fahişe diyeceği aklımın ucundan bile geçmezdi. Bana hiç böyle hitap etmemişti.
Beste.
Tatlım.
Bebeğim.
Canım.
Ama fahişe? Bunu onun ağzından ilk defa duyuyordum.
İlk defa.
"Seni bunun için mi üniversiteye gönderiyorum? Üniversitedeki tüm erkeklerle düşüp kalk diye mi? Tıpkı küçük bir fahişe gibi! Tıpkı ucuz bir orospu gibi!"
Boran, "Ağzından çıkanlara dikkat et," diye araya girdi. "Rica ediyorum."
"Boran." Behçet amca sert ve uyaran bakışlarıyla ona bu işe karışmamasını ima etti. Boran babasına kaşlarını çattıktan sonra babası bakışlarını anneme çevirdi. İç geçirip sakince konuştu. "Ona karşı çok acımasız davranıyorsun, Hale. Biriyle sevgili olacak yaşta."
Annem anlaşılamaz bir öfkeyle gözlerini ona dikti. "Kendi kızımı istediğim gibi azarlarım. Bu seni de oğlunu da ilgilendirmez."
Sonra aklına bir şey gelmiş gibi gözlerini kısarak Behçet amcaya bakarken parmağını Boran'la benim aramda gezdirdi. "Dur bakalım, bunun olduğunu biliyor muydun, Behçet?"
Yüzünde ani bir suçluluk beliren Behçet amca ne diyeceğini bilemedi.
Annem onun tepkisinden cevabını alıp devam etti. "Yani bunu başından beri biliyor muydun? Birlikte olduklarını biliyordun ve bunu benden sakladın, öyle mi?"
"Sana güvenebileceğini düşünüp kızımı burada bıraktım ama sen başından beri onların uygunsuz davranışlarını örtbas ediyordun. Beni nasıl böyle hayal kırıklığına uğratırsın?"
"Oğlunun kızımla oynaştığını başından beri biliyordun!"
Boran'nın ifadesi sertleşti. "Onunla oynaşmıyorum. Çok yanlış kelimeler seçiyorsun."
Behçet amca onu tekrar uyararak, "Bu işe karışma, Boran," dedi. "Dinle, Hale. Çocuklar birbirlerine âşık. Onları rahat bırak. Önce onlar birbirini buldu ve mutlu olmayı hak ediyorlar."
Duydukları annemin hoşuna gitmedi. Başını ondan çevirip bileğimi öyle sert kavradı ki yüzümü buruşturdum. "Gel. Hemen gidiyoruz, Beste!"
Beni sertçe tutup kapıya doğru çekerken bileğim kırılacakmış gibi hissettim. Boran babasının etrafından dolanıp diğer elimi tutunca annem durup şaşkınlıkla ona baktı. "Ne yaptığını sanıyorsun genç adam?"
"Boran." Babası iç çekti. "Bırak onu."
"Onu nereye götürdüğünü öğrenebilir miyim?" Boran'nın meydan okuyan sorusunu duyunca başımı kaldırıp ona baktım. Şu anda çok etkileyiciydi.
Annem yutkundu. Annemin nefret ettiği bir şey varsa, o da ona meydan okunmasıydı. "Onu bırakmanı öneririm."
"Bırak onu, Boran." Babası ona yalvarsa da Boran anneme dik dik bakmaya odaklandığı için oralı bile olmadı.
Annem, "Bırak kızımı!" diye emretti.
"Hayır, sen bırak. Ona zarar verdiğini görmüyor musun?" Boran inatla devam ederken annem kıs kıs gülerek başını iki yana salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVRUK RUHLAR
Teen FictionTaş kalpli ve duygusuz ikinci sınıf öğrencisi Boran Ozansoy, naif birinci sınıf öğrencisi Beste Gök'le tanıştığı ilk gün onu yatağa atmayı kafasına koyar. Bundan habersiz Beste, Boran'ın büyülü cazibesine kapılarak karakterinin dışına çıkmaya başlar...