İki gün üst üste yeni bölüm... Umarım beğenirsini.
İyi okumalar...Saklandığım ağaçlık alandan küçük adımlarla çıkıp adamın karşısına geçtim. O olduğundan emin olmalıydım.
"Damon Salvatore?" Diye sordum.
Adam kaşlarını çattı "Tanışıyor muyuz?"
Bu 'evet' demek olmalıydı. Ona doğru yaklaştım ve tam önünde durdum "Çok eskilerden." Dedim.
Yüzünde muzip bir gülümseme belirdi "Çok insan tanırım."
Sırıttım "İnsan sayılmam."
"Ne zaman tanışmıştık Bayan-" "Mikaelson." Diye tamamladım söznünü.Soy ismimi bilmesini umdum. Ama hiç bir belirti göstermedi. Katherine ona hiç anlatmamış olmalıydı.
"Ne zaman tanışmıştık Bayan Mikaelson?" Diye tekrarladı.
"1919 yılında." Dedim "Bu kasabada. Küçük bir barda. Sana bir isim sormuştum."
"Hafızamı tazelesen iyi olacak sarışın." Dedi aynı alaycı tavırla.
"Katherine Pierce demem yeterli olacaktır." Damon ismi duyunca bir an duraksadı. Alaycı bakışların yerini hüzün ve merak aldı. Gerçekten Katherine'e değer vermiş olmalıydı veya verdiğini sanmış.
"Seninle konuşacak çok şeyimiz var sarışın ama şimdi değil..."
Ormanın içinden ayak sesleri duyulunca telaşlandı "Seni bulucam." Dedi ve Matt göründüğü an ortadan kayboldu.
Matt telaşlıydı. "Caroline?" Diye haykırdı. Ona doğru koştum "Sorun ne Matt?"
Kelimeleri bir araya getiremiyordu "Kaza-köprü-Elena" Diyebildi sadece.
"Elena mı?" Dedim telaşla "Ona ne oldu? Az önce buradaydı."
"Arabaları..." Dedi nefes nefese "Köprüden uçmuş."
Bir an boş gözlerle ona baktım Elena köprüden mi uçmuştu. Ölebilirdi. Orada boğulurdu.
Doğrudan Matt'in gözlerine baktım "Bonnie ve Viki'yi al. Eve git. Beni orada bekleyin."
Matt hipnotize olmuş bir şekilde başını salladı ama sonra hemen kendine gelip ormanın içine yöneldi.
O gözden kaybolur kaybolmaz hızımı kullanarak köprüye doğru koştum.
Suya atlayacaktım ki bir öksürük sesi duydum ve hemen döndüp o tarafa baktım. Elena yerde sırılsıklam, yarı baygın yatıyordu.
Hemen yanına çömelip nabzını kontrel ettim. İyiydi. Ama nasıl çıkmıştı ki. Acaba Damon mı yetişmişti yardımına?Bu arada fark ettiğim şeyle sanki kalbime kazık saplanmış gibi hissettim. Bay ve bayan Gilbert burada değildi.
Elena'nın başından ayrılıp hızla suya atladım. Git gide daha dibe doğru yüzdüm ve sonunda arabayı gördüm.
Orada birisi hareket ediyordu. Ölmemiş olabilirlerdi. Daha hızlı yüzdüm ve arabaya ulaştım.
Ama hareket eden bir Gilbert değildi. Bu Elena'nın annesini arabdan çıkarmaya çalışan fazlasıyla yakışıklı bir yabancıydı.
Sarışın ve yine tanıdık bir sima. Az önce tanıştığım insanı bildiğimden yakışıklı yabancıyı tanımam fazla uzun sürmedi. Stefan Salvatore.
Sadece Damon gelmemişti buraya. Salvatore kardeşler yeniden Mystic Falls'taydı.
Stefan beni görür görmez şimdi yanında durduğum Elena'nın babasını gösterdi ve dudak hareketleriyle "Adamı çıkar." Dedi.
Başımı öne arakaya sallayıp arabanın camını bir yumrukta kırdım ve Bay Gilbert'ı oradan çekip çıkardım.
Ve onunla beraber suyun yüzeyine doğru ilerledim. Stefan'ın ve Bayan Gilbert'ın da arkamda olduğunu hissediyordum.
3 Gilbert'ı gizlice hastanenin önüne bıraktık.
Stefan Salvatore'la konuşmak için sabırsızlanıyordum ama o buna izin vermedi ve hızla ortadan kayboldu.
Bende hastanenin önünde görülmemek için hızla Matt'in evine gittim.
Kapıyı çaldım. Açan Jeremy oldu. Ailesinin kaza haberini alıp gelmiş olmalıydı.
Hemen içeri girdim. Herkesin kederli bir şekilde oturdukları salona gittim "Haber var mı?" Diye sordum. Herkes başlarını iki yana salladı.
Bir kaç saat orada sadece oturduk. Saatler sonra beklenen telefon Jeremy'e geldi.
Herkes nefeslerini tutup konuşmanın bitmesini beklerken Jermey elinden telefonu düşürdü.
O an benim için her şey sessize alınmış gibiydi çünkü olanları biliyordum. Zamanlamamız yanlıştı, biliyordum. Onları kurtaramamıştık.
Jermey'nin gözünden yaşlar akarken, aynı onun gibi ağlayan Bonnie ona sıkıca sarıldı.
Viki donmuş bir şekilde kalırken, Matt gözünden yaş akmasını engellemeye çalıştı.
Kapıdan içeri yeni giren Tyler ise neler olduğunu hemen anladı. Elena ölmüş olamazdı. Çünkü öbür türlü burada bambaşka bir yıkım olurdu.
Hızla donmuş sevgilsi Viki'nin yanına gitti ve ona sıkıca sarıldı.
Elena yetim kalmıştı. Benim yüzümden. Ailesini kurtaramamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN GÖLGESİNDE (Klaroline)
FanfictionAsırlar boyu süren, dur durak bilmeyen, kanlı bir aşk hikayesi... KLAROLİNE