-4-

2.4K 121 11
                                    

Arkadaşlar Bölümün gelmesi yine çok uzun sürdü ama bunun nedeni internetimin gitmiş olması. Şu an bir Arkadaşımın evindeki internetle yazıyorum. Bu yüzden hızlıca yazmaya çalıştım ve bir az kısa oldu. Ayrıca bu sferlik noktalama ve yazılış hatalarım olursa umursamayın lütfen. Bu telefondan yazdığım için. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar...
NOT: Multimedia'da Elijah var...
----------------------------------------------
Sadece baktım ona. Hiç bir şey söylemeden. Bakışlarımın onun canını yaktığını hissediyordum. Tepkim onu korkutuyordu ve hala cevap bekliyordu. Eliyle narince gözyaşlarımı sildi ve "Bir şey söylemeyecek misin?" Diye sordu.

Bir şey söyleyemememin nedeni kafamdaki karmaşayı anlatacak sözcükler bulamamamdı. Kısa bir süre önce onunla hiç konuşmazdım bile. Sadece bazen kardeşi sayesinde çadırına girip çıktıkça görürdüm onu. Hep acımıştım ona. Çünkü babasının ona yaptıklarını biliyordum. Sonra onu tanımış ve aslında sevilebilecek biri olduğunu anlamıştım. Ama aşk? Hiç düşünmemiştim aşkı...

Başımı yavaşça iki yana salladım ve "Üzgünüm." Dedim. Sesim ağladığım için neredeyse duyulamayacak kadar kısık ve çatallaşmış çıkmıştı. Acıklı bakışlarının üstüne oturmuş kaşlarını havaya kaldırıp bir süre beni izledi. Belki de başka şeyler de söylememi beklemişti. Ama söylediğim şeyin gerisi yoktu ve ne anlama geldiğini ben bile anlamamıştım.

Şu an gitmem gerekiyordu. Ama bir şey beni yerime sabitlemişti sanki. Gidemedim. Uzun uzun birbirimize baktık. Ayaklarım yeniden bedenimin kontrolüne girince hiç bir şey gitmekten alıkoymadı beni. Arkamı döndüm ve ufak adımlarla uzaklaştım. Beni durdurmak için hiç bir hamle yapmadı. Sadece baktı.

Onun görüşünden çıktıktan sonra küçük adımlarım, hızlanmış ve yavaş yavaş koşmaya dönmüştü. Anneme bakmaya çıktığımı unutmuş ormana yönelmiştim. Göz yaşlarım hızlanırken ayaklarımı da hızlandırdım. ve sonunda bir ağacın önünde durup kendimi ağaca dayadım ve aşağı kaydım. Soğuk rüzgar bedenime çarparken ellerimle yüzümü kapadım ve hıçkırarak ağladım. Neden ağladığımı bile bilmeden ağlıyordum. Bu göz yaşları ona acı verdiğin için mi yoksa verdiğim kararın bana acı vereceğini bildiğimden miydi? Şu an hiç bir şeyden emin değildim. Ben bile duygularımı çözemeden başkasının çözmesini bekleyemezdim. Yani Niklaus'un.

Ben rüzgar eşliğinde ağlamaya devam ederken ağlamaktan bulanmış gözlerimin arasından bir çift erkek ayağı gördüm. Sadece yüzünü görebilecek kadar başımı kaldırdım ve Mikaelsonlar'dan, Kol Mikaelson'u gördüm. Ailenin deli dolu kardeşi. Durduğu yerde dizlerini bükerek yüzlerimizi aynı mesafeye getirdi ve "Sorun ne?" Diye sordu.

"Sorun yok." Dedim tutmaya çalıştığım hıçkırıklarımın arasından. Tabi ki bu durumdayken söylediğim şey pek inandırıcı olmamıştı. Kırdığı bacaklarını düzleştirip ayağa kalktı ve yanıma yürüyüp benim gibi yere oturdu.

"Az önce kampta seni Nik'le konuşurken gördüm." Dedi "O sırada ağlamıyorun. Sonra ne oldu?" Fazla ısrarcıydı.
Belki de içimi dökmek iyi gelir düşüncesiyle anlayamayacağı şekilde olayın iç yüzünü anlatmaya başladım "ben sanırım sevmeye hazır değilim. Belki de bunun için çok gencim henüz. Belki de sorun onda değil. Ama belki de onda" Derin bir iç çektikten sonra "Bilmiyorum... Kafam çok karışık." Dedim ve ağlamaya devam ettim. Sadece içimi dökecek birine ihtiyacım olduğu için söylemiştim bunları. Anlayamayacağını biliyordum zaten.

Tek kaşını kaldırıp gülümseyerek "Kimdn söz ediyoruz?" Diye sordu. "O bende kalabilir mi? Dedim. Muhtemelen gözüne o kadar zavallı gözüküyordum ki daha fazla sorgulamadı.

Bir süre sonra önüme Düşen bir tutam saçı aldı ve kulağımın arkasına sıkıştırdı. Saç gidince yüzümde sadece göz yaşları kalmıştı. Kol eliyle gözyaşlarımı sildi. O an Klaus'u hayal ettim karşımda. Bu akşam olan her şey gibi nedensizce. O da daha bir az önce gözyaşlarımı silmişti.

"Bence aşık olmak için hiç bir zaman erken değil." Dedi Kol. Bu arada sesi beni Klaus'un hayalinden çekip çıkardı. Sonra Kollarından biriyle beni kendisine doğru çekti. Ben başımı onun göğsüne koyarken o beni kollarıyla sardı.

Aşık olabilir miydim gerçekten ona? Erken değil miydi bunun için? Kendimi ona bırakabilir miydim? Güvenli ama bir o kadar da güvensiz kollarına?
----------------------------------------------
İşte bölüm bitti. Yeni bölümü ancak internet gelince yazabileceğim. Bu da Ocak başını bulur muhtemelen. Görüşürüz.... :D

GEÇMİŞİN GÖLGESİNDE (Klaroline)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin