Bir az gecikmeli bir yeni bölüm geldi. Umarım beğenirsiniz.
İyi okumalar...
NOT: Multimedya'da Katherine Pierce var...Katarina Petrova; 1491 İngiltere'nin sınır ormanı;
Koştum ve koştum gücümün yettiği kadar hızlı koştum. Klaus peşimdeydi. Geliyordu. Beni yakalaması an meseleydi.
Ama benim o eve varmam da an meselesiydi. Şimdi evi görüyordum. Koştum. Ağaçlar ve çalılar kollarımı
çiziyordu. Olabildiğince hızlıydım, etrafımı bulanık görüyordum.Atlı sesleri geliyordu. Klaus oradaydı?
Ve sonunda evin kapısına sertçe çarptım. Öyle sert çarptım ki kapıyı çalmama gerek kalmadı.
Kapı hızla açıldı ve ben içeri kapaklandım.
Buraya gelmem için gereken ismi söylemek için ağzımı açmıştım ki "Kim olduğunu biliyorum." Diye tersleri beni kız.
Kapıyı sertçe kapattı ve kilitledi. Ben şaşkın şaşkın etrafıma bakarken kızın kardeşi olduğunu tahmin ettiğim oğlan "Sorun yok." Dedi bana elini uzatarak.
Elini tutarak beni kaldırmasına izin verdim. "Gel." Dedi. "Senin için bir oda hazırladık. Mikaelsonları atlatana kadar burada kalabilirsin. Sonra seni buradan götürmenin bir medenini bulacağız..."
O konuşurken ben sadece başımı sallıyordum. Sonunda küçük bir kapıdan odaya girdik.
Küçük eski bir yatak ve yine küçük eski bir masa vardı.
"Teşekkürler." Deyip içeri girdim ve kendimi yatağın üstüne bıraktım.
Adam bir şey söylemeyeceğimi anlayınca odadan çıktı ve beni kendi zihnimle baş başa bıraktı.
Klaus bana bunu neden yapmıştı? Oysa ben onu sevmiştim! Her şey yalandı. O sadece kanımı istemişti. Caroline'a boşu boşuna kızmıştım. Çünkü onun sevdiği aslında hep Caroline'dı.
Elijah. Onu sevmeliydim ben. O bana karşı iyiydi. Saygılıydı ve beni sevdiğine neredeyse emindim. Onunla çok güzel anlar yaşamıştım. Ama onu hep bir dost olarak görmüştüm. Oysa asık sevmem gereken hep oydu. O beni korumuştu. Ama ben değerini bilememiştim.
Kadın "Bu kız!" Diye bağırdığında irkildim "Bizim ölümümüze sebep olacak. Klaus Mikaelson bizi öldürecek."
"Öldürmeyecek!" Diye bağırdı oğlan "Ondan kaçabiliriz."
"Sen kaçarsın. Ben gidiyorum." Dedi kız. Bir kapı çarpma sesi duyuldu ve sessizlik oldu. Onu çok iyi tanımamama rağmen döneceğini biliyordum. Kardeşini yalnız bırakacak birine benzemiyordu.
Onların başını derde sokmuştum. Bu doğruydu. Nasıl düzeltecektim şimdi?
Kanımı istiyordu. Kanımı dondurmalıydım. Vampir olmalıydım.
Düşündüm. Vücudumda vampir kanı yoktu ama bulabilirdim. Böyle bir hayat yaşayan iki insan mutlaka bir az vampir kanı saklıyor olmalıydı.
Yataktan bir tahta parçası kopardım ve kolumu derince kestim. Bunu yapmalıydım. Yapmaya hazır değildim ama Klaus'tan kaçmak için başka şansım yoktu.
Kolumu keserken küçük bir çığlık koyverdim. Oğlanın ayak seslerinin bana doğru gelmesiyle tahtayı bıraktım.
Ve sanki yanlışlıkla olmuş gibi kolumu tutup inlemeye başladım. Oğlan içeri girdiğinde "Lütfen yardım et!" Dedim. "Kolum-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN GÖLGESİNDE (Klaroline)
FanfikceAsırlar boyu süren, dur durak bilmeyen, kanlı bir aşk hikayesi... KLAROLİNE