Bir az kısa bir bölüm. Ama umarım beğenirsiniz. Bir dahaki daha uzun olacak söz.
İyi okumalar.
NOT:Multimedya'da Stefan ve Damon var...
----------------------------------------------------------------------------------------"Bu kadını tanıyor musunuz?" Diye sordum. Kadın ve adam başlarını aynı anda hayır anlamında salladılar.
Hemen yandaki masaya geçtim. "Bu kadını tanıyor musunuz?" Üç hayır daha.
Mystic Falls'a arabayla 1 haftada varmıştım. Ve buraya gelmemin üstünden de 1 hafta geçmişti.
Yani 2 haftadır Mikaelsonlar'dan ayrıydım. Ailemden. Klaus'tan.
Ama hala Katherina'dan bir iz bulamamıştım.
Bu gün yine Mystic Falls'un barlarından birindeydim. Gördüğüm herkese Klaus'un, Katherina'yı etkilemeye çalıştığı zamanlardan kalma resmi gösteriyordum. Bu karakalem resmi bulması benim için gerçekten kolay olmamıştı...
"Bu kadını tanıyor musunuz?" Başını hayır anlamında salladı sarışın adam.
Bir az daha gezindim. Artık son masaydı. Biri sarışın diğeri ise esmer iki adamada "Bu kadını tanıyor musunuz?" Sorusunu yönelttim.
Sarışın adam birden kuşkuyla gözlerime baktı. Beni şöyle bir süzdükten sonra "Hayır." Dedi.
Esmer adama baktım. Çok umutlu görünmüştü birden gözüme ama yine de başını iki yana salladı.
"Peki..." Dedim gülümsemeye çalışarak. "Teşekkürler" Ve yanlarından ayrıldım.
Ama bana çok şüpheli gelmişlerdi. Onu tanıyor olabililer miydi?
Masanın birkaç metre ötesindeki kolonun arkasına girdim ve herhangi bir şey söylerlerse diye onları dinlemeye başladım.
"Katherine'ydi o!" Dedi esmer oğlan sonunda.
"Sessiz ol Damon!" Dedi sarışın oğlan. Sonra sesini iyice kısıp "Evet oydu." Dedi. "Katherine Pierce'ydi o."
İsminin Damon olduğunu öğrendiğim adam "Sence onu tanıyor mu dersin Stefan?"
"Kesinlikle tanıyor." Dedi Stefan.
"O halde onun yakalandığını öğrendiğine üzülecek." Dedi Damon hüzünlenmişti.
Kimin tarafından yakalandığını? Onları bir az daha dinlemeliydim. Ama o sırada önümden hızla geçen siyah saçlar gördüm ve tanıdık bir yüz. Tatia'ya ve Katherina'ya ait olmuş olan o yüz. Tabi şimdi Katherine Pierce olarak tanınıyordu.
Hızlı adımlarla onun arkasından gittim. Gerçektende o muydu?
Barın dışına çıktı ve durdu. Üzüntüyle uzakları izliyordu. Ama üzüntüsü bile sertti sanki. Saçları kıslamış ve siyah rengine dönmüştü.
"Onu gördüm." Diye fısıldıyordu kendi kendine "Stefan-Stefan..."
"Katharina." diye bağırdım.
Arkasını hızla dönüp bana baktı. Gözleri dolmuştu ama yine de sertti. "Caroline?" Dedi sorar gibi.
"Evet." Diye fısıldadım. "Burdan gitmeliyiz." Dedi telaşla "Öldüğümü sanıyorlar. Beni görmemeliler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN GÖLGESİNDE (Klaroline)
FanficAsırlar boyu süren, dur durak bilmeyen, kanlı bir aşk hikayesi... KLAROLİNE