-30-

1.4K 88 20
                                    

Dün bölüm yayınlamadığım için özür dilerim. Ancak bu güne yetiştirebildim. Umarım beğenirsiniz.
İyi okumalar...
-------------------------------------------
Caroline'dan;
Hiç tereddütsüz Klaus'a karşılık veriyordum. Sanki aklımda ki tüm sorular uçup gitmişti. Onun da kendininkileri unuttuğu belliydi.

Gözyaşlarım gözlerimde kurumuştu ve artık akmıyorlardı. Nerdeyse ölmek üzereyken, Klaus bana can vermişti sanki.

Bir saniyeliğine dudaklarımızı ayırdığında beni kucağına aldı. Bu dudaklarımdan küçük bir kıkırtının çıkmasına neden olmuştu.

Tekrar dudaklarımız birleşirken beni yavaşça yatağın üstüne koydu. Ellerini yatağa bastırıp üstümde dururken beni öpmeye devam etti.

Dudakları dudaklarımdan ayrılıp boynuma indi. Bu sırada elbisemi aşağı doğru çekiştiriyordu.

Hayır! Bu kadar çabuk pes edemezdim! İlk önce konuşmamız gerekiyordu. Sorularımın cevaplarını almalıydım.

Yüzünü hafifçe elimle ittirip "Dur!" Dedim sadece.

Başını kaldırıp bana baktığında gözyaşlarım yeniden akmaya başlamıştı.

Altondan sıyrılıp yatakta oturur pozisyona geçtiğimde o da oturdu.

Elbisemin yakasını düzelttikten sonra "Bana Katerina'yla ne işin olduğunu, ona neden umut verdiğini söylemelisin." Dedim.

Sonraki söyleyeceklerim için tereddüt etsem de söyleyivermiştim. "Yoksa sadece beni sevdiğine inanmak bir az zor olacak."

Şimdi ondan bir açıklama bekliyordum. Mantıklı bir tane. Kafamda bu konuyla ilgili hiç mantıklı bir teori yoktu ama onun olmasını bekliyordum. Çok saçma bir yalana inanmaya bile hazırdım. Yeter ki bir şeyler söylesin.

Ama o bunun yerine "Söyleyemem." Dedi net bir sesle. Söyleyemem de ne demekti şimdi?

"Nasıl söyleyemezsin?" Dedim kaşlarımı çatarak. Adeta tıslamıştım.

"Söyleyemem işte. Sadece bana güvenmene ihtiyacım var." Dedi.

"Güvenmek mi?" Diye tısladım bu seferde. Kendini dibe batırmak için mi konuşuyordu bu? Şu an ona karşı en az beslediğim duyguydu güven.

"Sana güvenmiyorum." Dedim dürüstçe. "En azından yeniden güvenimi kazanana kadar." Diye ekledim.

"Caroline! Lütfen her şeyi zorlaştırma." Dedi derin bir iç çektikten sonra.

"Ben mi zorlaştırıyorum? Asıl zorlaştıran sensin! Söyle ve kurtul!" Diye bağırdım.

"Bunu sana söylemiycem. Sadece bana güvenmen ve beklemen gerekiyor. Zamanı gelince zaten anlayacaksın." Dedi.

Gerçekten ısrar edecek direncim kalmamıştı. Başımı aşağı eğdikten sonra "Peki." Dedim fısıldar gibi.

Peki çok şey ifade ederdi. Bazen içindeki tüm duyguları kusmak için kullanılırdı. Ama benim bu sefer ki kullanma nedenim farklıydı.

Ona inandığım veya güvendiğim için de kullanmamıştım bu sefer. Sadece bir 'peki' ydi bu. Tükendiğim için kullanmıştım bu sefer.

Son zamanlarda çok şey yaşamıştım ve artık halim yoktu.

"Peki." Dedi Klaus benim gibi. Sonra yataktan kalktı. "Yarın görüşürüz." Deyip odadan çıktı ve kapıyı arkasından çekti.

Sanırım gerçekten bekleyip neler olduğunu görecektim. Başka bir şansım yoktu. Çünkü bir kez daha onu yüz üstü bırakıp gitmek ihtimaller arasında yoktu bile...

GEÇMİŞİN GÖLGESİNDE (Klaroline)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin