Merhaba arkadaşlar... İşte yeni bölüm. Elimden geldiğince uzun yazmaya çalıştım. Umarım beğenirsiniz.
İyi okumalar...
NOT:Multimedia'da Kol var...
--------------------------------------------
Floransa-Caroline;
Atla İtalya'ya kadar gitmem 1 ayımı almıştı. Sonra ise bir gemi kiralayıp -insanları etki altına alarak- Floransa'ya geldim. Bu da 1 ay sürmüştü.Ve şimdi deniz kokusunun burnumu doldurduğu gibi "Kara göründü!" Sesi de kulaklarımı dolduruyordu.
Sonunda gelmiştik. Floransa çok güzel bir şehirdi. Sanatın ve özgürlüğün şehri. Bu dönemede en açık fikirli şehirdi.
Limanda bir sürü satıcı vardı. Hepsinin bağırışları duyuluyordu.
Gemi limana yaklaşırken eşyalarımı almak için kamarama gittim. Eşyalarını topladıktan sonra yeniden güverteye çıktım.
Demir atmıştık. Gemiyle karayı bağlayan köprü açıldığında etrafıma ilk ben indim.
Floransa'daydım. Kendi eksenimde bir kez dönüp etrafıma baktım. 488 yıllık hayatımda buraya gelmemiş olmam aptallıktı. Burası gerçekten harikaydı.
Kendi etrafımda döndüğüm için başım dönüyordu. Yalpaladım ve bir bedene çarptım. "Özür dilerim." Diyerek adamdan uzaklaşırken aynı zamanda kafamı kaldırmıştım "Kol Mikaelson!" Dedim mutlulukla. Yüzünde kocaman bir gülümseme oluşmuştu. "Caroline Forbes!" Dedi ve ellerini ona sarılmama için iki yana açtı.
Hızla kucağına atladığımda beni havada döndürdü. Yıllardır ilk defa bir Mikaelson'la karşılaşmıştım.
"Seni görmek harika!" Dedim. "Seni de öyle güzellik." Dedi.
Onu baştan aşağı süzdüm "Hiç değilmemişsin." Dedim. Aklımda başka sorular vardı ama sormayacaktım işte! Ona Klaus'u sormayacaktım!
"Floransa'da yaşamana şaşırdım." Dedim gülümsemeye çalışarak.
"Ah! Hayır!" Dedi elini sallayarak. Bir yandan da gözlerini büyütmüş, dudaklarını büzmüş ve komik bir ifade takınmıştı. "Burda yaşamıyorum. Sadece burada Leonardo Da Vinci diye bir bilim adamı ve ressamın yaşadığını duydum. Belki güzel bir resmimi çizer diye düşündüm." Diye ekledi.
"Resmini Klaus'a çizdirebilirdin." Dedim sanki bu gayet normal bir konuymuş gibi. Aferin Caroline! Yine ne yaptın ne ettin konuyu Klaus'a getirdin! Aferin sana! Salak kız!
"Abimi 110 yıldır görmüyorum." Dedi yüzündeki salak gülümseme kaybolmuştu.
"Sen yine iyisin. Benim onu son görmemin üstünden 469 yıl geçti." Dedim. Dilini dudaklarıyla ıslattıktan sonra üzgün bir ifade takındı.
Ona 'Klaus'u son gördüğünde ne yapıyordu?' Diye sormak istedim ama yapamadım.
Gözlerimde birikmeye başlayan yaşların akmasına izin vermedim ve onları yeniden içeri gönderdim.
"Senin şu Da Vinci benim resmimi de çizer mi?" Diye sordum konuyu dağıtmak amacıyla. "Etki altına alırsan her istediğini yapar." Deyip kıkırdadı. Ben de onun gibi yaptım.
"Ya sen? Sen neden buradasın?" Diye sordu Kol. Kulağına doğru eğilip "Bir Bennet cadısı arıyorum." Diye fısıldadım. Sonra "Onu daha önce hiç gördün mü?" Diye sordum.
"Burada bir Bennet cadısının yaşadığını bile bilmiyordum. Ama burada herkesi tanıyan birini biliyorum." Dedi.
"Kimmiş o?" Diye sordum. "Lorenzo de Medici. Floransa'nın hümdarı. Bir vampir olarak saraya girmen çok zor olmasa gerek." Dedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN GÖLGESİNDE (Klaroline)
FanfikceAsırlar boyu süren, dur durak bilmeyen, kanlı bir aşk hikayesi... KLAROLİNE