-39-

958 78 14
                                    

Merhaba arkadaşlar. Pazar günü bölüm yazamadığım için üzgünüm. Bu kısa bölümü bile çok zor yazdım. Gerçekten çok hastayım ve başımı bile kaldıramıyorum. Bu yüzden kısa ve bir az da geç yazdım. Umarım beğenirsiniz.
İyi okumalar...
-------------------------------------------

Aynı saatler, Caroline;
"Bak." Derin bir nefes alıp devam ettim "İçimde tarif edemediğim bir şeyler oluyor. Duygularım yok. Ama seni kıskandığımı hissediyorum. Ve öyle zamanlar geliyor ki seni sevdiğimi hissediyorum. Be ne yapacağımı bilemiyorum."

Sesim titriyordu. İlk başta bilerek yapmıştım ama birden gerçek oluvermişti. "Bana yol göster." Dedim "Lütfen!"

Bunların hiç birini istemiyordum aslında. Bana yol göstermesine falan ihtiyacım yoktu. Kendi yolumu bulabilirdim. Ama onun bunu bilmesi gerekmiyordu. Onun gözünde olabildiğince çaresiz gözükmeliydim şu an.

Gözlerinde merhamet vardı. Bana iyi davranmak gerçekten yol göstermek istiyordu. Söz konusu ben olduğumda fazla aptal oluyordu. Ve ben bunu kullanmayı seviyordum. Bu yüzden yüzümde oluşan küçük bir gülümsemeye engel olamadım. Gülümsemeyi hemen silmiştim ama Klaus fark etmişti.

Bakışları birden donuklaştı. Buz gibi bakıyordu şimdi. "Yalan söylüyorsun!" Dedi. Sesinde resmen nefret vardı. Daha önce onun sesinden hiç duymadığım bir nefret.

"Yalan söylemiyorum." Dedim başımı iki yana sallayarak. Bana soğuk bakışlarını göndermeye devam ettiğinde kaşlarımı çattım "Yoksa artık beni sevmiyor musun?"

Onu üzmek ve böylece ikna etmek istemiştim ama olmamıştı. "Burada olduğumu kimden öğrendin?" Dedi soğukça.

"Kimse." Dedim. Bu soruya verecek cevabım yoktu. "Kimden öğrendin?" Diye bağırdı bu sefer. Kızgındı. Ben onu bir çok kez aptal yerine koymuştum ve o bana bu yüzden çok kızgındı.

Ben bir kaç adım ondan uzaklaşırken "Elijah söyledi değil mi?" Diye sordu sesi yeniden sakinleşmişti.

"Hayır." Dediğimde "Bana yalan söyleme Caroline?" Dedi. "Yalan söylemiyorum." Dedim.

Ama anladığını biliyordum. Her bir hareketim yalandı ve o da bunun farkındaydı.

Hızla beni yakalayıp elinin yanmasına aldırmadan içinde mine olan bilekliğimi çıkartıp bir kenara attı ve doğrudan gözlerime bakarak "Burada olduğumu kimden öğrendin?" Dedi. Beni etki altına alıyordu!

"Elijah." Dedim istemsizce. Bunu söylediğimde ellerini kollarımdan ayırıp az önce Katherina'yı gönderdiği yere doğru hızla koştu.

Bu sırada "Katherina!" Diye bağırdığını duymuştum...
***
O gittikten sonra artık kendi ağırlığımı taşıyamadığımı fark ettim ve bedenimi yere bıraktım.

İlk defa bu kadar kötü görmüştüm Klaus'u. Bu kadar nefret dolu. Ve buna inanamıyordum. Onu daha önce hiç böyle görmemiştim.

Sürünerek Klaus'un yere attığı bileziğimi aldım ve yeniden koluma taktım. Ellerim titremeye başlamıştı.

Burası soğuktu. Ve ben bunu yeni fark ediyordum. Burada tek başıma kaldığımda.

Şimdi kalkıp kaçabilirdim. Buradan çok uzaklara gidebilirdim. Çünkü bu sefer bana ceza vereceğinden adım gibi emindim.

Ama kalkamıyordum. Bir şey beni burada tutuyordu. Gidemiyordum. Bunu Katherina'ya gönderdiğim mesajda da söylemiştim. Klaus'u bırakamazdım. Neden bilmiyorum ama bırakamazdım. Şimdi değil.

Hiç kıpırdamadan ormanın ortasında oturdum ve kendi sessizliğimi dinledim. Ta ki bağırışma seslerine kadar. Klaus ve vampirleri geri dönmüştü.

Benim burada olduğumu beklemiyordu. Gelişinden belliydi. Yüzündeki sinir ve hayal kırıklığından Katherina'yı bulamadığı belliydi. Bu yüzden yüzümde büyük bir gülümseme belirdi.

Klaus gözlerinden çıkan alevleri benim üstüme salıyordu.

Hızlıca benim yanıma gelip kolumdan tutup kaldırdı. Hemen sonra karnıma doğru sertçe vurup yere serilmeme neden oldu.

Sert vuruşundan dolayı canım acımıştı ama bu kahkaha atmama engel olmuyordu. Bu aynı zamanda Klaus'u daha çok sinirlendiriyordu.

Yanıma eğilip çenemi tuttu ve sertçe kendisine doğru çevirdi. Şimdi birbirimize çok yakındık.

Gözlerimin içine dikkatlice baktı. İlk önce bana baktığında gözlerinin yumuşadığını sandım. Ama bu o kadar kısa bir süreydi ki hayal miydi gerçek miydi emin olamamıştım.

"Bu hayatında yaptığın en büyük yanlıştı. Bu bardağı taşıran son damlaydı ve yemin ederim ki cezasını çekeceksin Caroline." Dedi.

Ben ise yine gülümsemekele yetindim. Çünkü biliyordum ki o bana bir şey yapamazdı. YAPMAZDI.

GEÇMİŞİN GÖLGESİNDE (Klaroline)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin